Mehmet Y. Yılmaz
Amerikalı milyarder, Rockefeller için, 90'lı yaşlarının sonuna doğru yatağa düştüğünde her sabah içinde sadece iyi haberlerin olduğu bir gazete basılırmış. Tek bir nüsha!
Sadece iyi haberleri okusun ve hasta yatağında mutlu olsun diye!
O vakitten beri de birlerinin hoşuna gitsin diye basılan gazetelere "Rockefeller copy" deniliyor.
Öyle görünüyor ki şimdi de Damat Bakan Berat Albayrak için bu iş yapılacak ama bir farkı var, bütün medya böyle olacak!
Zaten Türkiye'de medyanın önemli bölümünü müteahhit havuzları ve kamu bankaları kredileriyle, bu hale çevirdiler ama demek ki bizler gibi "çıkıntılara" hiç tahammülleri kalmamış.
Sadece gazeteler değil, internet siteleri, televizyonlar da ekonomi ile ilgili iyi haberlerden başka bir şey yazmayacaklar ki millet ekonomi tıkırında diye düşünsün, mutlu olsun.
Damat Bakan da koltuğunda huzur içinde otursun.
Hazine ve Maliye Bakanlığı, "ekonomi aleyhine algı oluşturmaya çalışanlara karşı hukuki süreç başlatılacağını" açıkladı.
Bakanlık orada da duramadı, hızını alamayıp, şunu da ekledi:
"Ekonomi aleyhine algı oluşturmaya çalışanlar ile terör operasyonunda algı oluşturmaya çalışanlar birbirinden farksızdır."
Lafı fazla dolandırmaya gerek yok, belli ki Damat Bakan'ın bakanlığı faşizm özlemi içinde yanıp tutuşuyor.
Bir kere bu soyut bir suç tanımı.
Böyle soyut bir suç tanımıyla, zaten siyasallaşmış bir yargı düzeniyle Türkiye'de neler olur, hayal etmemize bile gerek yok. Yaşadık, yaşıyoruz, biliyoruz.
Hem ne demek algı oluşturmak? Buna kim karar verecek?
Söz konusu olan şey ülkenin ekonomisi. Alınan bir ekonomik karar ile ilgili olarak iktisatçıların farklı düşüncelere sahip olmaları son derece normal.
Sosyal bilimlerde, fen bilimlerindeki gibi üzerinde herkesin mutabık olduğu kesinlikte görüşlerin oluşması mümkün değildir.
4 atmosfer basıncı altında, 100 derecede su kaynar! Bu kesindir, dünyanın neresine giderseniz gidin, hangi ekole mensup olursanız olun, değişmez.
Ama iktisat bilimi böyle değildir. Kimisi moneteristtir, kimisi sosyalist. Meseleye farklı açıdan bakar. Farklı şeyler görür, farklı çözümler önerebilirler.
Şimdi Damat Bakan istiyor ki herkes onun gibi düşünsün!
Bunu istemesinin bir tek nedeni olabilir: İşler istediği gibi gitmiyordur onun için de konuşulmasını istemiyordur.
Konuşulmayınca etin kilosu 20 liraya inebilecekse, memnuniyetle susalım. Susarsak asgari ücret 7500 lira olacaksa, dilime acı biber de sürebilirsiniz.
Şunu söyleyeyim bu işe yaramaz.
Bu nedenle yapılacak soruşturmalar ve açılacak davalarla filan Kayınpederin pek de demokrat sayılmayacak imajı daha da bozulur.
Bir de merak ettim: Damat Bakan, eleştiri amacıyla yapılan fikir açıklamalarının suç olmadığını bilmiyor mu? Adalet reformu Meclis'ten çıkarken yoksa internetteki alış veriş sitelerinde ucuzluk mu takip ediyordu?
Not: Geçen gün bir okuyucum, Berat Albayrak'tan söz ederken niye "Damat Bakan" dediğimi merak etmişti. Başka merak edenler de olabilir diye buradan açıklayayım: Hangi sıfatının daha önemli olduğuna karar veremediğim için, "Damat Bakan" diyorum!
"Damat" olmasa, "Bakan" olabilir miydi, yaşadığımız bunca şeyden sonra o makamı koruyabilir miydi, bilmiyorum.
Hem damat olmak da ayıp değil, hepimiz kayınpederlerimizin – kaynanalarımızın damadı olmadık mı?
* * *
Bakanına bak, Göç İdaresi'ni anla!
Göç İdaresi'nin, ABD vatandaşı bir IŞİD mensubunu, Yunanistan'a sınır dışı etme çabası, İçişleri Bakanlığı'na hakim olan çapsızlığın bir fotoğrafını çekmemizi sağladı.
Koskoca bakanlık, uluslararası hukuktan bu kadar mı habersiz olabilir, hayret etmemek mümkün değil.
Pazarkule'den Yunanistan'a gönderilmek istenen IŞİD'li, ABD vatandaşı olduğu için geri gönderildi. Adam bir süre ortada kaldı, sonra Türkiye'ye geri alındı.
Bunun böyle olacağını görebilmek için böylesine rezil olmak şart mıydı, anlayamadım.
Gazetedeki haberlere göre, bir "Türk yetkili" şöyle konuşmuş:
"ABD ve Yunanistan ile üçlü görüşme yapılacak, ABD'nin iadeyi kabul etmesi durumunda IŞİD'li ABD'ye sınır dışı edilecek."
Yunanistan'daki "yetkililer" ne demiş bilmiyoruz ama "ABD'li IŞİD'çinin sınır dışı işlemi için bizimle niye konuşacaklar" diye hala merak ettiklerine eminim.
İşin ilginci IŞİD'linin "ABD kabul ederse" iadesinin söz konusu olabileceğinin "bir Türk yetkili" tarafından açıklanmış olması.
Süleyman Soylu da, Recep Tayyip Erdoğan da hiç böyle konuşmuyorlardı.
Hani istediğimiz anda IŞİD'lileri kendi memleketlerine gönderebiliyorduk? Gönderebiliyorsak, ABD ile neyi konuşuyorsunuz, Yunanistan'ı işin içine niye karıştırıyorsunuz?
Hani "kapıları açar, hepsini Avrupa'ya salarız" diyordunuz, ne oldu?
Demek ki bu iş kahvehanede nutuk atmaya benzemiyor.
Uluslararası hukuk diye bir şey var ve Türkiye Cumhuriyeti bir kabile devleti de olmadığına göre, işlerini bu hukuk çerçevesinde yürütmek durumunda.
Anlayabildiniz mi Süleyman Bey?
* * *
Siyasi husumetiniz için öğrencilere kıymayın
Kurucuları arasında, bir Saray darbesiyle devrilen eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun da yer aldığı Bilim ve Sanat Vakfı, Şehir Üniversitesi isimli bir üniversite kurmuştu.
O günlerde Ahmet Davutoğlu henüz darbeye maruz kalmadığı için Şehir Üniversitesi'ne Dragos'ta bir arazi ve eski Tekel binası tahsis edilmişti.
Üniversite, fakülte binalarının inşası için Halkbank'tan kredi de almış, bu kredilere teminat olarak devlet tarafından kendisine tahsis edilen araziyi göstermişti.
Bütün bunların Ahmet Davutoğlu'nun Başbakan olmasından kaynaklandığını tahmin etmek zor değil.
Ama bu başka bir tartışma konusu.
Sorun şu ki Şehir Üniversitesi'ne tahsis edilen arazinin parsellerinden biri ile ilgili devir işlemi İdare Mahkemesi tarafından iptal edildi.
Bununla ilgili Danıştay'daki dava sürüyor.
Ancak Halkbank, bu karar üzerine üniversitenin hesaplarına vs. haciz koydurmuş.
Üniversite elektrik, su, gaz faturalarını bile ödeyemeyecek durumda.
Davutoğlu'nun parti içindeki itibarı sürüyor olsaydı, büyük olasılıkla böyle bir durum ile hiç karşılaşılmayacaktı.
Hukuki süreç nasıl gelişir, kim haklıdır, bilebilecek durumda değilim.
Ancak, ortada kamu tüzel kişiliği kazanmış bir üniversite var.
Devletin kurumlarına güvenerek bu üniversiteye kaydını yaptırmış öğrenciler, eğitimi sürdürmek durumunda olan öğretim üyeleri var.
Bu tip olayların, öğretim üyelerinin ve öğrencilerin mağduriyetlerine yol açmaması gerek.
Madem ki Türkiye Cumhuriyeti devleti bu üniversitenin kuruluşunu onayladı, 7080 öğrenci ve 758 akademik ve idari personelin haklarını korumak da devletin görevi olmalı.
Ahmet Davutoğlu'ndan nefret ediyor olabilirsiniz, o sizin sorununuz. Nefretinizin bedelini bu öğrencilere ve öğretim üyelerine ödetmemelisiniz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.05.2025
4.04.2025
2.04.2025
6.03.2025
4.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
5.02.2025
20.11.2024