Murat BELGE
Türkiye’deki “olacak” seçimi bırakıp Britanya’daki “olmuş” seçim üstüne birkaç söz söylemek geldi içimden. Bazı beklenmedik sonuçlar alındı bu seçimde –ki, gelecekte beklenmedik gelişmelere yol açabilir. Ayrıca, “anket” yapma tekniğini ne zamandır kavramış bir toplumda bu işi yapan kuruluşların hepsini de şaşırtmayı “başaran” sonuçlar çıktı ortaya.
“Ortada” bir seçim gibi görünüyordu. İki büyük parti arasında kaydadeğer bir fark yoktu. Ama bir de baktık ki bayağı bir fark varmış –tabii Muhafazakârlar lehine.
Seçimde en az şaşırtıcı sonuç belki budur. “Muhafazakâr Britanya” hepimizin alışık olduğu bir olgu. Thatcher’ı onca yıl iktidara getirmiş toplum, eli otomatikman Tory’lere kayıyor herhalde. Ama bu açık farklı zafere herhalde en çok şaşıran Britanyalı, Cameron olmalı.
İşçi Partisi net bir yenilgi aldı. Bu seçimde benim canımı en fazla sıkan olay da buydu. “Miliband” adını biliriz: Ralph Miliband, şimdi Labour’da bulunan iki kardeşin babası, Troçkist bir Marksist’ti. Ama bütün Britanya solunun saygı duyduğu bir kişiydi. Öncelikle dürüstlüğüyle tanınırdı. Yıllarca, Socialist Registeradında bir yıllık yayımladı; Marksizm çatısı altındaki teorik gelişmelerin kaydını tuttu.
Ed Miliband, benim gözümde oldukça dengeli bir sosyal-demokrat olarak görünüyordu. Örneğin Blair gibi “Thatcher hayranı bir sosyal-demokrat” değildi; ama Labour’a fazla gelecek bir radikalizmi de yoktu. Onun için, hak etmediği bir yenilgiye uğradığını düşünüyorum (ancak, epey süredir, Britanya politikasını biraz uzaktan izlediğimi de söyleyeyim).
Şimdi Cameron ne yapacak? Sanırım en önemli işi, Avrupa Birliği’ne üyelik konusunda referanduma gitmek olacak. Ya bunun sonucu? Hiç belli olmaz. Britanya halkı, daha çok da onların İngiliz kısmı, ayrılma kararı verirse pek fazla şaşırmam.
Bu seçimde gerçekten şaşırtıcı olan şey İskoçya oldu. Daha bir süre önce onlar da Birleşik Krallık’tan ayrılmak ya da ayrılmamak üzere referandum yapmış, ayrılmamaya karar vermişti. Öyleyse şimdi niye milliyetçi partiye (Scottish National Party) böyle bir yöneliş –59 sandalyenin 56’sı!
İskoç seçmeni İngilizler’e göre daha sol eğilimlidir. Normal durumda o 56 sandalyeyi Labour alırdı. Onun için Labour asıl İskoçya’da hezimete uğradı. Ulusal Parti de gene kendi beklemediği kadar oy aldı. Bu da, İskoç seçmeninin kendini “Birleşik Krallık” politikasından çekip içine kapandığının işareti –ve önceki referandumla çelişiyor.
Scottish National Party, “ulusal” ama “ulusalcı” olmayan bir partidir aslında. Tom Nairn gibi İskoç solcuları bu nedenle İskoç milliyetçilerine hoşgörüyle bakarlar. Ekonomide sosyal- adaletçi bir yaklaşımları vardır; neo-liberalizme karşıdırlar.
Bu sonucu, İskoçyalı seçmenin Labour’dan duyduğu hayal kırıklığının bir sonucu olarak mı yorumlamalı? İskoçya’daki referandum çeşitli tartışmalar arasında yaklaşırken, İngiltere’nin siyaset dünyasından İskoçya’ya doğru düzgün bir öneri gelmemişti. Sağ, “Bak, sonra kötü olursunuz” tarzına bir “korkutma” taktiği benimsemişti, tehdit edip duruyordu. Solun, “Birlikte yaşamaya devam edersek şunları şunları yapabiliriz” diye bir program önerisiyle gelmesi beklenirdi, ama böyle bir şey olmadı. İskoçyalı seçmenin Labour’dan böylesine belirgin biçimde soğumasının bir nedeni de bu olabilir diye düşünüyorum.
Hangi nedenlerle olduysa oldu, ama oldu. Yani, İskoç toplumu bu son seçimde çok çarpıcı bir şekilde kendi içine döndü. Bu da, tabii, Türkiye’de ne zamandır devam eden, Kürtler’e özgü süreci akla getiriyor. Kürtler için, sol hedefler ve beklentilerle oy verilecek bir sol kitle partisi ne zamandır zaten yoktu. Burada Kürt oylarının bölünmesi din üzerinden gerçekleşiyordu. Birleşik Krallık’ta Labour’un yarattığı hayal kırıklığının benzerini burada AKP yarattığı için, Kürt oylarının daha büyük bir oranının HDP’ye yönelmesi eğilimi başladı. Hızını ve çapını Haziran’da göreceğiz herhalde. Ben kendi hesabıma HDP’nin barajı aşan bir parti olmasına çok önem veriyorum –barajı aşan ve dolayısıyla barajı anlamsızlaştıran bir parti olmasına.
Yazarlar
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025