Murat BELGE
"İdeolojik rejimler..." İdeolojinin kendisi değişebilir. A, B, C ideolojilerinden biri ya da öbürü olabilir. Ama "ideolojik rejim" dedik mi, onun yapacakları aşağı yukarı belli, tahmin edilir şeyler. "İdeolojiler" çok farklı olsa da, "ideolojistler"in davranışları birbirine benziyor.
Başta gelen davranış, topluma kendi ideolojisini kabul ettirme çabası. Bu, hemen hemen her zaman, bir "çaba" olarak başlasa da, kısa sürede bir "dayatma"ya dönüşüyor. "Dayatma"nın biçimi, dozu, kullandığı araçlar, çağa göre, çağın genel etik ölçümlerine göre değişebiliyor. Ama bu "değişme" de, dayatmanın dayatma olmasını değiştirmiyor.
"Topluma"... "kabul ettirme"... falan. Bu aslında imkânsız bir şey. Dolayısıyla, bir zaman sonra istenen sonucun alınamadığı anlaşılınca, "kabul etmeyenler"in bir biçimde yok edilmesine sıra gelir. Nasıl "yok etmek?" sahiden yok etmek mi, yani "öldürmek" mi? Sürmek mi?
Tarihte öylesini de, öbür türlüsünü de gördük. Baskı karşısında göç olayının da çok örnğini gördük. Adları da var bunların, "etnik temizlik" filan gibi.
Süreçler benzeştiği gibi, sonuçlar da benzeşir. "Yok eden," aslında, olaydan zararlı çıkan olur. Birçok ayrıntı değişebilir, bu kural değişmez.
XIV. Louis, dedesi IV. Henri'nin liberal politikasını sürdürmedi. Fransa'da Protestan olarak yaşamayı yasakladı. Böylece büyük bir göç başladı; Amerika'ya göçen çok oldu; otuz bin kadar Huguenot ise Almanya tarafına göçtü. Berlin'deki Französischer Kilisesi'ni bu adamlar yaptı.
Bu olay, oldukça iyi yetişmiş binlerce insanın Fransa denen ülkeyi terk etmesi anlamına geliyordu. Böylece Fransa'yı yoksullaştırırken gittikleri yerleri de zenginleştirdiler.
Din özgürlüğü çekişmelerinden ötürü İngiltere'yi terk edip Amerika'ya giden Püritenleri de bu gözle inceleyebiliriz. Onların torunları bir zaman sonra Britanya'dan kopup Amerika Birleşik Devletleri'ni kurdular. Bunu yaptıklarında bu yeni ülke ciddi bir entelektüel birikime sahipti.
İttihatçıların "ulus-devlet" kurma çabaları da derinlemesine ideolojik bir olaydı ve bir "imparatorluk" kalıntısından buraya geçmek ciddi bir "etnik temizlik" gerektiriyordu. Bu yapıldı. Ama "temizlenen" toplum çok şeyini kaybetti. Pek çok alanda ağır "know-how" kaybına uğradı.
Hitler'den kaçan Yahudi, demokrat ve sosyalistlerin sadece Türkiye yönüne kaçanları burada pekâlâ saygıdeğer bir üniversite kurmaya yetti. Aynı şeyler Stalin'in tasfiyeleri için geçerli. O tasfiyeleri yapmakla Stalin Rusya'da Komünizm'i güçlendirdi mi, yoksa doksanlarda gerçekleşen hezimetin temellerini mi attı?
Şimdi benzer süreçler Türkiye'de işliyor. İşinden atılan yüz küsür bin insan arasında işinin ehli olan sayısı herhalde az değildir. Üniversiteden atılanlar... Önemli bir kısmı mahut bildiriyi imzaladığı için, yani, "Uyguladığınız Kürt politikasını doğru bulmuyoruz" dediği için işinden atıldı. Bütün bu insanlardan boşalan yeri doldurmaya aday olanların "ehliyet"lerinin neye dayanacağı da böylece anlaşıldı: "Uyguladığınız kürt politikasını can ü gönülden destekliyoruz" dedin mi, gerekli testte gerekli cevabı verdin demektir.
Bunun bir örneği, birkaç gün önce, Danıştay Başkanı olarak karşımıza çıktı. Kuvvetler ayrılığı, hele "yargı bağımsızlığı" üstüne o sözleri söyleyen biri, iktidarın aradığı başkan olabilir; ama bu aynı zamanda Türkiye'de danıştay kalmadığı anlamına da gelebilir.
Milošević, Sırplara karşı "tenkil" hareketine girişmedi. Ama iyi yetişmiş çok sayıda Sırp genci, Milošević'ın baş temsilcisi olduğu bir rejime yaşamaya razı olmadığı için, Sırbistan'ı terk edip gitti, başka ülkelere yerleşti; yeteneği, bilgisini o "başka yer"de kullanıyor. Benzer bir mekanizma şimdi Türkiye'de işlemekte. Şurada burada ev alanların, şurada burada çalışma izni ya da yurttaşlık edinmeye çalışanların haberini sık sık alıyoruz. İşinden uzaklaştırılan akademikler yurt dışına gidiyor.
"Akademik" deyince, yüksek öğretimden konuşmuş oluyoruz. Ama "ideolojik asimilasyon" çok daha kapsamlı bir iş olmak durumunda. Erdoğan rejimi bunu yapmak için uğraşmaktan geri durmuyor. Orta öğretimin tamamını "imam-hatipleştirme" çabaları yürüyor. Bunun sonuçları bir süre sonra görünür hale gelecek. Çok kötü bir zarar görüyor Türkiye, bu düzeyde olanlardan.
Tayyip Erdoğan Amerika'yı keşfeden Müslümanlardan ya da Küba sırtlarında Kolombo'dan önce yapılmış camilerden söz edebilir. Bunun zararları sınırlıdır. Ama bunun böyle olduğuna inanan bir Türkiye yaratılırsa, bunun zararının sınırı yok.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları

























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.12.2025
1.12.2025
24.11.2025
25.08.2025
6.08.2025
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025