Mehmet Y. Yılmaz
AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, her salı parti grubunda düzenlediği mitingi bu kez çarşamba günü yaptı.
Tribünler alkışçılarla doldurulmuştu, milletvekilleri de onlardan geri kalmıyordu, o da bu gaz karşısında en iyi bildiği şeyi yaptı, önüne gelene çattı.
Bunlardan biri eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ.
Başbuğ, FETÖ’nün siyasi ayağına dikkat çekip, askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasının yolunu kimin açtığını hatırlatınca, hedefe kondu.
Erdoğan’a göre milletvekilleri Başbuğ’a dava açmalı ve bu hakaretin hesabını sormalıydı.
Erdoğan’ın bu konu açılınca öfkeyle ayağa kalkmasını ben anlayışla karşılıyorum.
Çünkü biliyorum ki FETÖ’nün darbe teşebbüsüne kalkışacak cesamete ulaşmasının sorumlularından biri kendisidir.
Benim bildiğimi o da biliyor tabii.
Zamanında "ne istedilerse vermişti" ve zaten bu nedenle "Allah ve millet beni affetsin" diye günah da çıkarmıştı.
Onun için konu FETÖ’nün siyasi ayağı meselesine gelince kontrolünü kaybediyor.
Bence önce bir derin nefes alıp, sakinleşmeli ve Fethullahçıların bu dümenlerinde kimlerin etkin rol oynadığını hatırlamalı.
Bu konuda ben de kendisine yardımcı olabilirim.
1) 9 Mayıs 2012: TBMM’de AKP’liler tarafından verilen bir kanun teklifi ile, askeri personelin 15 yıllık mecburi hizmet süresi 10 yıla indirildi.
Fethullahçı çete, böylece kendi mensubu olmayan subayların ordudan ayrılmasını kolaylaştırmayı hedeflemişti, başarılı da oldu.
2) 11 Şubat 2014: Kanun’da bir değişiklik daha yapıldı. Tarihe dikkatinizi çekerim: FETÖ ile mücadelede "milat" kabul edilen tarihten iki ay sonra!
Bu kez yapılan değişiklik, Silahlı Kuvvetler'deki terfilerin 1 yıl öne çekilmesini hedefliyordu.
Böylece Fethullahçı çete mensubu 4 yıllık albaylar ve 3 yıllık generaller Yüksek Askeri Şura’da görüşülecek terfi listesine eklendiler.
Fethullahçı olmayan albay ve generaller emekli edilirlerken 4 yıllık albaylar ve 3 yıllık generaller terfi ettiler.
Erdoğan şunu araştırtsın: Bu kanun değişikliği ile o gün terfi hakkı kazananlardan kaçı darbe girişimine katıldı? Kaçı FETÖ üyesi diye ordudan atıldı?
Bu kanun teklifinin altındaki imzalar kime aitti, bu kanun değişikliği fikri kimden çıkmıştı?
3) 12 Nisan 2014 (Milattan 4 ay sonra): Subay Sicil Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikle, irticai faaliyetler nedeniyle ordudan ihraçlar engellenmiş oldu. Bu değişiklik kimin fikriydi? O gün Milli Savunma Bakanı kimdi?
4) 30 Aralık 2015 (Milattan 2 yıl sonra): Kanunda yapılan değişiklikle albaylıktan generalliğe terfi için bekleme süresi 4 yıla indirildi. Böylece Fethullahçı çete mensubu albayların daha kısa sürede general olması hedeflenmişti.
Bu kanun teklifinin altında 37 AKP milletvekilinin imzası vardı.
Bu değişiklik kimin işine yaradı? Bu sayede terfi edenlerden kaçı darbe girişimine katıldı ya da FETÖ üyesi olarak ordudan ihraç edildi?
5) 23 Haziran 2016 (Milattan 3,5 yıl sonra): TSK Personel Kanunu’nda AKP’lilerin teklifi ve oylarıyla yapılan değişiklik, orduda hizmet süresini 28 yıla indirdi.
Böylece 1988 ve önceki yıllarda harp okullarından mezun olan subayların topluca emekliliğinin yolu açıldı.
1988 öncesi, ordudaki Fethullahçı örgütlenmenin en düşük olduğu dönemdi.
TBMM Genel Kurulu’nda bu düzenlemenin görüşülmesi sürerken AKP’lilerin verdiği önergeyle kanunun "yayımlandığı anda" yürürlüğe girmesi de sağlandı.
Böylece Fethullahçı olmayanların emekli edilerek tasfiyesi hızlandırılmış oldu.
Bu kanun teklifi kimin aklına geldi, kim TBMM’de kabulünü sağladı?
Erdoğan’a önerim şudur:
Bu tür kanun tekliflerinde tekrarlanan imzalar kimlere aittir, buna bir baksın.
Askeri konularla hiç ilgisi olmadığı halde bu kanun tekliflerini imzalayan, ateşli ateşli savunanlar kimlerdi? Bir sorsun.
Bazı isimlerin tekrarlanıyor olması bir tesadüf olabilir mi?
AKP Grup başkanvekilleri, o tarihte bu kanunlardaki değişikliklere neden gerek görüldüğünü açıklayabilirler mi?
İlker Başbuğ’un avukatı değilim ama "siyasi ayak" arıyorsanız bakacağınız yerlerden biri de bu kanun tekliflerinde kimin parmağının olduğudur.
* * *
Sevinsek mi, üzülsek mi?
AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, dün hedefine aldığı isimlerden biri de İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu idi.
Onun için de şunu söyledi:
"Ben, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’na cevap verecek kadar derece kaybına uğramadım."
Seçimle iş başına gelen birisinin, yine seçimle iş başına gelen bir başka kamu görevlisi için böyle ifadeler kullanması ne kadar üzücü.
Bir tür ego patlamasına işaret ediyor bu.
Erdoğan’a hatırlatmak isterim ki seçimle iş başına gelen herkes, sıfatı ne olursa olsun her vatandaşın soracağı soruların muhatabı olacağını baştan kabul etmelidir.
Öte yandan şu da var: Şu ana kadar Erdoğan’ın hedefine girmemiş kaç kişi kaldı bilmiyorum ama sanıyorum sayımız çok az.
Politikacıları bir yana bıraktım, gazeteciler, öğretim üyeleri, belediye başkanları, hatta anasıyla beraber soru soran çiftçiye kadar birçok kişi!
Bilemedim, bu durumda "Cumhurbaşkanı bizi kendi derecesinde kabul ediyor" diye sevinmeli miyiz?
Yoksa üzülmeli miyiz?
Cumhurbaşkanı, kendisini seçilmiş bir kamu görevlisinden daha çok tanrısal güçlerle donatılmış bir kral gibi mi görüyor acaba diye!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.05.2025
4.04.2025
2.04.2025
6.03.2025
4.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
5.02.2025
20.11.2024