Murat BELGE
“Yeni tip” bir 19 Mayıs geçirdik. 19 Mayıs’ın “yeni” olmasına karşılık, Kemalist-milliyetçiler “eski” davranış biçimleriyle tepki verdiler. “Saygı duruşu” yok diye sinir krizi geçirmek, bir anda, elindeki çiçek demetini kırbaç türünden bir âlet sanmak gibi davranışlarla, olay çıkarmak üzere ellerinden geleni yapmakla, bir süredir devam eden bu cinnetin yeni örneklerini verdiler. Çok şaşılası bir durum değil. O kesimin yoluna böyle devam edeceği de çoktan beridir belli.
Şimdiye kadar kaç kere yazmışımdır; bir daha tekrar edeyim. 19 Mayıs günü, Türkiye’nin Kurtuluş Savaşı’nın başlangıç tarihi olarak kabul ediliyor ve onun için de “bayram” oluyor, kutlanıyor. Yani, Mustafa Kemal Atatürk Samsun’a “ayak basıyor” ve Kurtuluş savaşı başlıyor. Böyle mi, olay?
Böyle değil.
Bir toplumun bir “kurtuluş savaşı”na hazırlanmasının evreleri olarak görülecek çok sayıda irili ufaklı olay ve girişim var aslında. Toplum bu enerjiyi ve bu eğilimi üretemese zaten herhangi birinin herhangi bir yere “ayağını basmasıyla” bir mücadele, bir direniş başlamazdı. Başlayamaz.
Bu irili ufaklı girişimlerden biri Erzurum Kongresi’dir. Pek “ufak” da sayılmayacak bir olaydır –yani, örneğin Amerika’nın 1774’teki “Continental Congress”i gibi olmayabilir; ama 56 delegenin (çeşitli Doğu illerinden geliyorlardı) katıldığı bir toplantıydı. Hazırlığında ve örgütlenmesinde Mustafa Kemal’in payı olmadığı için hem olmasını istemediği, hem de katılmadan edemediği bu kongrenin Kurtuluş Savaşı’nı başlatan ilk önemli olay olduğu açıktır. Mustafa Kemal’in kendi inisiyatifini vurgulamak için düzenlediği Sivas Kongresi’nde katılım 38 kişiyle sınırlıydı.
Daha sonra, Nutuk’ta, Mustafa Kemal Kurtuluş Savaşı’nın Mustafa Kemal versiyonunu yazdı ve kendinden ve yanında durduğuna inandığı üç beş kişiden başka herkesin süreç içindeki rolünü, payını, katkısını küçülttü. O zamandan beri biz Kurtuluş Savaşı’nın bu anlatısını tek doğru anlatı olarak kabul etmiş ve benimsemiş durumdayız.
“Milliyetçi” olmak... Bir mücadele verilmişse, buna ne kadar çok insan katılmışsa, bir milliyetçi o kadar sevinmez mi? İşgal altında olmayan kentlerden şu kadar insanın yola düşüp memleketin kaderinin ne olacağını görüşmek üzere Erzurum’a gelmesi, bir kişinin Samsun’a gelmesinden daha anlamlı bir “millî olay” değil midir? Şüphesiz öyledir. Ama Kemalist milliyetçilik, böyle bir milliyetçilik değildir.
Kemalist milliyetçilik “kişi-kültü”nden ayrılamaz. Bunun başlıca nedeni de, altı okun birine rağmen, halka karşı duyduğu açık güvensizlik ve yarı gizli sevgisizliktir. “Ulu önder”in ölümünden yetmiş küsur yıl sonra içinden hâlâ AKP’yi çıkaran ve iktidara getiren bu halka elbette güvenemez ve böyle bir halkı elbette sevemezsiniz. Böyle bir halkın kendi başına herhangi bir iş becereceğine elbette inanamazsınız.
O zaman siz de “Tek Adam” diyeceksiniz. “Ulu önder”in doğumunun yüzüncü yılını 12 Eylül rejimi altında kutlamış, her yere “Atatürk yüz yaşında” yazmıştık. Bunu üstünden de 31 yıl geçti. Yani 131 yıldır Atatürk’ün dengi ne demek, onun yanına yakışabilecek tek bir kişi çıkaramamış bir milletin milliyetçisi olacaksınız.
Dünyaya, tarihe, hayata bu gözle bakan insanların “bayram”dan ne anladıkları, anlayacakları da bellidir. Bu bayramların biçimi, içeriği, Mussolini’nin İtalya’sında, Hitler’in Almanya’sında, Stalin’in Rusya’sında, Mao’nun Çin’inde ve buna benzer çeşitli yerlerde belirlenmiştir.
Böyle yerlerde, 19 Mayıs’ın kendisinden 93 yıl sonra “stadyumda” gösteri yapan kızların eteklerinin kaç santim olacağının tartışılıyor olmasında da şaşılacak bir şey yoktur.
Yazarlar
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025