Murat BELGE
Türkiye tarihinde önemli bir rol oynadı Süleyman Demirel. “Önemli” olduğu pek tartışılmaz, ama “olumlu” mu? Orası çok tartışma götürür.
Bir “hesap adamı” olduğu sık sık söylenmiştir. Demirel’vari bir hesapla, bıraktığı bilançoya baktığımızda, hesaba kitaba daha kolay gelir, barajdı, fabrikaydı, o alanda bilançonun bir hayli olumlu olduğu söylenebilir sanıyorum. Ama üç devrimci genci idama göndermekten şiddetli anti- komünizmine, Milliyetçi Cepheleri’ne, “milliyetçiler suç işliyor dedirtemezsiniz”ine, pek olumlu bir manzara çıkmıyor ortaya.
Moskova’da (Nazım’ın da gömülü olduğu mezarlıkta), Kruşçev’in mezarını görmüştüm: yarısı beyaz, yarısı siyah mermerden yapılmış bir anıt vardı. Bu, anıtı yapan sanatçının “Kruşçev nasıl bir önderdi” sorusuna verdiği simgesel cevaptı. Bir mezar anıtı için herhalde özgün bir buluş; ama bir siyaset adamının değerlendirilmesi çerçevesinde baktığınızda hiç özgün sayılmayabilir. Siyah- beyaz olmayan siyaset adamı kaç tane sayabiliriz. Kapkara olanını muhtemelen bulursunuz; bembeyaz olanı yoktur –Gandhi’si, Abraham Lincoln’u dahil.
Süleyman Demirel’in de sicili siyah- beyazdır.
Süleyman Demirel Türkiye’de Başbakan olduğunda, dünyada, dünya ekonomisinde yeni sayılır bir çığır vardı: ithal ikamesine dayalı sanayileşme. Birtakım tüketim mallarını ithal etmek için kullandığınız kaynağı onları kendi ülkenizde üretmeye kanalize ediyorsunuz. Süleyman Demirel bunu kolay kavradı. Herhalde Amerika’da okurken böyle bir sürecin farkına varmıştı. Kendi ekonomik programını bu temele oturttu. Böylece, sanayileşen bir Türkiye’nin başmimarı oldu. Demir- Döküm’lerin, Arçelik’lerin ve daha birçoklarının Türkiye’si kuruluyordu. Buralarda tutunan DİSK biçimleniyordu.
“Türk Solu”nun teorisyenleri ise “komprador kapitalizmi” diyor, “ambalaj” ve “montaj” sanayiinden dem vuruyor, tepeden tırnağa “feodal” bir Türkiye anlatarak genç ve vatanperver Türk subaylarını tamamlanmamış 27 Mayıs “Devrimi”ni tamamlamaya çağırıyordu.
Böylece 12 Mart’a gelindi. Burada Süleyman Demirel’in de, partisinin de, başarılı bir performans çıkardığı söylenemez. İdam oylaması elbette ki bir yüz karasıdır. Ama Demirel’in 1973 seçim yenilgisinden sonraki performansı bence çok daha kötüdür. Öte yandan, onun için söylenecekler çok da ona özgü değildir: ekonomide başarı ve gelişme, siyasette ise faşizan bir darkafalılık, Türkiye sağının genel karakteristiğidir.
Süleyman Demirel yetmişlerde değil ama seksenlerde göreli bir olgunlaşma sürecine girebildi. Bu, Yeni Gündem’i çıkardığımız ve Demirel’le oldukça düzenli bir ilişki kurduğumuz dönemdi. Tanıklık ettiği üçüncü askerî darbeden sonra Süleyman Demirel Türkiye tarihini bu sorunsal çerçevesinde yeniden gözden geçirmeye başlamış, dünyada demokrasinin nasıl işlediğini incelemiş, epey bir ders çıkarmıştı. Zeki adamdı, doğal bir nüktedanlığı vardır. Üçüncü darbeden sonra bunlara siyasi bir geniş görüşlülüğü eklemeye başlamıştı. O zamana kadar düşman gördüğü solda kendisi kadar ya da daha fazla demokrat kişiler olduğunu görüyordu.
Ancak bu yıllarda dünyanın ekonomik gidişatı gene değişmişti. “İthal ikamesi” politikaları eski geçerliliğini kaybetmişti. Bunları, dünyada neler olduğunu Demirel’den daha iyi anlayan kişi de Turgut Özal’dı. Ama Demirel’i iktidardan itekleyen generallerle ilişkisi ve Demirel’in iteklenmiş olmasından yararlanmakta tereddüt etmeyişiyle Turgut Özal, Demirel’in bu dönemdeki baş düşmanıydı.
Bu yıllarda Süleyman Demirel siyasette varlık olmaya devam etti, Cumhurbaşkanlığı konumuna da geldi. Bu konumda, 28 Şubat’la işbirliğine girmekten kaçınmadı. Böylece, “cihet-i askeriye”ye, “Siz bana şunları şunları yaptınız ama, ben işte böyle adamım” dediğini sanıyorum.
“Varlık olmaya devam etti” ama altmışlarda olduğu gibi belirleyici bir rol oynamadı. Doksanların ikinci yarısı zaten genel olarak Türkiye’nin boşa gitmiş yıllardır –12 Eylül’ün kısmen bugün de devam eden sonuçları, aklî bir kısırlaşma.
Yani, kısacası, Demirel’in kişisel tarihi, Türkiye’nin genel tarihi ile yalnızca iç içe geçmemiştir; biraz da onun bir resmi gibidir; erdemleriyle, ama kusurlarıyla da.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları



























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.12.2025
1.12.2025
24.11.2025
25.08.2025
6.08.2025
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025