Murat BELGE
Kemal Kılıçdaroğlu hükümetin uygulamaları üstüne doğru bir tesbitte bulundu (tabii “hükümetin” demek çok doğru olmuyor. Cumhurbaşkanı varken başka kimse “uygulayamıyor”): devletin siyasîleştiğini söyledi. Evet, binlerce insanı kapsayan tayinler, sürgünlerle adalet ve güvenlik mekanizmalarında iktidar açıkça “benden olanlar/ benden olmayanlar” ölçütü üstünden yürüyen bir “yeniden- yapılandırma” sürecine girdi. İş, adalet ve güvenlik mekanizmalarından başladı ama devletin başka kurumlarında da benzer bir tutumun işlediğine dair birçok haber geliyor.
Bugün Cumhurbaşkanı’nın HSYK’ya seçtiği kişilerin haberi çıktı, örneğin: aralarında doğrudan doğruya parti üyesi olanları var. “Bu yaptığımız aşırı partizanlık olmuyor mu?” türünden bir kaygı duyulmadığı besbelli.
Bu “siyasîleşme” tesbitine İçişleri Bakanı Ala’nın tepkisi ilginçti. “Siyasîleşmek kötü bir şey mi?” anlamında bir soruyla cevap verdi. Efkan Ala’nın cahil bir kişi olduğunu sanmıyorum. Herhalde bilinçli olarak yapılmış bir çarpıtma. Büsbütün temelsiz değil tabii: 12 Eylül’ün bir uygulaması üniversitelerde “siyaset bilimi” bölümlerinin adını “idarî ilimler”e çevirmek olmuştu ki, bunun gerisinde yatan zihniyet hakkında iyi bir fikir veriyordu: “Devletin başında bilenler karar verir, memurlar uygular. Biri buna itiraz edecek olursa, ‘siyaset’ denen şey odur ve bu da kötü bir şeydir. ‘Siyaset’, tek fikir olması gereken yerde ‘ikinci fikir’ demektir, onun için kötüdür.”
Tabii Kılıçdaroğlu bunları kastetmiyor, partizanlaştırmayı eleştiriyordu; ama CHP’nin felsefesinde yukarıdaki anlayışın tortusu yoğun olduğu için, Efkan Ala da öyle bir gönderme yapıverdi.
Daha ilginci Davutoğlu’ndan geldi. Davutoğlu otuzları hatırlattı; illerin valilerinin aynı zamanda CHP il başkanı olduğu günleri. Ve Kılıçdaroğlu’na “Bari kendi partinin geçmişini öğren” diyerek cevap verdi.
Evet, CHP bu rezaleti ve daha birçoklarını becermiş bir partidir. Bunun için de sevilmeyen bir partidir. Bu da hâlâ devam ediyor. Ama Kılıçdaroğlu’na verecek cevap herhalde bu olmamalıydı. Aradan bunca yıl geçmiş --belki Kılıçdaroğlu henüz doğmadan önce yapılmış bir iş; Kılıçdaroğlu böyle bir şeyi savunmuyor, tersine, şu anda yapılan ona benzer işi eleştiriyor. “Senin partin de yaptı” demekle, Davutoğlu kendisi, yapılan işi savunma konumuna düşüyor; suçlamayı da zımnen kabul etmiş oluyor. Elbette niyeti bu değil ama nesnel olarak bunu yapıyor.
Kabul etse de, etmese de, yapılan şeyler ortada, tarz ve tutum ortada. Davutoğlu’nun benimsediği ideoloji ile eleştirdiği Kemalist ideoloji genellikle birbirinin karşıtı olarak gördüğümüz temellere dayanıyor. Ama iş pratiğe, somut uygulamaya geldiğinde, benzerliklerin sayısı birdenbire artıyor. Bu “yaklaşma”nın nedeni, her iki ideolojinin de demokrasiden uzak oluşu ve her ikisinin de zihinde tasarlanmış bir modeli topluma empoze etmek ve toplumu o modele uymaya zorlamaktan geri durmaması. Bu noktada birleşince, pratikteki yöntemde de birbirlerine yaklaşıyorlar. İkisinin de zihnî tasarımında ideolojik (ve militanlık ölçüsünde “bağıtlı”) bir devlet aygıtı var. Bu aygıt, bütün imkânlarını seferber ederek, “ideal” olarak tanımlanan yurttaşı biçimlendirecek, yoğuracak.
Bu “ideal yurttaş”ın belirli özellikleri sözkonusu iki ideolojide farklılık gösterebilir, ama “itaatkâr” olması gerektiği noktasında da tartışma yok.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları






































jale mıldanoğlu
Yüreğine sağlık Necati.. İyi ki anlattın.bunca yıllık dostunuzu kaybetmişsiniz.Senin Hasan Gürkanın ve Mehmet Kurnazın eksikliğini hissedeceğiniz dostlarınızdanmış Tıpkı Hasan Abi gibi.Huzurla uyusunlar. Başınız sağolsun
Atilay Sayğı
Benimde Konca askeri ceza evinden tanıdığım Numan Hocam; Necati Hocanın belirttiği gibi yüreği insan sevgisiyle dolu, iyi bir dost, iyi bir yoldaştı. Böyle güzel bir insanın Aramızdan ayrılması sevenlerini üzdüğü gibi benide çok üzdü. Sevenlerinin başı sağ olsun....
Nadi Öztüfekçi
Evet ben de "Eksildik bir kişi daha" diye başlamışım söze ama inanın o kadar kolay olmadı. http://nadioztufekci.blogspot.com/2013/10/bir-garip-ofke.html
Nabi Yağcı
Nabi Yağcı Numan yoldaşımızın kaybı onu seven yakın dostları, yoldaşları gibi beni de çok üzdü,Sana da güle güle yoldaşım.