Murat BELGE
Bir vakit kazanma taktiği güdülüyor olabilir mi?
İstanbul’un belediye başkanlığını Ekrem İmamoğlu kazanır kazanmaz çekişme başladı. Şimdi bakıyoruz, nasıl bir itiraz? Yüksek Seçim Kurulu’ndan nasıl bir değerlendirme? Ve ne olacak?
İstanbul, tabii, bizim siyaset dilimizin klişeleri, “Kanının son damlasına kadar” falan çerçevesinde, çarpışmadan teslim edilecek bir yer değil. Nüfusuyla, ekonomik ya da siyasi ağırlığıyla, her türlü yön gösterici, belirleyici karakteriyle son derece önemli. Onun bu seçimlerde oynadığı ve oynayacağı rolü bizzat Tayyip Erdoğan dile getiriyor. Seçimde İstanbul’u alanın önünde Türkiye’nin yolunun açılacağını söyleyen, Tayyip Erdoğan’ın kendisi.
Asıl yazmak istediğim konu bu değil ama madem İstanbul kanalından “büyük kent” bahsine girdik, burada biraz oyalanalım. İstanbul’un bu seçimde muhalefete geçmesi başlı başına önemli bir olay. Ama bu seçimin bize gösterdiği “yeni manzara” bununla sınırlı değil. Bunca “beka” edebiyatından sonra, Ankara, Adana, Antalya, Eskişehir, Mersin’in de muhalefet eline geçmesi, beklenmedik ve çok sarsıcı gelişmeler, olaylar olmadıkça, AKP iktidarının sona yaklaştığını haber veriyor. Türkiye’nin dünyanın başka yerlerine pek benzememesine alışmasına alıştık ama o kadar da uzun boylu olmasa gerek. Büyük şehirler bir toplumun yönünü ve temposunu işaret eder. Bu noktada, saydığım kentlerin muhalefete geçmesinden öte, Bursa gibi büyük kentlerde iktidarla muhalefet arasındaki makasın kapanması da anlamlı ya da iktidarın kullanmayı pek sevdiği kelimeyle “manidar.”
Bu seçim ortamına adım atıldığından beri iktidarın Ankara seçimi bağlamında gösterdiği celadet, oranın akıbetinden pek de emin olmadıkları izlenimini veriyordu. Ama İstanbul’da örgüt aynı ölçülerde telaşlı ya da heyecanlı görünmüyordu. Bundan, oradan fazla endişeli olmadıkları sonucunu çıkarıyorum. Bunun için de sonucun bir “şok” etkisi yaptığını sanıyorum.
Sayım gecesinin bir saatinde Anadolu Ajansı’nın “performans”ı nasıl yorumlanabilir, nasıl değerlendirilebilir? Bu davranışı anlaşılır kılacak (ve temize çıkaracak) bir açıklama tarzı bulamıyorum. Ama zaten bu açıklama tarzını benim bulamam sorun değil; Anadolu Ajansı’nın kendisi de bulamamış olsa gerek ki o canipten gelen bir ses seda yok.
Sayımın sonuna gelirken Anadolu Ajansı susuyor. İstanbul sandıkları açılmaz oluyor. Derken İçişleri Bakanı Soylu ufukta beliriyor, Binali Yıldırım’la görüşüyorlar falan. Tayyip Erdoğan sıkıntılı bir yüz ifadesiyle Ankara’ya yollanıyor ve oradaki “balkon konuşması”nda İstanbul hakkında bir şey söylemiyor. İstanbul’un adıyla anılmadığı konuşmada halkımızın “büyük şehri” (tekil olarak söyleniyor) verdiği ama ilçeleri AKP’den almadığı söyleniyor. Derken Yıldırım kendisin rakibinin önde olduğunu ama sayımın devam ettiğini söylüyor (bezgin bir ifadeyle.) Bu arada örgütten “hile oldu” sesleri yükselmeye başlıyor.
Dünyada alışığızdır: “Seçim hilesi” filan dendi mi gözler iktidara çevrilir. Muhalefetlerin hile yapma hevesleri olsa da imkanları olmaz. AKP her fırsatta CHP’yi beceriksizliğinden ötürü suçlar, bununla eğlenir. Ama şu günleri AKP edebiyatına bakarsak CHP elinin muhalefetiyle olmadık planlar kurmuş, olmadık bir örgütlenme başarmış ve yüzbinlerce oy çalmış. Vay canına! Hiç beklemezdim.
İktidarın propaganda aygıtları bu kampanyalarının sloganı olarak, tek bir vatandaşın oyunun boşa gitmesini önleme ilkelerinden dem vurmaya karar vermişler. Hepsinin söylediği bu. Ayrıca, madem ki muhalefet kazandığını iddia ediyormuş, iddia doğruysa yeniden sayım yapılsa da aynı sonuç çıkarmış, bu telaşa ne gerek varmış?
Durumun tersinin geçerli olduğunu bir düşünün: Seçimden AKP adayı önde çıkmış, muhalefet “Hile var!” diyor, yeniden sayım istiyor… AKP’nin bu aynı propaganda aygıtları neler yazardı?
Ama şimdi “ortada” görünen bu iddialaşma herhalde Yüksek Seçim Kurulu’nu esaslı bir şekilde işin içine sokacaktır. Bu kurulun daha önceki bir oy sayımında oynadığı tuhaf rol herkesin belleğinde duruyor. AKP iktidarı boyunca ülkenin bütün kurum ve kurullarının nasıl “yeniden düzenlendiğini” de hepimiz gözlemledik. Dolayısıyla bu “yeniden sayım” hamlesinin nerelere varacağına dair şüphelerin ağır basması son derece normal.
Bu arada yeniden sayılan sandıklarda İmamoğlu’nun oylarının artması ya da AKP’lilerin hile yapıldığını ilan ettikleri sandığı şikayet dilekçelerine koymamış olmaları gibi komik ayrıntıları da işin tuzu biberi sayalım. Bu gibi olaylarda her zaman mizaha kayan bir boyut olur—biraz buruk bir mizah olsa da.
Duruma bakınca insanın aklına bir soru geliyor: Bu patırtı (yukarıda kısaca özetlediğim şekliyle) gerçekten ya da sadece İstanbul’da kaybedilen başkanlığı yeniden ele geçirmek için mi yapılıyor? Bu, şüphesiz yeterince önemli ve istenir bir hedef, ama başka şeyler de olabilir mi?
Örneğin bir vakit kazanma taktiği güdülüyor olabilir mi? Yıllarca sürmüş bir “AKP belediyesi”ndE, başkasının eline geçmesini istemediğiniz evrak, örneğin?
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
22.04.2025
31.03.2025
17.03.2025
10.03.2025
7.03.2025