Mehmet Y. Yılmaz
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “maiyette uçan gazetecilere” yaptığı açıklamalar, bana biraz kafa karışıklığı yaşadığını düşündürttü.
Bunun da sorumlusu ben değilim, uçaktaki gazeteciler.
Uçakta sebilhane sürahisi gibi bir masanın etrafına dizilip, fotoğraf çektirmeyi biliyorlar, soru sormaya korkuyorlar.
Oysa sorularla konuyu açabilirler, böylece Erdoğan’ın kafasının içindekileri tam olarak anlamamızı da sağlayabilirlerdi.
Erdoğan şöyle diyor:
“Münbiç’e rejimin girmesi benim için çok çok olumsuz değil. Niye? Sonunda bunların kendi topraklarıdır. Ama burada terör örgütlerinin kalmaması benim için önemli. Yani bizim onlara söylediğimiz ‘Burada YPG / PYD kalacak mı kalmayacak mı?’ Sayın Putin’e de ben bunu söyledim. Eğer terör örgütlerinden Münbiç’i temizliyorsanız, buyrun buranın bütün lojistiğini siz sağlayın veya rejim sağlasın. Ama yok bunu böyle yapmayacaksınız, oradaki aşiretler bize ‘gelin bizi kurtarın’ diyor. Çünkü Münbiç’in tamamına yakını yüzde 85-90’ı Arapların. Kürtlerin değil.”
Mesela şu soruyu sormak gerekirdi:
“Esad güçleri, Münbiç’in kontrolünü PYD ile birlikte sağlamaya devam edecek olursa, harekatımız bu noktada duracak mı?”
Sözlerinden anladığımız kadarıyla durmayacak. Çünkü Arap aşiretlerinin “Türkiye’nin yardım etmesini” istediğini söylüyor ve “orası Kürtlerin değil” diyor.
İşte tam burada sormak gerekmez miydi:
“Sayın Cumhurbaşkanı, bu durumda Suriye ordusu ile sıcak bir çatışmanın söz konusu olabileceğini söyleyebilir miyiz? Rusya ve İran ile bu amaçla bir temas oldu mu?” Cumhurbaşkanı, Putin ile telefonda konuştuğunu ve Putin’in “Türkiye – Suriye arasında çatışma çıkmaması için hassasiyet gösterdiğini” söyledi.
O zaman şu sorulmalıydı:
“Münbiç’in Suriye toprağı olduğunu söylediniz. Münbiç’teki Arap aşiretlerinin, kentteki kontrolü Rusya ya da rejimin sağlamasına itirazları mı var?”
Bu sorulardan aldığımız yanıtlarla yeni sorular sorabilir ve Erdoğan’ın tam olarak ne düşündüğünü anlayabilirdik.
Ve sonra tabii şunu da sormak gerekirdi:
“Münbiç’in Suriye toprağı olduğunu, rejim birliklerinin Münbiç’e girmesinin çok olumsuz olmadığını söylediniz. Peki İdlib hangi ülkeye ait bir toprak parçası?”
Cumhurbaşkanı’nın buna yanıtı elbette “Suriye’ye ait bir bölge” şeklinde olacaktı.
O zaman da şunu sormak gerekirdi:
“Bildiğimiz kadarıyla İdlib’de, Suriyeli olmayan cihatçı grupların kontrolündeki köyler de var. Türkiye artık İdlib’deki rejim muhalifi cihatçı teröristlerin temizlenmesi konusunda Suriye devleti ile işbirliği yapabilir mi?”
Uçaktaki gazeteciler bunları sormaya cesaret edemedikleri için yanıtlarını bilemiyorum.
Ama şunu söyleyebilirim: Cumhurbaşkanı, daha az konuşursa, kendisini bağlayacak hatalı açıklamaları daha az yapar.
Hem “terörist temizliği için Suriye’de olmayı”, hem de İdlib’de “teröristlere Suriye rejiminin müdahalede bulunmasını önlüyor olmayı" aynı anda açıklayamaz çünkü.
Münbiç’te rejimin kente tek başına hâkim olmasına itiraz etmeyip, İdlib’de itiraz ediyor olmasını da açıklamakta çok zorlanacağına bahse girerim!
Kader, Erdoğan’ı adım adım Beşar Esad’a yaklaştırıyor.
Şu “Esad mı, Esed mi” tartışmasını yeniden başlatmakta yarar var sanki.
***
Dünya gemi sahibi çocuklar günü
Geçen hafta “Dünya Kız Çocukları Günü” kutlandı. Ben de kutladım tabii, kız çocuğum var.
Gerçi kız çocuğum olmasaydı da kutlardım, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak için her fırsatı kullanmak gerekiyor.
Sonra da UNESCO, NATO, CENTO, Şangay Beşlisi, Okçular Vakfı, TÜGVA ve AKP Gençlik Kolları’na bir öneride bulunmaya karar verdim.
Bundan böyle mesela 17 Ekim günleri ya da her yıl ekim ayının üçüncü perşembesi “Dünya Gemi Sahibi Çocuklar Günü” olarak kutlansın.
Bu ilhamı almamı borçlu olduğum kişiler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve yakında onun yardımcısı olacağı söylenen, şimdilik düz milletvekili Binali Yıldırım’dır.
Bu iki değerli Türk büyüğünün çocukları, babalarının siyasette yükselmelerine paralel olarak gemi taşımacılığı işinde büyüdüler, uzmanlaştılar.
“Babam başbakan oldu, bakan oldu” deyip, yan gelip yatmadılar.
Bugün bayrağımızı dünya denizlerinde dalgalandırıyorlar ve onların bu başarılarıyla en az babaları kadar gururlanıyoruz.
Ancak bu başarı bununla sınırlı kalmamalı.
Türkiye’de genç işsizliği feci durumda. İşsiz gençlerin sayısı geçtiğimiz yıla göre yedi puan arttı.
Dört gençten biri işsiz. İstatistik kurumumuz, bazı gençleri “zorunlu askerliğin” arkasına saklamasa aslında üç gençten birisi işsiz çıkacak.
Onun için birilerinin bu gençlerin önünü açması lazım!
Ve en iyi örnekler de bu gemici çocuklar.
Dar gelirli ailelerde büyüyüp, bir anda armatör olup, milyon dolarlarla oynamaya başladılar ve bu başarıya giden yolu açıklarlarsa, bir çok gencimize ilham kaynağı olabilirler.
Biliyorsunuz bunun sırrını daha önce Binali Yıldırım’a sordum, savcıya şikâyet etti. Savcı da dava açtı, beni hapse attırmak istiyor.
Ama bunun için kendisine kırılmış değilim. Hatta olur da hapse girersem, kendisine boncuktan bir de tespih yapacağım, benden bir hatıra olsun diye, söz. (Tespihi Sarı – lacivert yapsam olur mu?)
Ama lütfen bu işin sırrını açıklasınlar ki milletin çoluk çocuğu da kendine bir iş edinsin, cepleri para dolsun.
Onun için bugünü Dünya Gemi Sahibi Çocuklar Günü ilan ediyorum ki “farkındalık” artsın, gemiler alınsın, yükler taşınsın!
Asker selamı! (“Niye yazının sonunda asker selamı vermedin diye kızarlar belki” düşüncesiyle, yazıyla belirtmiş bulunuyorum.)
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.05.2025
4.04.2025
2.04.2025
6.03.2025
4.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
5.02.2025
20.11.2024