Murat BELGE
Bu toplumun siyasî gelenekleri “havan dövücüler”den de, “hınk deyiciler”den de, bol bol yaratmıştır. Bunlar genellikle iplerin (yani gücün) kimin elinde olduğuna bakarlar. Durumu tesbit ettikten sonra o cephede kendilerine yer açmaya başlarlar: uzmanlıklarına ve yeteneklerine göre, havan döverek ya da hınk diyerek. Revaçta olan ne? “Güneş- Dil Teorisi” mi prim yapıyor: “Roma’nın eski adı Tarquinia, değilmi? Kralı da Tarquinius! İşte, besbelli, Romalılar aslında Türk!” diyerek ortalara atılacaksın. Hınk deyiciler de “Tabii öyle! Bak ne isabet buyurdu!” diye tempo tutacaklar. Etrüskler olacak Estürkler falan filan.
İktidar değişti, Müslümanlık mı ağır basıyor. Hemen yeni gidişe ayak uyduracaksın. Gene aynı “açık artırma” mantığı: yeni bağıtlanman adına, daha önce dile gelmemiş (belki “bu kadarı fazla olur” endişesiyle) taleplerde bulunacaksın. Biri çıkmış, “Kızlar 12 yaşında örtünme ‘hak’kına sahip olsun,” mu diyor, “Ne 12’si?” diye fırlayacaksın ortaya. “8’de başlasınlar!” Sen daha müminsin. Hepsinin önünde koşarsın. Önde koştuğun için de dikkat çekersin, göze çarparsın. Göze çarpınca da, zamanı gelir terfi edersin.
Birkaç gündür devam eden Eğitim Şûrası’na baktığımda, bu anlattığım süreçlerin birçoğu gözümün önünden geçiyor. Nedir bu “Şûra” denilen şey? Formel bir şey değil, o andaki iktidarın istediklerini çağırarak topladığı, geçici bir kurul. Ama “formel” olsa ne olur? Ne yapar, eder gene eşi dostu toplarlar. “İstişarî” bir işlevi var. Yani, sonuçta, reklama dönük bir şey. Şûra’nın Türkiye’de eğitimin niteliğini yükseltmek için getirdiği önerilere bakıyoruz. “İnsan hakları” dersi varmış, “kaldırılsın” diyorlar; “Felsefe girmesin müfredata” diyorlar; “Din dersi –pardon “din kültürü” dersi– falan sınıftan başlasın” diyorlar; “Eski Türkçe dersi konsun, zorunlu olsun,” diyorlar. Dahası da var.
Bunlar hepsi, belirli bir yönü işaret eden talepler. O yön de, zaten, varolan iktidarın başındaki zatın öteden beri işaret ettiği yön (ama son zamanlarda bu işaretler adamakıllı sıklaştı ve yoğunlaştı).
Şimdi, böyle olunca, bu olanların yalnızca “Şûra”da yer alan bazı işgüzarların (yani havan dövücü ve hınk deyicilerin) fantezileri veya ütopyaları olduğunu düşünemiyoruz.
Gene bu iktidarın başındaki zatın dilimize ve ayrıca siyaset biliminin terminolojisine kazandırdığı bir kavram var: “üst akıl” diye bir şey (Bu tabii “konspiratif düşünce tarzı”nın bir şahikası ama o konuyu başka yazıya bırakalım). Bu “Şûra”daki “havan dövücüler”le bu “üst akıl” arasında hayranlık verici bir “tetabuk”, bir “örtüşme” olduğu hemen görülüyor. Amatör işgüzarlar tabii var, ama “iş”in ne “iş” olduğu ve ne şekilde “güzâr” eyleyeceği de sanki önceden tasarlanmış, kararlaştırılmış. Hattâ, neyin kabul edileceğinin yanısıra, neyin kabul edilmeyeceği de görüşülmüş. Örneğin “karma eğitim kaldırılsın” diye öneri olmalı. Ama reddedilmeli. Yani, şu aşamada bu talep bir telaffuz edilsin, duyulsun. Ama sonra “nadasa bırakılsın”. Önümüzdeki yıl ya da bir sonraki yıl bir daha getiririz. Olacak şok azaltılmış olur. Bakarsın bu sefer geçirtiriz.
Hani, işlevi “istişarî” demiştim ya. Eğitim denilen bu koskoca alanda çalışan ya da bu alanda yapılacaklar üstüne kafa yoran (“Şûra”nın anlamı, mantıken, bu olmalı) kimseleri biraraya topluyorsun. Konjonktüre göre, seninle aynı fikirde olmayacağını bildiğin birkaç kişiyi de çağır ki, şu “demokrasi” diye tutturanlara da ağızlarını açma fırsatı verilmesin; ama sonunda seninle aynı fikirde olanların “çoğunluk oyu” oluşturmasını da ihmal etme.
Böylece, “tabandan gelen” ve aynı zamanda “uzmanlardan gelen” önerileri “toplamış” olursun. Bu önerileri onlara verirken zaten aklında olanları yürürlüğe koyacak yasaları çıkarırsın. Şimdilik yalnızca tartışılmasını istediğin önerilerin duyulmasını sağlarsın.
Bu ülkede, “aşağıdan yukarıya” danışma, karar vb. mekanizmaları da işte böyle çalışır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
22.04.2025
31.03.2025
17.03.2025
10.03.2025
7.03.2025