Mahmut ÖVÜR
Derin bir siyasal sıkışmanın içinden geçiyoruz. İdam tartışması, açlık grevleri, iktidar muhalefet gerilimi, yeni anayasa sürecinin umutsuzluk yaratması insanların nefesini kesiyor.
Acaba nereye gidiyoruz?
Ne söyleseniz bir ayağı eksik kalıyor ve olup bitenleri açıklamaya yetmiyor. İktidar da muhalefet de hata yapıyor. Garip bir şeyler oluyor.
Yüzde 50 oy alan bir iktidar neden daha kucaklayıcı bir siyaset dili kullanmıyor?
Peki, ana muhalefet?
O çok mu samimi?
Ana muhalefet lideri, "Kürt sorunu için hayatımı ortaya koyuyorum" diyor ama nedense ortamı rahatlatabileceği varsayılan bir rapor bile hazırlatamıyor. Anlaşılan bu gidişle Coca Cola'nın sırrını öğreneceğiz ama CHP'nin Kürt Raporu'nu asla...
PKK-BDP hattına gelince oradaki soru işaretlerinin hadi hesabı yok. İran ve Suriye ile mi savaşılıyor?
Almanya bu işin neresinde?
ABD-İsrail ekseni ne yapmaya çalışıyor?
Bütün bunların mantıklı bir açıklamasını yapmak zor...
Bu durum bana asıl sorunumuzun dışarıda değil içeride ve "devlet- toplum"ilişkimizin yakın tarihinde saklı olduğunu gösteriyor.
Gerilim ve ketumluk üzerine kurulu bir tarihimiz var.
Başta devlet olmak üzere, siyaset de, sivil toplum kurumlarımız da şeffaf değil. Ortada bir siyaset var ama bundan toplumun haberi yok.
Şöyle son 60 yıllık çok partili sistemle başlayan tarihimize bakın.
6-7 Eylül olaylarından, Hrant Dink'e, 34 vatandaşımızın bombalandığı Uludere'ye kadar derin devlet eksenli hiçbir olayı aydınlatabilmiş değil. Ecevit'ten Özal'a, Eşref Bitlis'ten Uğur Mumcu'ya iz bulunmasına rağmen hiçbir suikastın üzerine gidilemedi.
Bu nasıl bir iş? Bunca olay içinden tek bir kişinin bile çıkıp gerçeği anlatmaması ilginç değil mi?
Son dönemin en önemli yargılaması Ergenekon sürecine bakın.
Sanki bilinçli bir el o davayı sulandırmak, itibarsızlaştırmak için her şeyi yapıyor.
Kürt meselesiyle ilgili de durum farklı değil... O meselede izlenen politikalar da kafa karıştırıcı. Bir bakıyorsunuz PKK silahları susturuyor, devlet yaklaşmıyor, bir bakıyorsunuz devlet açılım yapıyor PKK sabote ediyor.
Bu politikasızlık mı yoksa bilinçli bir politika mı?
Şimdi bu olaylar kadar "derin" olmayan ama "derin şüphe" içeren bir olaya dikkatinizi çekmek istiyorum.
Önceki akşam BBP Genel Başkanı Mustafa Destici ile TRT Haber'de yayımlanan 45 artı programında beraberdik.
Program sonrası Destici'yle eski genel başkanları Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümüne yol açan helikopter olayını konuştuk.
Yerel seçimlerin yapıldığı 2009 yılında meydana gelen bu olayın üzerinden 3 yıl geçti.
Suikast olduğuna ilişkin onlarca iddia ortaya atıldı.
Ama gerçekten orada ne olduğu sorusuna üç yıldır bu ülkenin yargısı ve kurumları bir cevap bulamadı.
Cumhurbaşkanı, Devlet Denetleme Kurulu şüphelere dikkat çeken rapor vermesine rağmen bir sonuç çıkmadı.
Destici, 6 şüpheli nokta olduğunu belirtip şöyle diyor?
"En önemlisi helikopterin düştüğü an olarak bilinen 15.02-03'le 15.07 arasındaki radar görüntüleri yok. Genelkurmay'dan bize gelen bilgilerde o sırada arıza olduğu söyleniyor. "
Ve ne ilginçtir ki, bu olayla ilgili tutuklanıp 9 ay cezaevinde kalanlardan hiçbiri ne olup bittiğine ilişkin doyurucu bir şey söylemiyor.
Helikopter üzerindeki cihazları söküp alan sanıklardan birinin "Neden aldınız?" sorusuna verdiği cevap ise çok manidar:
"Susma hakkımı kullanıyorum..."
Şimdi siz söyleyen bu kaza mı suikast mı?
Tüm olup bitenlerde politikasızlıktan çok şeytani bir politikanın izi var. Bugün bizi karamsarlığa iten de bu "derin" şeytani politikaların hâlâ etkin olması... Anlaşılan geçmişin karanlığı deşilmedikçe gelecek aydınlanmayacak.
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2020
28.05.2019
6.05.2019
3.05.2019
2.05.2019
28.04.2019
21.04.2019
19.04.2019
18.04.2019
13.04.2019