Mehmet Y. Yılmaz
Bir süredir hep olduğu gibi Bin Odalı Saray’daki Cumhuriyet Bayramı kutlamaları da “Kur’an – ı Kerim tilavetiyle” başladı.
“Tilavet”, Kur’an’ı yüksek sesle, güzel ve usulünce okumak anlamına geliyor. Gerçi makamla okunmasının yanlış olduğuna inananlar da var ama bu tartışma beni aşar.
Hatırlarsınız, bu iş ilk başladığında hazırlıksız yakalanan bazı kadınlar başlarını masa örtüleriyle örtmek zorunda kalmışlardı.
Bunu eleştiren bir yazı yazdığım için de bizzat Cumhurbaşkanı’nın müdahalesi ile Hürriyet’teki günlük yazılarım sona ermişti.
Bin Odalı Saray’a davet edilen gazetecilerden, hâlâ gazetecilik yapmaya çalışanların yazdıklarını okudum, fotoğraflara baktım.
Bazı kadınlar hazırlıklı gelmişler, belli ki duruma vakıflar. Bazıları ise başlar açık, avuçları dua eder gibi açılmış vaziyette ayakta dikiliyorlar.
Yine gazetecilerin bildirdiğine göre bazı konuklar da kendi aralarında konuşmaya devam etmişler.
Zaten orada ayakta dikilip, dinleyenlerin çoğu da okunan Arapça Kur’an’ı anlayabilecek durumda değil.
Oysa Kur’an ne diyor:
“Biz Kur’ân’ı, akıl erdiresiniz diye Arapça bir Kur’ân olarak indirdik.” (Yusuf, 12/2)
Arapça indi, çünkü önce Araplara tebliğ edildi. İngilizlere tebliğ edilmiş olsaydı, kuşkusuz ki İngilizce olacaktı. Akıl erdirebilmek için, Arapça bilinmiyorsa, kendi lisanındaki mealini okumak gerekir sonucunu çıkarıyorum buradan.
Her neyse, bu tartışma için de müktesebatım yetmez, benim işim değil.
Şuna dikkat çekmek istiyorum: Türkiye Cumhuriyeti, Anayasa’sına göre laik bir devlet.
Laik devletin kurumları da, bu kurumlarının düzenleyeceği törenler de böyle olmalıdır.
Ancak AKP iktidarının son yıllarında bu tamamen unutulmuş bulunuyor.
Anayasa’ya göre bütün TC vatandaşları, ırk, dil, din bakımından eşit olmalı.
Cumhuriyet Bayramı, “hepimizi birleştiren bir gün” olduğuna göre, illa dini tören gerekiyorsa bütün vatandaşların inançlarına göre dini tören yapılmalı.
Ve her halde bunun da yeri, gece vakti giyinilip, süslenilip gidilen bir davet değil.
Siyasi bir gösteriş uğruna Kur’an okutmanın nasıl bir sevabı vardır, onu da bilmem.
Şunu da geçerken hatırlatayım: Günün birinde, Müslüman olmayan biri de bu ülkeye Cumhurbaşkanı seçilebilir. Anayasa buna müsait.
O zaman töreni hahambaşı ya da patrik mi yönetecek?
Cumhurbaşkanı’na önerim şudur: Böyle günlerde şehitlerin ve atalarımızın ruhuna Kur’an okunacaksa, bunu, buna uygun yerlerde mesela camilerde sabah ya da akşam namazından sonra yapmak, bütün vatandaşları da davet etmek daha uygun olmaz mıydı?
Her şey, yerli yerinde yapılınca güzel, bir düşünün derim.
***
Çocukların geleceğini karartmayın
Son bir yılda 798 yeni İmam Hatip okulu açıldı. Böylece dini öğretim yapan okulların sayısı yurt çapında 5 bin 138’e yükselmiş bulunuyor.
61 ildeki imam hatip okulu sayısı, Anadolu Lisesi’ni geçmiş durumda.
İstanbul’daki dört liseden biri imam hatip lisesi.
Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinin en önemli bölümü bu okullara ayrılıyor. Önümüzdeki iki yıl içinde bu okullar için 30 milyar lira daha harcanacak.
Bu okullara dünyanın parası harcanıyor, ülkenin bir çok kent ve kasabasında öğrencilere imam hatipten başka seçenek kalmamış durumda ama bu okulların eğitim düzeyi de bir türlü yükseltilemiyor.
Nitekim üniversite sınavlarında bu okullardan mezun çocuklar çok gerilerde kaldılar.
Olanağı olan lise çağına gelince imam hatipte devam etmek de istemiyor.
Son sınavda orta okulu imam hatipte okudukları halde lise tercihlerinde on öğrenciden dördü imam hatip lisesini tercih etmemiş durumda.
İktidarın bu okullardaki eğitim kalitesini yükseltmek gibi bir derdi yok.
Tek bir meseleleri var: İmam hatiplerin sayısı artsın, herkes imam hatipli olsun!
Bu çocuklar sonra hangi okullara gidecekler, ne okumak istiyorlar, Türkiye’nin önümüzdeki 50 yılında hangi mesleklere daha çok ihtiyaç duyulacak gibi sorular akıllarına bile gelmiyor.
Siyaset uğruna, çocukların gelecekleri ile oynamaya çekinmiyorlar.
***
Vesayetçi zihniyet iş başında!
Faruk Bildirici’nin RTÜK üyeliği düşürüldü.
Neden olduğunu tahmin etmek zor değil. Bildirici, RTÜK Başkanı’nın, kanuna göre başka bir işte çalışmaması gerektiğini savunuyordu.
RTÜK Başkanı ballı maaşları bırakacağına, heyeti toplayıp, Bildirici’yi kuruldan atıverdi.
Ne güzel bir dünya değil mi?
Tabii küçük bir sorun var ki RTÜK üyelerini ve bu arada Bildirici’yi de seçenler milletvekilleri.
Halkın temsilcilerinin seçtiği bir kişinin üyeliğini 6 kişi kafa kafaya verip, nasıl düşürebiliyor, bilmiyorum.
Her halde bundan sonra bir mahkeme süreci başlayacaktır.
Ancak şunu söylemeliyim ki bu durum da AKP – MHP koalisyonunun demokratik kurumlar, demokratik hakların kullanımı ile ilgili genel tutumlarının bir devamı mahiyetinde.
İşlerine geldiği zaman demokrasi var, seçilmiş olmanın bir anlamı var, işlerine gelmediği zaman bir anlamı yok.
Seçilmiş belediye başkanlarının yerine devlet memurlarını atamaları da aynı bakışın bir sonucu.
Halkın seçtiği kişi, suç işlediyse ve bu suç mahkemede kanıtlandıysa görevden alınabilir tabii.
Ama buna karar verenin bir mahkeme olması gerekir, İçişleri Bakanı sıfatını taşıyan bir memur değil.
Ve görevden alınanın yerine gelecek kişi de tayin ile gelmemelidir. O da seçilmelidir ki kanunlarımıza göre bu seçim yetkisi de belediye meclislerine ait.
Halk oyuyla seçilmiş belediye başkanlarını sadece kanaatlere dayanarak görevden alan zihniyetin devamı RTÜK’te de böyle işliyor işte.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.05.2025
4.04.2025
2.04.2025
6.03.2025
4.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
5.02.2025
20.11.2024