Mehmet Y. Yılmaz
Bir yönetmelik değişikliği yapıldı ve Cumhurbaşkanı’nın ev sahipliğinde yapılan “resepsiyonların” isimleri “kabul töreni” olarak değiştirildi.
Cumhurbaşkanı’nın ev sahipliğinde yapılan bu kutlamalara, “resepsiyon” adını vermek kimin aklına gelmişti, bilmiyorum.
Frenkçeye böyle heves edeceklerine adam gibi bir Türkçe karşılık bulabilmeleri çok kolaydı.
Altı boş özentiler her zaman böyle sonuç verir, bunu da geçerken belirtmiş olayım.
Mevcut yönetmeliğin yayın tarihi 5 Mayıs 2012. Yani Erdoğan’ın Başbakan olduğu günlerde yayınlanmış ve kendisi o gün bunda bir sakınca görmemiş.
Tabii o imzayı basınca bütün Bakanlar Kurulu da basmış, kimse buna itiraz etmemiş.
O halde şimdi düğün değil bayram değilken bunu “kabul töreni” diye değiştirmenin bir anlamı olmalı.
Kabul, Arapçadan Türkçeleşmiş bir kelime.
Türkçede birçok anlamı var. 1) Bir şeye razı olmak, 2) huzura almak, 3) verilen bir şeyi almak, 4) bir kişiyi bir topluluğun içine almak, 5) doğru ve yerinde olduğunu onaylamak, 6) üstüne almak, 7) öyle olduğuna inanmak, 8) benimsemek, 9) (hukuk) sözleşme yaparken karşılıklı niyet beyanı.
“Kabul” kelimesinin, Tören ve Kutlamalar Yönetmeliği’nde (adı çok uzun, ben böyle kısalttım) yapılan bu değişiklikteki anlamının yukarıdakilerden ikincisi olduğunu tahmin etmemiz zor değil.
Esasen tören de böyle gelişiyor: Cumhurbaşkanı ve eşi, arkalarında yaverler ile bir salonda duruyorlar, konuklar bir başka salonda toplanıp sıraya giriyorlar. Sonra “kabul” başlayınca, sırayla el sıkıp, selam vererek önlerinden geçiyor ve kutlamanın yapılacağı salona alınıyorlar.
“Huzura almak” eylemi, üstünlüğü özel olarak vurgulayan bir hareket.
Monarşilerden kalma bir devlet geleneği.
Yönetmelikte, durduk yerde böyle bir değişiklik yapılması da “zamanın ruhuna” uygun aslında.
Jumbo jetleriyle, bin odalı sarayı ve altın varaklı kitsch koltuklarıyla, merdivenlere saksı gibi dizilmiş 16 Türk devletini temsil eden müsamere askerleriyle birlikte değerlendirildiğinde, bu kutlamaya “kabul töreni” adı verilmesi, bir özentinin dışa vurumundan başka bir şey değil.
Diyeceksiniz ki “ne zararı var”? Bence de bir zararı yok tabii.
Ancak, bu tür özenti davranışların “Padişah olmaya heveslenen Cumhurbaşkanı” görüntüsüne dönüşmesi iyi değil.
Demokrasi açısından da, Cumhurbaşkanı’nın imajı açısından da.
Bu değişikliği yaparken “kutlama töreni” deyip geçmek, mümkün değil miydi?
***
KHK’lıların eş ve çocukları yok mu?
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, IŞİD’in canlanmasının (DAEŞ diyor) Türkiye’ye yönelik bir tehdit olduğunu söyledi.
Çavuşoğlu’nun “yumuşak bir kalbe sahip olduğunu” da bu vesileyle öğrenmiş olduk.
IŞİD militanlarıyla evlenmek için gelip, kocası ölünce çocuklarıyla birlikte ortada kalan kadınlardan söz ederken bir gözlerinin yaşarmadığı kalmış.
Çavuşoğlu soruyor:
“Bazı kadınlar savaşmak için geldi ama bazıları da bunların 14 – 15 yaşında çocuklar, bunların ideolojisine kanarak gelip bunlarla evlendi. Şimdi ortada kaldılar. Çocuklar var. Bunları topluma kazandırmayacak mıyız? Neticede bu kadınların ve çocukların tekrar kazanılması gerekiyor. Bunun birçok boyutu var. Sadece terörle mücadele değil insani boyutu. İnsani konularda kimse bize ders veremez.”
Elbette suç kişiseldir ve kocaları IŞİD militanı diye eşleri ve çocukları da suçlu muamelesi görmemelidir.
Gerçi özellikle kadınların IŞİD ideolojisiyle beyinlerinin yıkanmış olduğunu varsaymalıyız ama yine de kimse peşin suçlu muamelesi görmemeli.
Yalnız Dışişleri Bakanı’na şunu hatırlatmak isterim ki IŞİD üyelerinin eş ve çocuklarını topluma kazandırmayı “insanlık gereği” diye açıklarken ihmal ettiği bir şey var:
Bir terör örgütünün üyesi olmadıkları, bu suçla yargılanıp mahkum edilmedikleri halde ellerinden her şeyleri alınarak açlığa mahkûm edilen KHK’lıların eş ve çocukları “insan” değil mi?
Bu kişilerin herhangi bir kurumda işe girmelerine, çocuklarına bakmalarına bile olanak tanınmıyor.
Onların bu toplumda yeri yok mu?
IŞİD üyelerinin eş ve çocuklarını topluma kazandırmaya çalışırken, toplum dışına ittiğiniz bu insanları da hatırlayacak mısınız?
***
O afiş, galiba şerden hayır çıkaracak
Konya’da belediyeye ait otobüs duraklarına asılan, Yahudi ve Hristiyanları ötekileştirip, nefret objesi haline getiren afişleri asan Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Konya Şubesi ve Milli Gençlik Vakfı (MGV) afişlerin toplatılmasının ardından bir açıklama yaptı.
İki kuruluşun açıklamasında “yeryüzünde barış, bütün farklılıklarına rağmen dünyadaki bütün insanlarla merhabalaşmaktan, selamlaşmaktan, tanışmaktan, konuşmaktan, kucaklaşmaktan geçer” deniliyor.
Açıklamada şu bölümün altını özellikle çizelim:
“Bu şekilde gerçekleşmesini arzu etmediğimiz bu gündemin, her şeye rağmen, toplumun farklı kesimlerinde tartışılmasının birbirimizi daha iyi anlamamıza ve birlikte barış içerisinde yaşama zemini oluşturmaya katkı sağlayacağına inanıyoruz.”
SP Milletvekili Cihangir İslam da derneklerin açıklamasıyla ilgili olarak “hatanın adilane bir şekilde telafisi için benzer açıklamanın da aynı panolara asılmasını naçizane tavsiye ederim” dedi.
Bu konuyu gündeme getirmemin ardından çok sayıdaki okuyucudan da benzer tepkiler aldım.
Arapça ve Kur’an – ı Kerim bilgileriyle konuyu aydınlatmak ve ayetin tefsirini tarihi çerçeve içinde yerine oturtmak konusundaki görüşlerini benimle paylaşan okuyucularıma da teşekkür ederim.
Öyle görünüyor ki din üzerinden ayrımcılık yapma heveslilerine, en çok karşı çıkacak olanlar da mütedeyyin Müslümanlar olacak.
Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan, Emniyet Müdürlüğü’nün suç duyurusuyla ilgili ne gibi bir süreç başlatıldığına ilişkin bir açıklama, bu yazıyı yazdığım saate kadar yapılmamıştı.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.05.2025
4.04.2025
2.04.2025
6.03.2025
4.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
5.02.2025
20.11.2024