Mehmet Y. Yılmaz
Bir sorum var ama sorumun muhatabı kim olmalı, ona karar veremedim.
AKP ve CHP yetkilileri bir protokol yaptılar ve İBB adayları Binali Yıldırım ile Ekrem İmamoğlu’nun, İsmail Küçükkaya’nın moderatörlüğünde kozlarını paylaşmasına karar verdiler.
Yani AKP yöneticileri, bugüne kadar yaptıklarının tam tersini yapmaya razı oldular.
AKP, medyayı kendisine göre dizayn etmek için olmadık işler yapmayı bile göze aldı.
Medyayı yeniden dizayn etmek için kamu bankalarından krediler yağdırıldı, kamu ihalelerini alan müteahhitlere salma salındı ki tek sesli bir medya düzeni olsun.
Şimdi seçime iki hafta kala bu fikirlerinden vazgeçiyorlar ve seçimden bir hafta önce bütün kanalları iki adaya eşit olarak açacaklar.
Küçükkaya tecrübeli bir meslektaşımız, kuşkusuz ki kurulacak kumpasların içinde yer almayacağı gibi taraflı bir yayın da yapmayacaktır.
Ama Ekrem İmamoğlu’nu kamuoyuna olduğundan farklı tanıtmak için trollerini seferber eden, söylenmemiş sözleri, yapılmamış eylemleri gerçekmiş gibi yayan bir siyasi partinin propaganda mekanizması bir sabah uyanıyor ve bakıyoruz ki hepsi Amerikalı olmuş, “başkan adayları televizyonda tartışsınlar” diye büyüklük gösteriyorlar!
Ve gördüğüm kadarıyla bu sadece bana garip geliyor!
Kime soracağımı bilmediğim soru şu: Eniştem, durduk yerde niye İmamoğlu’nu öpmek istiyor?
***
Binali Yıldırım, işini bilir!
Marmaray için Güney Kore’den satın alınan 478 milyon Euro değerindeki tren setleri, demiryolu hattının makas aralıkları ona uygun olmadığı için depolarda bekletiliyormuş.
Bu bilgiyi İyi Partili milletvekili Lütfü Türkkan’ın, Ulaştırma Bakanı Cahit Turhan’a verdiği soru önergesi vesilesiyle öğrendik.
Ulaştırma Bakanı, soru önergesine verdiği yanıtta lafı bin dereden dolaştırıyor, “tren setlerinin ilgili istasyonlarda bekletildiğini” belirtiyor ama bu “beklemenin” nedeni hakkında her hangi bir açıklamada bulunmuyor.
Çünkü bu tren işi de tıpkı Metrobüs hattı inşa edilirken İBB tarafından Hollanda’dan her biri 1 milyon 200 bin Euro bedelle satın alınan Phileas otobüslerin durumuna benziyor.
O vakit de bir telaşla gidip “en iyi otobüsleri” aldıklarını söylemişlerdi ama sonradan bu otobüslerin metrobüs hattına uygun olmadığı anlaşılmıştı.
Belli ki bu tren setleri de tıpkı o otobüsler gibi depolarda yavaşça çürüyüp, ileride hurdacılara satılacak.
Bu garip ihale yapıldığında Ulaştırma Bakanlığı koltuğunda oturan şahıs bugün AKP adına İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Binali Yıldırım’dan başkası değil.
Yıldırım, İstanbul halkına, “büyük tecrübe” diye pazarlanmaya çalışılıyor.
İmamoğlu ile Yıldırım’ın ortak televizyon tartışmasında İsmail Küçükkaya, bu işin nasıl olduğunu Yıldırım’a bir sorsa da hepimiz öğrensek.
Bu ihale yapılırken “işini bilen memur” rolünü kim üstlendi?
***
Devlet Bey dururken Fouche de kim?
CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu eleştirirken, tarihten bir örnek verdi.
“İnsan ister istemez Napolyon’un Fransız içişleri Bakanı Fouche için söylediklerini hatırlıyor. Fouche için diyor ki Napolyon: Yaşamım boyunca tanıdığım en kusursuz dönek.”
Fransa’nın, Yeni Türkiye’nin eline su dökemeyeceğinin bir örneği daha!
Nasıl ki futbolda Fransızları top göstermeden yendiysek, döneklik konusunda da onları hezimete uğratacak potansiyele sahibiz.
Ve bu potansiyel bir tek Süleyman Soylu’nun şahsında ortaya çıkmıyor.
Evet, Soylu, bir zamanlar Erdoğan hakkında bugün bizler tekrarlasak o savcı senin bu mahkeme benim dolaşacağımız hakaretleri ardı ardına sıralıyordu.
Şimdi ise neredeyse Erdoğan’ın ayakkabısı toz olmasın diye önüne serilecek!
Ama onu “tek geçmek” büyük haksızlık olur.
Özellikle de Devlet Bahçeli ve Numan Kurtulmuş’un bu konudaki haklarını teslim etmek gerek.
Hatta bir yarışma yapsak, birinciliği hangisine vereceğimizi bile uzun uzun tartışabiliriz.
Bunu söyledikten sonra yakın arkadaşlarıma bir tele anket yaptım.
“Bu üçlüden hangisi birinci gelir” diye!
Devlet Bahçeli uzak ara birinci geldi.
İkincilik Süleyman Soylu’nun, bronz madalya ise Numan Kurtulmuş’un.
FETÖ reisi Fetullah Gülen için eskiden yaptıkları övgüler nedeniyle Bülent Arınç ve Bekir Bozdağ’ın filan da listeye alınmasını önerenler oldu ama bu konudaki özgül ağırlıkları, yarışmada aday olmalarına bile müsait değil.
Şu dillere destan “Adalet Reformu” biran önce yapılsa da “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasına muhatap olmadan bu üçlü arasında gerçek bir yarışma yapabilsek ne kadar iyi olur.
Aslında bu konuda kalabalık jüriye de ihtiyaç yok. Cumhurbaşkanı Erdoğan birinciyi bizzat seçse daha hakkaniyetli bir yarışma olur.
Yazarlar
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2025
26.06.2025
23.06.2025
12.05.2025
4.04.2025
2.04.2025
6.03.2025
4.03.2025
28.02.2025
20.02.2025