Mehmet Y. Yılmaz
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sosyal medyada "20 yıldır bu iktidar deprem için ne yaptı" diye soranlara, soruyla yanıt verdi:
"Depremi durdurma şansımız var mı?"
Cumhurbaşkanı öyle bir soru soruyor ki bir tek yanıtı var.
Zaten soruyu bilerek böyle soruyor, daha önce de bunun örneklerini vermişti, bu bir tesadüf değil.
Şöyle bir mantık yürütmemizi istiyor: Depremi durdurma olanağımız olmadığına göre kim bugünkü hükümeti, depremden dolayı sorumlu tutabilir?
Ve böyle düşünmemiz için bu soruyu sorduktan sonra, günün suçlusunu ilan etmeye sıra geliyor: Hükümeti sorumlu tutanlar "siyasi istismar yapıyorlar", sosyal medyada da zaten "insanı tahrik eden beter, berbat, ahlaksız mesajlar var"!
Erdoğan’ın düşünce sistematiği böyle: Allah’tan gelen bir dert var, hükümet bunu önleyemez. Bunun siyasetle de ilgisi yoktur, ilişki kuran istismarcıdır, zaten sosyal medyada da aşağılık tipler var!
Hayatta olup biten her şey siyasetle ilgilidir.
Bunun tersini söyleyenlere eskiden "elitist" derlerdi.
Şimdi öyle görünüyor ki memleketimizin siyasi İslamcıları da iktidarda geçirdikleri süre içinde, politikaya elitist bir bakış kazanmışlar.
Çünkü yaşadığımız gerçeği politika kurar.
Depremi önleyemeyiz ama depremde binaların yıkılmasını, insanların ölmesini önleyebiliriz.
Bu siyasetin, siyasetçinin işidir, iktidarda olanın görevidir.
Acı bu kadar tazeyken içimden Erdoğan ile çene yarıştırmak hiç gelmiyor.
Ama şunu hatırlatayım: "Kenar-ı Dicle’de bir kurt kapsa koyunu, gelir de adl-i ilâhi Ömer'den sorar onu!"
Hazar kıyısında deprem olunca da kayıplar nedeniyle hükümeti sorumlu tutmayacaksak kimi sorumlu tutacağız?
* * *
Devlet ve millet el ele verdi, sonuç bu!
Türkiye deprem kuşağı üzerinde. Birçok kentimiz, kasabamız etkin fayların üzerinde kurulu.
Ve şunu da biliyoruz, bu kuvvette bir deprem Japonya’da olsaydı, muhtemelen kimse ölmemiş olacaktı.
Elazığ’ın biraz daha doğusunda, mesela İran’da yaşanmış olsaydı, ölü sayısı büyük olasılıkla binli rakamlarla ifade edilebilirdi.
Bu kuvvette bir deprem, bundan 30 - 40 yıl önce yine aynı bölgede gerçekleşmiş olsaydı ölü sayısını muhtemelen bine yakın olacaktı.
Yakın geçmişin deprem verileri bunu gösteriyor.
Yani diyeceğim şu ki gerçekte depreme hazırlık konusunda hiç bir şey yapılmamış da sayılmaz.
Gerçi amaç depremlere hazırlık yapmak olarak ortaya çıkmıyor ama sonucu böyle gerçekleşiyor.
Kentlerimizin bina stokları ortalama 20 - 25 yılda yenileniyor.
Bunu elbette binaları depreme dayanıklı hale getirmek için yapmıyoruz.
Esas amaç, artan kent nüfusu ve gelişen kent ekonomisi nedeniyle kent merkezlerindeki arsalardan rant yaratmak.
Tek katlı binalar yıkılıyor, yerine üç katlısı yapılıyor. Bir süre sonra üç katlılar yıkılıyor beş katlı binalar yapılıyor.
Belediye 7 kata izin verirse bu kez 5 katlılar yıkılıyor.
Bugün kentlerimizin merkezindeki eski mahallelerde, eski bina bulabilmek neredeyse mümkün değil. (Ben Malatya’da doğdum, çocukluğumun ilk 9 yılı Ankara’da ve sonrası Antalya’da geçti. Doğduğum da dahil olmak üzere çocukluğumu geçirdiğim hiçbir bina bugün ayakta değil. Hatta o mahallelerde çocukluğumdan tanıdığım bir tek bina bile yok. Gidip, gördüğüm için biliyorum.)
Bu süreçte, devletin deprem yönetmeliklerinde yaptığı değişiklikler dışında depreme yönelik özel bir hazırlık da olmuyor.
Devletin, belediyelerin "şu şu binalar depreme dayanıksız, bunları yıkıp, yerine de yenilerini yapıyoruz" dediği bina sayısı bütün memlekette 50 bin bile değil.
Ama eğrisi doğrusuna denk geliyor, binalar yenilendikçe depreme dayanıklılık da artıyor.
Elazığ depreminin, aynı güçteki Erzincan depremine göre daha az can kaybı ile neticelenmesinin (yaklaşık 20’de bir gibi görünüyor) tek nedeni bu.
Bir kez daha gördük ki devletin bu konuda hiçbir planı yokmuş, önerilen planlar da kabul edilmemiş.
Bir kez daha gördük ki belediyeler için "inşaat" demek, ruhsat harcı toplamak demek.
"Avanta fırsatı" görenlerin de az olmadığına iddiaya girerim.
Ve bir kez daha gördük ki vatandaşların, oturdukları binaların depreme dayanıklılığı ile ilgili bir meselesi, deprem gelip, binayı sallayıncaya kadar olmuyor.
Havuz gazetesinin dünkü birinci sayfasında 8 sütuna açılmış bir enkaz fotoğrafının üzerinde şu manşet vardı: Devlet - Millet El Ele.
Sanıyorum bu gazetenin uzunca bir süredir attığı en doğru manşet de buydu.
Niyetleri bu değildi elbette ama ben bu başlığı, "devlet ve milletin el ele vererek yarattığı fotoğraf" şeklinde okudum.
Devlet de, millet de deprem gerçekleşene kadar bilimin uyarılarına kulağını kapattığı için bu tür fotoğraflardan daha kaç tane göreceğiz, kim bilir?
* * *
Bakalım DASK işe yarayacak mı?
Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK), Zorunlu Deprem Sigortası'nı yapmak ve yönetmek amacıyla kurulan kamu kurumu.
17 Ağustos 1999 depreminin ardından kurulmuştu, hatırlarsınız.
Amaç, o tarihten sonra deprem nedeniyle yıkılan, hasar gören binaların genel bütçeye yük olmadan yeniden yapılmasını ya da tamir edilmelerini bu sigorta fonunda birikerek nemalandırılan paralarla gerçekleştirmekti.
Yani hesapta, Elazığ ve Malatya’da yıkılan binaları yeniden yapmak, hasar görenleri onarıp oturulabilir hale getirmek için artık kimseye ihtiyaç yok!
Yardım kampanyasına da gerek yok, bütçeden kaynak ayırmak da gerekmiyor, TOKİ’nin görev zararı yazması da!
DASK sitesine baktım, 2019 yılında poliçe adedi 9 milyon 490 bin adet.
Cumhurbaşkanlığı’nın 2020 Yıllık Programı’na göre ülkedeki konut sayısı 39 milyon 400 bin adet. Fabrika, işyeri vs. buna dahil değil.
Peki DASK zorunlu değil miydi? Zorunluydu.
Kanuna uymayıp, DASK primlerini ödemekten imtina edenlere ait binaları kim yapacak?
Şimdi buyurun size dört bilinmeyenli bir bilmece:
1 - Yasalara uymak kimin sorumluluğunda; 2 - Yasalara uyumu denetlemek kimin işi; 3 - Kanuna uyup DASK primi ödeyenler salak mı; 4 - Kanuna uymayanlar akıllı mı?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.05.2025
4.04.2025
2.04.2025
6.03.2025
4.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
5.02.2025
20.11.2024