Murat BELGE
Benim bu yazıda soracaklarımı başka birçokları da soruyor: Kimi benim gibi yazıyla, kimi eşi dostuyla konuşurken, kimi de -umarım- kendi kendine. Rusya ile, İsrail ile ilişkilerimize yeni bir biçim verildi. Verilmiş olmasının çok iyi olduğu da söyleniyor. İyi olduğuna benim de fazla bir itirazım yok ama bunların şimdiye kadar yapılamamasının nedenlerini merak ediyorum.
Bu tabii "retorik" bir merak! Hani "retorik soru" vardır; cevabını bildiğimiz soru: "Türk'ten büyüğü var mıdır?" sorusunun cevabının "Hayır, yoktur" olması gibi.
Rusya ile, İsrail ile, başka herkesle ilişkilerimizin bozulmasının tek bir nedeni, kaynağı var: Tayyip Erdoğan! O halde düzelmesinin de tek bir nedeni, kaynağı olacak: Tayyip Erdoğan.
Olan da bu zaten: Cumhurbaşkanı o gün öyle münasip gördü, bugünse böyle münasip görüyor.
Rusya'nın uçağını düşürdük, ticaret durdu, turizm durdu. Hepimizi etkileyen, etkilemeye devam edecek bir durum; ama "işin içinde" olanlar, örneğin Antalya'da turizm yatırımı yapmış olanlar açısından bugünkü durum yeterince berbat. Rusya'da adam "Bir günde her şey değişecek değil" diyor. Haklı. Yani bu uçak düşürme olayının sıkıntıları daha bir süre devam edecek.
Ortada "Tayyip Erdoğan kişiliği" diye son derece önemli bir etken var. Bildiğimiz Tayyip Erdoğan öyle kolay kolay özür dilemez kimseden. Ama Putin'den özür dilemiş. O ve trolleri "Hayır, bu özür dilemek değildir" anlamına gelen şeyler söyleyeceklerdir şüphesiz. Bu da "düzeldi" denilen ilişkilerin gerçekten düzelmesini güçleştirecektir. Ama "iç politika" denen bir şey var ve Tayyip Erdoğan'ın yurt içinde çizmeye özen gösterdiği bir "kişilik imgesi" var.
Bunlar kolay vazgeçilir şeyler değil. Bakalım, bu "diledi/dilemedi" faslı hangi eğlenceli biçimlere bürünecek.
Evet, soru: Bu kadar kötü şey (kimileri için düpedüz "yıkım") olmadan bu "özür dileme" işi çözülemez miydi?
Bugün "özür dileme"ye zorlayan koşullar o günden görülemez miydi? O gün, düşürülen uçağın hemen ardından özür dilemek çok daha doğal ve "insani" bir davranış değil miydi? O gün bu işlerin yapılması bugün olduğu gibi bir "burunlarını sürttük" havasına yol açar mıydı? Rus basınının bizimkini aratmayacak bir "yaratıcılık"la yere kapaklanmış bir Erdoğan imgesi sunması o zaman mümkün olur muydu?
İkinci soru da aslında bundan çok farklı değil. O da İsrail'le ilişkilerimizin benzer bir biçimde bozulması -ve benzer biçimde “düzelmesi"- üstüne.
Bunun "pişme"si daha uzun sürdü. Putin ve Erdoğan aynı tornadan çıkmış "önder"ler. Biri birine mektup yazınca bilmem kaç yüz milyon insanın kaderi değişiyor. İsrail ne de olsa daha kurumsal. "Kurumsallık" da toplantı falan gibi sıkıcı şeyler gerektiriyor. Belli ki koşullar İsrail'le de böyle bir sürece girmeyi gerekli kılmış, girilmiş.
"Koşullar" dediğimiz şey ne? İçine girdiğimiz mutlak izolasyon. Bunun etkileri kendilerini göstermeye başlıyor herhalde.
Ama "izolasyon"un bir kısmı Tayyip Erdoğan'ı uzun boylu rahatsız etmiyor.
Örneğin Batı ile bozulan ilişkileri düzeltmek için bir adım atılmadığı gibi böyle bir şeyin istendiğine dair bir işaret de yok. Üstelik, o ilişkileri düzeltmek herhangi birinden "özür dileme"yi de gerektirmiyor, öyle "onur kırıcı" sayılacak bir yanı yok ("özür dilemek" bana göre "onur kırıcı" falan değil ama sözünü ettiğimiz zihniyete göre çok ağır bir keyfiyet). Sadece anti-demokratik politikayı durdurmak yeterli, Batı ile ilişkileri düzeltmek için. Zaten düzeltmemenin asıl nedeni de bu: Rusya bize "Sizin demokrasiniz iyi işlemiyor" demez. Bunu demek Putin'e kalmadı.
İsrail de öyle bir konuyla hiç ilgilenmez. Onun sorunu bölgesel stratejinin gerekleriyle sınırlı; "düşman Araplar" karşısında bir "olası müttefik" bulduktan sonra gerisinin ne olduğu vız gelir, tırıs geçer.
Burada da durup sorabiliriz: Rusya gibi aylar değil, yıllar süren bu "küslük" nasıl bitti? Vaktiyle söylemiş olduklarımız mı onaylandı? Şart koştuğumuz şeyler (Gazze'nin ablukası gibi) mi kabul edildi? Yoo, bakıyoruz anlaşma maddelerine, tabii basında gördüğümüz kadar (ama bununda bir gizlisi saklısı yoktur herhalde), ama böyle bir şey görmüyoruz. İki tarafın da ayrıntı düzeyinde "taviz"leri olabilir ama aşağı yukarı aynı yerdeyiz. Yani İsrail'le ilişkilerimizin normalleşmesi için de bu kadar zaman geçmesi gerekmiyordu. Dolayısıyla yukarıda, Rusya bağlamında sorduğum soruları bu İsrail bağlamında da tekrarlayabilirim: Ne oldu? Ne kazanıldı?
Bu "Mavi Marmara" olayı bir başka ilginç gelişmeye de yol açtı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan o olayın örgütleyicisi olan İHH'ya "Bana mı sordunuz?" diyerek çıkıştı. Başlangıçta muhtemelen sormamışlardı, çünkü zaten olay İslamcı politika yapan gruplar, hareketler vb. arasında bir rekabet, "ötekini sollama" örneği olarak ortaya çıkmıştı; Tayyip Erdoğan'ın başbakanı olduğu hükümet işe başladıktan sonra bu kahramanlık fırsatını kaçırmamak üzere olaya duhul etmiş, bir anlamda "eylemi hi-jack" etmişti. O zaman Tayyip Erdoğan şimdi herkesin hatırladığı ve hatırlattığı gibi olaya izin de vermiş, sahip de çıkmış, yapılacak ne varsa yapmıştı. Onun için şimdi Tayyip Erdoğan'ın "Bana mı sordunuz?" demesi gerçekten bir tuhaf oluyor. Ben tabii kendi bildiğim dünyanın değerlerine ve ahlakına göre "tuhaf" diyorum; ama Tayyip Erdoğan'ın yaşadığı dünyada bunların "tuhaf" falan değil, "olağan" olduğunu şimdiye kadar çeşitli örnekleriyle gördük. Daha da göreceğiz. Örneğin Tayyip Erdoğan yarın muhtarlarını ya da sırada kim varsa onu toplayıp Rus uçağı hakkında "Ben mi düşürün dedim?" diye soracak olursa, çok fazla şaşırır mıyız?
Sanmıyorum.
İş tahmin yürütmeye gelince, benim tahminim özellikle Ortadoğu politikası, bölgeye özgü politik ilişkiler söz konusu olduğunda buna benzer epey bir tavır değişikliğiyle karşılaşacağız. Karşılaştıkça da o soru ya da onun benzerleri kulağımıza çalınmaya devam edecek. Örneğin, "Ben mi söyledim ya, arkadaş, Şam'a gidip de namaz kıl diye?" türü bir soru, Suriye politikasına, Mısır politikasına vesaire vesaire, "ya"lı, "be"li, daha epey soru sorulacak.
Öyle görünüyor.
Ama aslında bunlardan çok daha beter durumda, yerlerde sürünen "Batı ile ilişkiler" söz konusu olduğunda Tayyip Erdoğan'ın kimseye "Bana mı sordun?" diyeceğini sanmıyorum. Çünkü orada kendi kurduğu (kendi kurmadığı yok zaten) yeni ilişkilerden memnun. Yukarıda değindiğim gibi, yok ifade özgürlüğü, yok yargı bağımsızlığı türünden uyduruk konularda mızmızlanacak olan, Batı.
Avrupa malum. Zaten bize düşman (hala Haçlı zihniyetini sürdürüyor), Amerika da zamanında Noriega'dan Somoza'ya ve Marcos'a her türlü diktatörü desteklemişti ama değişen koşullarda Erdoğan'ı desteklemek konusunda çok istekli değil. Dolayısıyla burada politika değişikliği yapmak gerekli görünmüyor.
Onlara teröre karşı birlikte davranma çağrısı yaparsın, sonra terörün ne olduğu konusunda anlaşamıyoruz dersin, "birlikte" olmanın da anlamı kalmaz. Yoksa "Sen ne demeye kendi ülkenin ve kendi halkının bir parçasını tankla, uçakla bombalıyorsun?" diye sorarlar, "sıkıntı olur.” "Yerli ve milli" diye pazarladığın "başkanlık sistemi"nin de öyle yerli, milli filan değil, faşizmin evrensel metodolojisinin ürünü olduğunu söyleyiverirler.
Bitirelim hele. Belli ki Ortadoğu politikalarında değişiklikler olacak, pek öyle diyerek büyütmeye değer olmasa da, "değişiklik" kabilinden bir şeyler olmasını bekleyebiliriz. Ama "Ne oluyor? Her şey değişiyor mu?" diye telaşa kapılmaya gerek yok. Değişmeyen şeyler var. Bunların başında "Tayyip Erdoğan ne söylüyorsa doğrudur" ilkesi geliyor. Bugün söylediğiyle dün söylediği tamamen çelişiyor olabilir; böyle durumlarda son söylediği geçerlidir, önce söylediğini tekrar edenler de "hain"dir, kasten bizi bölmeye çalışan ajanlardır, casuslardır, terör örgütü mensuplarıdır.
Yani olay yalnız "Batı politikası"nın değişmemesi değil. İç politikadaki yön değiştirmelere (başta Ergenekon olmak üzere 180 derece dönüşler) burada çok bir şeyin değişmesini beklemeyin. Öncelikle de demokrasi denen şeyi savunan, onun yanında yer alanlarla Tayyip Erdoğan'ın işi yoktur, olamaz. Orada bir değişiklik durumu söz konusu değil.
Orada ancak, "demokrat olurken bana mı sordunuz?" sorusunu bekleyebilirsiniz.
Yazarlar
-
İbrahim KirasOrtada aslında bir ‘plan’ yok 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTrump kuzulara şah olunca… 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsıl sorunumuz TL değil dolar enflasyonu 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanTrump’ın Gazze Planının Ak Parti çevresinde yarattığı derin çatlak 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2025
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025