Murat BELGE
Siyaset üstüne yazmak yazanı bıktırıyor, biliyorum. Ama sanırım okuyanı da bıktırıyordur. Çünkü sonuç olarak bu toplumda “siyaset yapma tarzı” bıktırıcı. Başka bir konuda bir şey yazmak geliyor içimden ama siyasetin burnunu sokmadığı bir yer olmadığı için gene başımızı siyasetin içine sokmuş olacağız.
PKK’nın “K” harfi ve onun sesi, aklımda. Daha önce de yazmıştım. Kürt’lerin mücadelesini destekliyorsan, “Pe- ka- ka” demeyeceksin; “Pe- ke- ke” diyeceksin.
Bir Kürt belediyenin davetlisiydim. Yanıma bir adam vermişlerdi, “mihmandar” olarak, arabayla getiriyor, götürüyor falan. Öyle genç bir adam da değil. Mesafeli, çok nazik. Günün sonuna geldik. Yanıma geldi, “Konuşmanızda İki kera ‘pekaka’ dediniz. Sizi protesto ediyorum,” dedi ve gitti.
Son aylarda bakıyorum, TV programlarında falan, çoğunluk “pekeke” diyor. Herkes bir tavır belirtmek için mi böyle yapıyor? Sanmıyorum. Hiç sempatisi olmayanlar da öyle diyebiliyor. Demek ki sonunda bunu yerleştirdiler, diye düşünüyorum.
Ama bu arada “H” harfinin sesi de değişti. “H” ile “K”, bizim alfabede “Ha” ve “Ka” olarak, “a” ile telaffuz edilen iki harfti. Şimdi “e”ye döndü: Hedepe, Cehepe, Mehepe, öylece gidiyor.
Niye “ha” ve “ka”ydı bunlar? Arap alfabesinde bir “kaf”, bir de “kef” vardı. Klasik örnekle, hani şu gökten yağan “kar”dan söz edeceksek, bunu “kaf”la yazacağız; cebimize “kâr” kalacak şeyden söz edeceksek, “kef”i kullanacağız. Ama Latin alfabesine geçtiğimizde bu “kef”in yerine “Q” harfini almadık. Derler ki Atatürk sevmemiş. İmzasını “Q” ile atmak istememiş. Muhtemelen uydurma bir yorum. Ama “kaf”tan gidince, o sesin adı da “ka” olmuş. Doğrusu da bu.
“H” deyince üstelik üç tane harf var Arap alfabesinde. Bunların söylenişi de “Ha”, “Hı” ve “He”. “He” bazen sadece “e” de olabilir. “Hı” ise iyice gırtlaktan. Bu durumda “Ha” demeyi seçmişiz. Yıllarca, ilkokuldan başlayarak böyle belletildi, böyle söylendi bunlar. Dediğim gibi, PKK ortaya çıkıncaya kadar. O zaman bu “kaka” sesleri mi kötü görüldü, ne olduysa, bir “keke” çıktı. Bu arada, birileri de özelikle “kaka” demek istiyor olabilirler tabii.
Yakup Kadri Karaosmanoğlu benim akrabam olduğu için her konuda sohbet ederdik. O da, adının “inisiyal”lerinden şikâyetçiydi, aynı nedenle. “Yahu, ‘ye- ka- ka’ oluyor” diye dert yanardı.
Bir zamanlar da alfabeye, yani şimdi kullandığımız Latin alfabesine, o alfabede zaten olan bazı harfleri yeniden alarak, daha çok Kürtler’in dilindeki sesleri karşılama tartışması yapılmıştı. Yanlış hatırlamıyorsam, böyle yapılması yönünde bir yasal düzenleme de yürürlüğe girmişti. Örneğin “W” kullanılır olmuştu.
Bu da bir yöntem. Örneğin “Q” harfini kabul etmek. Ama bunun başımıza açacağı dertleri bir düşünün: Mustafa Qemal’den başlayarak ne kadar çok şey değişmesi gerekiyor. Türqiye olacak. qüçüq “qü”nün biçimi “ge”ye benzediği için de karışıklıklar çıkacak (ama eski yazıda “kef”te de olurdu bunlar. Kef, ince “ge”ye de dönüşürdü yerine göre, örneğin “getir”, “kef”le yazılırdı. Ama arka vokallerle telaffuz edilen (“a”, “u”, “o” ile ) “ge”ler “gayın”la yazılırdı.
Tabii bir simge ile hep aynı sesi temsil etmek aslında mümkün değildir, çünkü dil durmadan değişir. Bu nedenle imlâsı eskiden beri iyi kötü yerleşmiş Avrupa dilleri, imlâsı en belâlı dillerdir. “Flood” yazarsın, “flad” okursun; yazıldığı gibi okunanlar iyice azınlıktadır. Erkek adı “George”: “corc” okunur. Uçurum anlamına “gorge”, “gorc” okunur.
Türkçe için hep “fonetik bir dildir” denir. Öyle mi? Değil. Olamaz ki. “Üniversite” yazıyoruz, kuralı bu. Konuşurken, yazıldığı şekilde telaffuz eden var mı? Etsek, insanlar güler, “Züppe” der: “ünüerste” diyoruz. Daha bir yığın kelime var ki, yazdığımız gibi okumuyoruz.
Bizimkisi oldum olası bir “kanun ve nizam devleti”dir. Onun için bu işi de yasalarla çözmemiz beklenirdi. Zaten öyleydi de. Ama düzen bozuldu, şimdi herkes aklına estiği gibi yapıyor.
“Ka” mı, “ke” mi?
Yazarlar
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2025
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025