Mehmet Y. Yılmaz
Osman Ulagay, "Aklınla Uçur Beni" (Milliyet Yayınları, 1997) isimli kitabında John Adams’ın bestelediği bir operadan söz ediyor. Sahnedeki yedi genç, Los Angeles depreminin yaşamlarını ve dünyaya bakışlarını nasıl değiştirdiğini operada şu sözlerle anlatıyorlardı: "Tavana bakıyordum ve birden gökyüzünü gördüm!"
Operanın yazarı, depremin insanların ufuklarını sınırlayan "tavan"ı nasıl yıktığını, ve gerçekte "gökyüzünün" nasıl olduğunu gösterdiğini anlatıyordu.
Artık hiçbir şey eskiden bildikleri gibi olmayacaktı: Aşkları, yaşamları, dünyaya bakışları vs. Elazığ depreminin ardından yakın çevremde ve okuyucu e-postalarından yansıyan havaya bakınca bu oyunu hatırladım.
Acaba, birdenbire gökyüzünü görmüş olabilir miyiz?
Vergilerimizin boşa harcandığını, depreme hazırlık yapmak için yöneticilerimizin bugüne kadar kıllarını bile kıpırdatmadıklarını, tek dertlerinin "kutsal iktidarlarını korumak" olduğunu...
Bu tepki ne kadar sürer, bütün ülkedeki insanlar aynı tepkiyi veriyorlar mı, bilemiyorum elbette.
Bunu ancak üç beş ay sonra yapılacak araştırmaların sonuçlarına bakarak görebileceğiz.
Ancak şurası kesin ki iktidar için önemli olan hala "algının iyi olması"!
"Algı" yaratma işinde kendilerini başarılı olarak görüyorlar ve iyi algı yaratarak, yolunda gitmeyen işlerin üstünü örtebileceklerini hesaplıyorlar.
Elazığ depreminin gelmekte olduğunu, neredeyse gerçekleşeceği tam nokta ile tahmin eden bilim insanlarının sözlerinin artık yabana atılamayacağını herkes görmüş olmalı.
Ve aynı bilim insanları İstanbul depreminin de artık eli kulağında olduğunu söylüyorlar.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin, geçtiğimiz Aralık ayının başında düzenlediği "deprem çalıştayında" Deprem Güçlendirme Derneği Başkanı Sinan Türkkan bir konuşma yapmıştı.
İstanbul’daki riskli 2 milyon binanın en az yarısının, güçlendirme çalışmasıyla depreme dayanıklı hale getirilebileceğini söylüyor.
Türkkan, "Yeniden yapımla gerçekleştirilen kentsel dönüşüm yaklaşık 18 ay, güçlendirme ile kentsel dönüşüm 6-8 ay kadardır. Güçlendirme yapılması düşünülen binanın maliyeti, yıkıp yapma maliyetinin yaklaşık 1/3’üne denk gelmektedir. Binanın yıkılıp yeniden yapılmasında müteahhit payı da araya girdiğinden, mevcut konutlarda ciddi alan kayıpları oluşmuş, yaşanamayacak küçüklükte pek çok yapı ortaya çıkmıştır" diye anlatıyor.
Yıkılıp yeniden yapılan binalarda KDV’nin yüzde 1, buna karşılık güçlendirme projelerinde KDV’nin yüzde 18 olduğuna dikkat çekiyor.
Mevzuattan kaynaklanan zorluklara işaret ediyor.
Ve en önemli soruna da dikkat çekiyor: Vatandaşın, bu güçlendirme işi için gerekli finansmanı sağlamasında zorluklar var!
Cumhurbaşkanı, New York’ta BM İklim Zirvesi’nde, Suriyeli sığınmacılar için güvenli bölge oluşturularak ve 23 milyar euro harcanarak 200 bin konutluk köyler, kasabalar inşa edeceğini söylemişti.
Bu parayı "göçmen korkusuyla gönüllü olacak" devletlerden bekliyordu ama "onlar vermezse biz kendi imkanlarımızla da yaparız" demeyi de ihmal etmemişti.
Öyle görünüyor ki bu paranın dörtte birine İstanbul’u depreme hazır hale getirmek, en azından "yassı kadayıf gibi yıkılacağı öngörülen" 50 bin konutu yeniden yapmak ya da güçlendirmek mümkün olabilecek.
Yaptıkları inşaatları satamayan müteahhitleri kurtarmak için Varlık Fonu’ndan 2 milyar liraya yakın para harcandı.
Satılamayan otomobiller satılsın diye, kamu bankalarından ucuz krediler dağıtıldı.
Deprem güçlendirmesi için vatandaşın ihtiyaç duyduğu parayı, düşük faizle ya da faizsiz olarak vermek aklına gelmiyor ama.
Cumhurbaşkanı harekete geçmek için neyi bekliyor?
Yoksa sahtekar tarikat şeyhlerinin bir üfürükle İstanbul’un üzerine gelen depremi, başka yerlere gönderebileceğine mi güveniyor?
* * *
Ilıcalı’nın korkusunun nedeni, rejimin karakteri
Dün ben de yazmıştım, depremzedeler için 73 milyon lira bağış toplamayı başaran Acun Ilıcalı, kampanyaya bağışta bulunarak katılan İçişleri Bakanı’na şöyle demişti:
"Sizden bir ricam var. Kampanyadaki önemli miktarı, ki sizin bazı şeyleri yapacağınızdan asla bir şüphem yok ama, depremzedelerin şartlarının daha iyi olmasına kullanılmasını rica ediyoruz."
Ilıcalı, bu sözleri üzerine yapılan yorumlardan, artık nasıl oluyorsa "rahatsızlık duymuş".
Ve şu mesajı sosyal medya uzayına bırakmış:
"Pazar akşamı ülkece çok anlamlı bir kampanyayı hayata geçirdik. Böyle anlamlı bir gecede paylaşılan bu kadar güzellik varken, yayınımıza bağlanan İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu ile yaptığımız konuşmamıza başka anlamlar yüklenmesini şaşkınlıkla karşılıyorum."
Şunu söyleyeyim: Acun Ilıcalı’nın bu yaptığına hiç şaşırmadım.
Ilıcalı, bir vatandaş olarak toplanan yardımın yerine ulaştırılmasını garanti altına almak istedi.
Çünkü biliyor ki bu paraların bir bölümü, ihtiyaç sahiplerine varana kadar uçup gidiyor.
Örnekler de taze. 15 Temmuz ve Beşiktaş terör saldırısı şehit ve gazileri için toplanan paralar hâlâ ortada yok.
Öte yandan Ilıcalı, akıllı bir insan olarak Türkiye’nin nasıl bir rejim altında olduğunun da bilincinde.
Biliyor ki iktidar mensuplarını kızdırırsa, başına olmadık işler açılabilir.
Hapse girmez bu yüzden elbette ama vergi memurlarının üzerine gelmesinden tutun da şimdiden öngörebilmenin zor olduğu bir çok sorun yaratabilirler.
Çünkü bunun örneklerini daha önce verdiler ve iş dünyasını böylece sindirmeyi başardılar.
Rejimin adalet sistemine de güvenmek mümkün değil, onu da herkes gibi Acun Ilıcalı da görüyor.
Onun için "sözlerine başka anlamlar yüklenmesine şaşırıyor."
Vatandaşlar da elbette Acun Ilıcalı’nın şaşırmasına şaşırıyordur çünkü söylediği sözün anlamı çok açık.
Ama ben şaşırmıyorum. Erdoğan rejiminde, doğru söyleyenin başına yanlış işler açılabileceğini biliyorum çünkü.
Onun için kimse Ilıcalı’yı "tırstı" diye suçlamasın.
Suçlanacak olan, Türkiye’yi böyle bir rejim altına sokanlardır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.05.2025
4.04.2025
2.04.2025
6.03.2025
4.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
5.02.2025
20.11.2024