Murat BELGE
Bir süredir Kıbrıs’taki gelişmeler burada “çözüm” bekleyenlere umut veriyordu. “Kıbrıs’ta barışa hiç bu kadar yaklaşılmamıştı” deniyordu.
“Kıbrıs uzmanı” falan kesinlikle değilim. Zaten yıllardır bu konuda söylenenleri, yapılanları izlemek, insanı, hayatta başka hiçbir şeyle uğraşamayacak kadar meşgul edebilir. Kıbrıs’ı iyi bilen biri başka herhangi bir konuyu öğrenecek vakit bulamayabilir.
Ama sıradan bir “sağduyu” çerçevesinde son verilere bakan biri, gelinen noktanın Türkiye açısından, Annan Planı’nın da ötesine geçen avantajlar içerdiğini görebilirdi.
Ben de böyle görüyordum ama umutlanmıyordum. Umutlanmamamın nedeni doğrudan doğruya buradaki iktidar. Bu iktidar şimdiye kadar bu kategorilere giren hiçbir sorunda bir şey çözmüş değil.
Ama bu iktidar şimdi iyiden iyiye “gerilim politikası”nı angaje olmuş durumda. Baş sorun “Başkanlık sistemi”ne geçiş, dolayısıyla “referandum”, dolayısıyla “Evet/Hayır” oranları. Ulusal ya da uluslararası, varolan bütün sorunlar bu temel sorunun gölgesinde, oradan beklenen sonuca yapacağı olumlu ya da olumsuz (olacağı düşünülen) etkiye göre hesaba katılıyor. Bu iktidarın gerilime ihtiyacı var.
“Kıbrıs çözümsüzlüğü” diye adlandırabileceğimiz bu kördüğümde Rum tarafının sabıkaları da sözkonusu elbette. Bunların arasında, Annan Planı’na “hayır” demek de hatırı sayılır bir yer tutuyor. Böyle olunca, “çözümü zorlaştıran” rolünü hevesle üstlenmemek, akla yakın bir politikaydı ve Türkiye de böyle davranmaya karar vermiş gibi görünüyordu. Ama dizginleri büsbütün boşlamak da olmayacağı için asıl stratejik konularda bir “direnç hattı” kurmanın yararı olacağı belliydi. “Garantör” konumundan vazgeçmemek ve adadan askerî varlığını çekmeye yanaşmak bu hattın belli başlı ögeleriydi.
Türkiye, daha doğrusu milliyetçi-yayılmacı bir zihniyetle hareket etme konusunda kararlı Türkiye 1974 müdahalesinde kazanacağı avantajı kazandı ve bunu koruyor. Adada askerî güç bulundurmak “garantörlük” statüsünün türevi. Böyle bir işleve sahip olmak da, bu ada halkının kendi sorununu kendisinin çözemeyeceğini varsaymaktan geçiyor. Onun için, bu perspektiften bakanlara göre en iyi çözüm çözümsüzlük – ya da “Samson darbesi” ile başlamış “geçici” durumun fiilen “kalıcı durum” olması. Askerî güç, bu “geçici durum” gereği, “geçici” olarak orada, kâğıt üstünde. Kâğıt üstünde öyle olabilir, ama “adanın üstünde” bu geçicilik bir kalıcılık olarak kalmalı.
Olay böyle çalkalanır ve müzakere masasında mesafe alınır gibi görünürken Rum tarafı –gene– yapacağını yaptı! Bu “Enosis Bayramı” için herhangi bir anlaşılır gerekçe düşünemiyorum. Kıbrıs’ta birlik sağlamak yolunda adım atılırken (yani, genel kanı, “Kıbrıs’ın birliği”nin gerçekleştirildiği yolunda biçimlenmişken), çözümsüzlük etkenlerinin en belli başlı olanlarından birini bu şekilde gündeme getirmenin mantığını göremiyorum. Bunu becerdikten sonra da kapıyı vurup çıkma gibi “gösterişler” yapmanın basiretini de anlayamıyorum.
Kıbrıs Rumları’nın baş destekçisi doğal olarak Yunanistan’dır. Ancak, Annan Planı’nı reddetmeleri bu ülkenin bazı aydınlarının ve politikacılarının da sabrını zorlamıştı. Şimdi bu Enosis hikâyesi de ortalığa bir duman çöktürdü. Geri kalan dünya açısından pek önemsenmeyecek bir ayrıntı gibi görünebilir ama sorunu yakından bilenler simgenin anlamlarını daha iyi tartabilirler. “Kıbrıs’ta çözüm” rüyası böylece belirsiz bir tarihe ertelenmiş oldu sanıyorum.
http://www.birikimdergisi.com/haftalik/8187/kibris-cozumsuzlugu#.WLZBm2-LTIU
Yazarlar
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025