Mehmet Y. Yılmaz
MİT’in yeni binası Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın duasıyla açıldı. Önce Erbaş dua etti, ardından kırmızı kurdele kesildi.
Erbaş’ın duasını, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının hangi kısmının inancına göre yaptığını bilemiyorum.
Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi bir dini yok.
Vatandaşları da neye isterlerse ona inanmakta serbestler.
İktidar partisinin zaten en önem verdiği konu da buydu hatırlarsınız: Tüm insan hakları içinde, birincilik 'inanç özgürlüğünün' idi.
Onun için haliyle merak ediyor insan, Diyanet İşleri Başkanı hangi inanç adına dua etti, diye.
Bilinen demagojiyi tekrarlamak isteyenler olacaktır kuşkusuz: Halkımızın yüzde 99’u Müslüman.
Evet bazen öyle diyorlar ama bazen de öyle değilmiş gibi davranabiliyorlar.
Kendileri gibi inanırsan Müslüman olabiliyorsun da aynı kitaba ve peygambere inancını onlardan farklı biçimde dile getirirsen Müslüman sayılmayabiliyorsun.
Belli olmuyor yani, duruma göre bazen ülkenin yüzde 99’u Müslüman, bazen değil.
Kaldı ki geri kalan yüzde 1’i ne yapacağız?
MİT onlara da hizmet vermeyecek mi? Onların vergileri de MİT gibi kamu kurumları için harcanmıyor mu? Onlar da askere gidip, vergi vermiyorlar mı?
Eğer ille de dua etmek gerekiyorduysa bir haham ile birlikte Katolik, Protestan, Ortodoks papazları da bulundurulmalıydı.
Böylece MİT’in dua koruması altına alınması meselesi vatandaşlar arasında ayrımcılık görüntüsü vermeden halledilebilirdi.
Ateistler zaten dua etmiyorlar, onlar için bir çaba göstermek gerekmezdi ama deistleri de ihmal etmek doğru olmadı.
Erdoğan rejiminin belirgin özelliklerinden birisi otoriterlik ise ikinci özelliği de Sünni İslam’ın belli bir yorumunun rejimin eylemlerine hakim olmasıdır.
Hatta bunun 'resmi bir din' görüntüsü de veriyor olduğunun altını çizelim.
Bunu da devlet içinde Diyanet İşleri Başkanlığı temsil ediyor.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın görevi, kuruluş kanununa göre şu:
"İslam dininin inançları, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmek."
Ancak son zamanlarda hangi taşı kaldırsanız altından Diyanet İşleri Başkanlığı çıkıyor.
Mesela Milli Eğitim Bakanlığı ile Diyanet İşleri arasında bir protokol yapıldı ve buna göre okul öncesi ve ilkokul sınıflarında değerler eğitimi derslerini verecek olanları il müftülükleri belirleyecek.
Bu 'öğretmenlerden' biri Bolu’da çocuklara şunu anlatmış: "Çalışan kadının aldığı ekmek haramdır."
Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Koordinasyon Planı’na taraflardan biri de Diyanet İşleri Başkanlığı.
Gazze’ye yardım kampanyası mı düzenleniyor? Sorumlu yine Diyanet.
Türkiye’de hiçbir kamu kurumuna nasip olmayacak boyutlarda bütçesiyle Diyanet her yere yetişiyor!
Sadece Türkiye de değil...
Bişkek’e cami yaptırmışlar, 35 milyon dolara! 20 bin kişilik.
O parayla Bişkek’in yarısını alırsınız ama şimdilik bunu geçelim.
Cibuti’ye bir cami yaptırmışlar, 12 milyon lira. Adı 2. Abdülhamit Camii ve Külliyesi.
Cambridge Üniversitesi kampüsüne yapıldı, 60 milyon lira!
ABD’nin başkentindeki 100 milyon dolarlık Diyanet Center of America’yı da unutmayalım.
Liste uzayıp gidiyor: Kazakistan, Belarus, Moskova, Tokyo, Köln, Haiti., Tiran, Üsküp, Göteborg, Çad, Fildişi Sahili, Venezüela, Georgtetown.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın yerine getirmesi gereken birçok görev protokoller ile Diyanet’e devredildi.
Ve dışarıdaki yoğun faaliyete bakarsanız pek yakında Dışişleri Bakanlığı’nın yerini Diyanet İşleri yurtdışı teşkilatı alacak!
Bütün bunlar, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kuruluş kanununda verilen görevlerin neresine sığıyor?
* * *
Soru, bu tiradın neresinde?
Hürriyet Genel Yayın Müdürü Ahmet Hakan, önceki gece televizyonda AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı karşısına alıp, sıkı bir tirat attı:
"Ekonomiden söz edelim isterseniz. Siz sürekli çıktınız her konuşmanızda 'Bu faizin inmesi lazım' dediniz. 'Faiz inmeli, inmeli' dediniz. Siz faiz inmeli dedikçe, bunun enflasyonu da indireceğini söylediniz. Bunu söyledikçe bütün ekonomi uzmanları 'Bu felaket olur, bu yapılmamalı' diye feveran ettiler. Ben de onlardan çok etkilenmiştim. Şimdi faiz indi. (Ahmet Hakan tam burada müstehzi bir kahkaha atıyor. Erdoğan da tebessüm ediyor.) Ve enflasyon da iniyor yani hakikaten de. (Erdoğan söze karışıyor ve "daha da inecek" diyor.) Bu bir süreç yani aslında. 2008’den beri bunu söylüyorsunuz. (Erdoğan "hep söylüyorum" diyor.) Hep söylüyorsunuz, evet. Gerçekten felaket senaryoları yazdılar yani, faiz indiği anda 'Ooouu ülke şey olacak, hatta Merkez bankası Başkanı direniyordu indirmemek için, onu destekliyordu herkes. İyi direniyor da hiç değilse ülke ekonomisine bir şey olmuyor' filan deniliyordu. Halbuki hakikaten faiz indi, enflasyon da iniyor. Ekonomide de her hangi bir olumsuz tablo yok. Hatta tam tersine..."
Soru nerede diye hala merak ediyorsunuz, değil mi?
Merak etmeyin hiç, üç televizyoncunun Erdoğan’ın karşısında oturuyor olmalarındaki amaç soru sormak değil zaten.
Onlar orada dekoru tamamlamak üzere bulunuyorlardı, soru sormak için değil.
Erdoğan ile söyleşi yapan gazetecilerin ellerine soruların, yazılıp verildiğini biliyoruz.
Ahmet Hakan da o kategoriye giriyor mu, yoksa "yetenekli çocuktur, kendisi nasıl sorulacağını bilir" denilip, serbest bırakılıyor mu, bilemeyeceğim.
Ancak şunu söyleyebilirim: Enflasyon hesaplarında kullanılan sepetin bileşimini ve her ay biraz daha artan işsizlik ile gıda maddeleri fiyatlarındaki yükselişi sormamakla çok doğru yaptı.
"İki tane doğru soru soracağım diye, bunca nimeti tepmenin ne alemi var, rahat mı battı" diye düşünmüş olmalı.
"Doğru soru soramadım" diye üzülmesin sakın, herkes biliyor niye soramadığını.
"Erdoğan’ın ekonomik başarıları" konulu tiradının orta yerinde attığı o müstehzi kahkaha ise 10 numaraydı.
Damadın biraderini de buradan uyarmış olayım: Ahmet Hakan’ın rekabetiyle baş etmen zor görünüyor dostum!
Bu yetenek, senin pabucunu dama attıracak gibi.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.05.2025
4.04.2025
2.04.2025
6.03.2025
4.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
5.02.2025
20.11.2024