Murat BELGE
Bugünlerde Osman Kavala hapishanede geçen zamanının bir yılını doldurdu. Bilindiği gibi bu bir yıl boyunca iddianamesi yazılamadı – ya da yazılmadı. Dolayısıyla şimdi bir yıl eden bu hapislik sebebini kendisi (ya da avukatları v.b.) bilmiyor. Hukuken tuhaf bir durumda- bir boşlukta, ortada iddianame yok, karar yok. Verili koşullarda itiraz edecek bir şey de yok.
Bir yılda iddianame yazılmaması dünyada benzeri görülmüş şeylerden değil. Onun için, Osman Kavala hakkında bir şey yazacak herkes, şimdi benim yaptığım gibi, yazıya işin orasından giriyor. Bunu hep yapıyoruz ama çok doğru bir şey yapmıyoruz, çünkü bunu ha bire vurgulayınca kamuoyuna, “iddianame yazılırsa durum normale dönecek” diye özetleyebileceğim bir kanaat şırınga etmiş oluyoruz.
Oysa Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarında yaşıyoruz. Bu iktidarın kabaca 2013’ten bu yana özellikle saçma sapan darbe girişiminden sonraki zaman diliminde “adalet” sürecinde nelere kadir olduğunu birçok örnekle gördük. “Sübliminal” mesajlar vermek bu dönemin parlak buluşlarından biri. Örgüt üyesi olmadan örgüt propagandası yapmak da öyle. Bu tür iddianamelerden bir çok örnek gördük. Bunları yazma alışkanlığı edinmiş savcılar var. Savcıların sözünden çıkmayan yargıçlar var. Neydi o, savcıyı taklit etme ve yankılama telâşı içinde, sanığa “bir yıldan üç yıla” mıydı, öyle bir ceza veren yargıç?
Evet, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin “adalet dağıtımı” bu çerçevede sürüp gidiyor ve Nazlı Ilıcak, Şahin Alpay v.b. “ağırlaştırılmış müebbet” cezasına çarptırılıyor. Bu, Türk Ceza Kanunu’ndan “idam” cezası kaldırıldığı için böyle. Yani idam orada olsa bu insanlar idama mahkûm edilecek!
Bir üniversite rektörünün kalkıp Müslümanlar olarak Cumhurbaşkanı’na itaatle yükümlü olduğumuzu ve ona itiraz etmenin “savaş” emrine uymamak anlamına geldiği ve dolayısıyla haram olduğunu söyleyebildiği – bunları söyleyen kişilerin “rektör” yapıldığı- bir dönemin “adalet”inin kanatları altında yaşıyoruz.
Onun için Osman Kavala da bu üslup içinde karalanmış bir iddianameye kavuşabilir. Bu bir ayıbı belki ortadan kaldırmış olur, ama bundan gayrı bir anlamı olmaz.
Çünkü asıl ayıp Osman Kavala’nın herhangi bir suçu olmaksızın bir yıldır hapiste tutuluyor olması.
İddianame “namevcut” olduğu için Osman Kavala kendisine nasıl bir suç “atılacağını” bilmiyor. Ama “yandaş” tabir edilen medya bunları biliyor, yazıyor.
Biz de böylece, Henri Barkey ile aynı baz istasyonuna bağlı telefonları olması gibi insanın kanını donduran “cürüm”lerinden haberdar kılınıyoruz. Hattâ daha da ötesi, lokantada karşılaşıyor, birbirlerine “merhaba” diyorlar. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin “adalet”i; Henri Barkey’in darbe yaptığını tespit etmiş, kesinleştirmiş (Brunson’ın da daha nelerini tespit ettiği gibi); dolayısıyla şimdi onunla el sıkışan da “darbeci” oluyor.
Osman Kavala herhangi bir yurttaşın yapmasının doğal, yasal ne diyeceksiniz, normal bazı eylemlerde bulunmuştur. Kendisi Adaletve Kalkınma Partisi’nin ve Reis’inin icraatından memnun değildir. Bu nedenle bir yıldan beri hapistedir. Onunla benzer durumda daha yığınlarla insan bulunmaktadır.
Ve Adalet ve Kalkınma Partisi “adalet”ini dağıtmaya devam etmektedir.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.12.2025
1.12.2025
24.11.2025
25.08.2025
6.08.2025
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025