Murat BELGE
“ Çat orada, çat burada, çat kapı arkasında” diye bir deyim, bir tekerleme vardır. Benim hayatım da bazen bu tekerlemeyle uyum gösterir. En son Paris izlenimlerimi yazıyordum. Cumartesi akşamı “yurda dönüş” yaptım! Ama dönüş fazla uzun sürmedi; ertesi gün gene yolculuk; şimdi Erivan’dayım. İstanbul-Erivan yolculuğu Türkiye-Ermenistan ilişkisinin tuhaflıklarını yansıttığı için, otelime ancak bura saatiyle saat dörde doğru ulaştım. Yani, henüz anlatacak “Ermenistan izlenimlerim” oluşmadı. Onun için ben gene Fransa’yı anlatayım.
Paris’te geçen son akşam, bizim UNESCO temsilciliğinin Kleber’de, Trocadero’daki yerinde resepsiyona geldik. Metro istasyonunda bir yığın polis, biraz tuhaf bir hava. Böyle değişik havaların nedeninin futbol olabileceği nedense hiç aklıma gelmez. Oysa benim yerimde Hasan Cemal ya da Cengiz Çandar olsa hemen anlatırlardı. Evet, Fransa-Ukrayna maçı oynanıyor; bizim baktığımız meydandan Eiffel’e doğru, medya dilinde “dev ekran” dedikleri nesnelerden bir tane kurmuşlar. Millet maç seyrediyor.
Duruma şöyle bir göz atıp resepsiyonumuza gittik. Asıl hikâye çıkışta. Eski arkadaşım İskender’le birlikte çıktık ve aynı yönde yol alacağımız metroya indik ki, kıyamet koptu. Maç bitmiş, Fransa 2-0 kazanmış. Olur a! Ama, işte, o kadar basit değil. Paris’te insanlar, Fransa maçı kazandı diye elbette sevinecekler, bundan doğal ne olabilir? Ama bu futbol heyecanını yaşayan her yerde, sevince de, üzüntüye de, bazen potansiyel, çok zaman da “kuvveden fiile” çıkan bir şiddet dürtüsü eşlik ediyor. Bu kalabalığın da, nedense, korkutucu bir havası var. Ayrıca, kapıları zorlayarak, nerdeyse kırarak, “çıkışı”ı “giriş” haline getirmek ve böylece “kural bozmak” gibi bir “kolektif serkeşlik” hemen başgösteriyor.
Buna benzer şeyler, dediğim gibi, futbol heyecanının olduğu her yerde oluyordur ve zaten “futbol heyecanı”nın olmadığı bir yer de yok. Paris’teki bu sahnelerde dikkatimi çeken, kazanma coşkusu yaşayan bu kalabalığın etnik “terkib”i oldu: yüzde doksanı siyahlardan ve Kuzey Afrika kökenli gençlerden oluşan bir kitleydi bu.
Birkaç gündür yazdığım Paris izlenimlerinde, tam da bu seçim günlerinde, ister istemez bu “ırk” konularına girdim. Zaten ne zamandır, “Fransa” denince, insanın aklına “Marianne”dan önce Marine Le Pen geliyor. Fransa Ukrayna’yı 2-0 yendi diye sevincini yere göğe sığdıramayan bu insanlar, Le Pen’in son bireyine kadar bu memleketten def etmeyi düşündüğü insanlar. Bu değerli düşüncelerini açıkladığı için de Fransa seçmeninin yüzde şu kadarının oyunu almayı başarmış.
Peki, o sevinenler? Onlar, Le Pen’in zevkine uymayan ten, göz ve saç renkleriyle, gerçekten Fransa’nın Ukrayna’yı yenmesine mi seviniyorlar? Yoksa somut hayatlarında sevinecek çok fazla somut olaylar bulunmadığı için bunu bir duygu/coşku boşalımı vesilesi mi yapıyorlar?
Çünkü ne kadar “apolitik” bir varoluş biçimi tercih etseler de, Fransa’da “politika” denen şeyin önemli bir kısmının kendi varlıkları üzerinden yürüdüğünden habersiz olamazlar. Sevinçlerine katışan o şiddet eğiliminde muhtemelen bunun da payı var. Ama belli ki, bu “ortak kutlama” atmosferi için zorunlu olan “özdeşlenme” dürtüsü, Fransız futbol takımından daha uygun bir model bulamıyor.
Sahi, Fransız futbol takımında kaç “Fransız” var?
Yazarlar
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları






















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
25.08.2025
6.08.2025
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025