Murat BELGE
Britanya’daki referandumu önemsiyorum: Britanya’nın bundan sonraki gidişatına yapacağını tahmin ettiğim etkiler nedeniyle; Avrupa Birliği’nin geleceğinin biçimlenmesinde oynayacağını sandığım rol nedeniyle; ve dünya siyasetinde açmış olduğundan korktuğum kapı nedeniyle.
Bir perşembe günü referandum yapıldı. “Leave” (ayrıl) diyenlerin yüzde 52’yi bulduğu anlaşıldı. Demek ki “Remain” (kal) diyenler yüzde 48’de “kal”mıştı. Bunu umanlar vardı; ama “bekleyen” pek yoktu. Onun için sonuçlar her şeyden önce bir şaşkınlık yarattı. İlginç olay, en azından görünüşte en fazla şaşıranların “Avrupa’dan çıkalım” hareketinin önde gelen sözcüleri olması.
Bu kahramanlardan Johnson, “50. maddeyi işletmeye koymakta acele etmeyelim” diyor; ötekiler, sağlık örgütlenmesine, ilân ettiklerinden çok daha az (lafı edilmeye değmez oranda) fon ayrılabileceğini itiraf ediyor; biri, televizyonda göçmen sayısında umulan düşmanın olamayacağını ilân ediyor.
Onların bu şaşkınlığı normal. Bu kadar başarılı olduklarını tahmin edemiyorlardı, ama başarılarının oranını yükseltmek için yapamayacakları yoktu (size bazı, başka örnekleri de hatırlatıyor mu?) Onun için vaad ettiler, vaad ettiler ve vaadlerine sınır koymadılar. Dolayısıyla bunlar vaad olmaktan çıktı - “yalan” oldu. Yalan söyleyerek kazandılar. Şimdi yalanlarıyla yarattıkları beklentiler hakkında açıklama yapmaları gerekiyor.
“Ülkeyi geri almak” diye bir slogan icat etmişlerdi. Bizim “yerli ve millî” ila aynı öncülere oturan ve onun kadar anlamsız olan bir slogan. Roger Cohen de “Kimden geri alacaksınız?” diye soruyordu.
Evet, kimden?
Anlaşılan o ki, Avrupa Birliği’nden…
Ne olacak şimdi? Avrupa Birliği’nin askerleri, yargıçları, valileri, Britanya’yı terk mi edecek? Vaktiyle Britanya askerlerinin, yargıçlarının, valilerinin Hindistan’ı terk ettiği gibi?
Böyle bir şey olmayacak, çünkü böyle bir şey zaten olmadı. “Geri alınan” ülke, oylamadan önceki ülke. Sadece, AB içinde kalmanın sağladığı bazı avantajlardan yoksun kalmış olarak. Ne gibi avantajlar? Örneğin, “ayrılma” için oy veren (çöküşe geçmiş) eski sanayi merkezlerinin yeniden ayağa kaldırılması için yapılan yardımlar!
Haftada bilmem kaç yüz milyon AB’ye gidiyordu. Ayrılınca bu yükten Britanya kurtulacak ve bu parayı NHS için (yani “Ulusal Sağlık Servisi”) kullanabilecekti. Şimdi, “ayrılalım” kampanyasının önde gelen sözcüleri böyle bir fon olmadığını söylüyor. Daha güzeli, gerçekten çok iyi bir sistem olan “NHS”i yok eden, şimdi bu ayrılma kararının çıkmasına herkesten çok emeği geçen Tory’lerin (Muhafazakâr Parti) o günkü önderi Margaret Thatcher’dı.
En sıcak konu olan “göçmenler!” Britanya’ya AB içinden ve dışından göçmen gelmesinde AB’nin payı son derece düşüktü. Şimdi, ayrılma tam gerçekleşirse, gelen göçmen oranında kayda değer bir düşme olmayacak. Bu “felâket”, her şeyden önce “Büyük” Britanya’nın kendi emperyalist geçmişinin bir sonucu. “Polonyalı muslukçular” ise Polonya AB’ye girmeden önce gelip Britanya’da çalışıyorlardı.
Bu bağlamda en komik hikâye “Referandum yenilensin” amaçlı imza kampanyası! Anlaşılan, “ayrılmacılar” nasıl olsa kazanamayacaklarını düşünmüşler; “mücadeleye devam” olarak böyle bir kampanya örgütlemişler. Sonuç bu sonuç olunca, AB’de kalmaktan yana olanlar çok sayıda imzalarıyla “Referandum yenilensin” trenine atlamışlar. Bundan ne sonuç çıkar bilemem.
Neyse, yalancılıkları şovenizmleriyle, şovenizmleri yalancılıklarıyla yarışan bu adamların ne durumda oldukları o kadar da önemli değil. Onların oynadığı rol sonucunda Britanya’nın ne durumda olduğu daha önemli.
Ama o “durum”un ne olduğunu da çok iyi göremiyor, şimdiden bilemiyoruz. Her kafadan bir ses çıkıyor da, bunların çoğu AB içinde kalmak isteyenlerden çıkıyor.
Cameron, Britanya’nın 10 Downing Street’te gördüğü en beceriksiz başbakanlarından biri. İşi buraya getiren (“referandum”u öneren ve gerçekleştiren) o. Ama kendisi AB içinde kalmaktan yana. Şimdi, bütün olanlardan sonra yapılabilecek şeyi yapıyor ve istifa ediyor. Referandum sonuçlarına karşı çıkılamayacağını söylüyor ve bunun gereği yapılacaksa, kendinden sonra buraya gelen tarafından yapılması gerektiğini beyan ediyor. Cameron, giderayak doğru konuşuyor.
Hani kof kabadayılar olur, “Erkeksen gel de…” falan diye bağırır; derken “gel” diye bağırdığı kişi gelir. O zaman bizimki ne yapacağını bilemez. “Ayrılma” diyenler şimdi benzer bir durumda. Dolayısıyla onlar suskun, “Kalalım” diyenlerin sesi çıkıyor.
Referandum “ayrılalım” dedi. Şimdi Cameron ya da muhtemelen Johnson bu talimatı uygulamaya kalkınca ne olacak? Yukarıda değindim. Avrupa Birliği sözleşmesinin 50. maddesinin çalıştırılmasını talep edecek. Daha önce kimse birlikten ayrılmadığı için bunun bir örneği de yok. Maddeyi yazmış oraya koymuşlar ama nasıl işleyeceğini kimse çok iyi bilmiyor. Ancak, başladıktan sonra, şöyle iki yıllık bir süre alacağı tahmin ediliyor. Yani, akşamdan sabaha olup bitecek bir şey değil. Ayrıca, bu sonuca rağmen, zaten “yazılı anayasa”sı olmayan Britanya’da, “Şu kadar zaman içinde 50. madde için harekete geç” diyen bir hüküm de yok. Başvurulursa, başvurulur, gerisi AB bürokrasisi, formalitesi. Başvurulmazsa ne olur? O da çok belli değil.
Bu ne demek? Belki de referanduma rağmen “ayrılma” olmaz demek. Britanya’nın siyasi seçkinleri oldukça cılız olan mevzuatı eğip bükmeyi, zor durumlarda birtakım uzlaşmalara varmayı iyi bilirler. Şu anda “referandum yenilensin” kampanyası var; ayrılma sürecinin aşamalarından birinde Britanların “ayrılma” şevki kırılabilir vb.
Bazı “teknik” durumlar da var. İskoçya yüzde 60’ın üstünde bir oranla “kalalım” dedi. Kuzey İrlanda da “kalmak”tan yana. Şimdi onların parlamentoları, “Durun bakalım; bizim gitmeye niyetimiz yok” diyebilir - İskoçya Milliyetçi Partisi Başkanı söyledi bunu. Bu iş, İskoçya’nın Britanya’da kalıp kalmama referandumunu yenilemesine kadar varabilir.
Yani, kaynayan bu kazanın altındaki ateş, fiilen ayrılma gerçekleşene kadar sönebilir. Bu, yabana atılmayacak bir muhtemel sonuç!
Ama bugünü ruh halimle ben bu tip şeyleri fazla önemsemiyorum. Bu referandum yapıldı. Bu bir oldu. Sonuç yüzde 48’e yüzde 52. Bu da bir olgu. Bu olguların anlamı ne? Yazının başında dediğim gibi AB için ne? Dünya için ne? Devam edeceğim.
Yazarlar
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
22.04.2025
31.03.2025
17.03.2025
10.03.2025
7.03.2025