Mehmet Y. Yılmaz
AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin kongresinde yeni Anayasa ile ilgili vaadini tekrarlarken şunu söyledi:
"Gelin, ideolojik, zümrevi ve kişisel tüm bagajlarımızı, duvarlarımızı, şerhlerimizi bir kenara bırakarak, Türkiye'yi en az bir asır boyunca taşıyacak lafza ve ruha sahip yeni bir anayasaya kavuşturalım. Biz buna varız ve hazırız."
Nasıl, heyecanlandınız mı yoksa?
Bana sorarsanız, o kadar heveslenmeyin derim.
Konuşmasının tamamını okuduğunuzda bütün "bagajları, duvarları, şerhleri" bir kenara bırakacak olanlar bizleriz, Recep Tayyip Erdoğan değil.
Aynı konuşmasında, bir yandan "hiç kimseyi dışlamadan, ötekileştirmeden" diyor ondan bir paragraf önce "zillet ittifakından" söz ediyor.
Konuşmasını yaparken duvardaki pankartta "inandığın yolda yürü" yazıyor, salondakiler böyle slogan atıyor.
Belli ki Erdoğan, "inandığı yolda" yürümekte serbest olacak ancak bizler inançlarınızı, düşüncelerimizi bir kenara bırakacağız.
Mesela Atatürkçüler, "Atatürk bagajlarını" kapıda bırakıp, içeri girecekler.
Kürtlerin "duvarlarını" yanlarında taşımaları elbette söz konusu olmayacak.
Aleviler, "ille de cemevi" diye tutturmaktan vazgeçecekler. Bagajsız Anayasa yapacağız çünkü.
Sosyalistler, yeşiller ve LGBTİ+ bireyler bagajlarından, şerhlerinden, duvarlarından kurtulmasalar da olacak, çünkü onlara zaten Anayasa görüşmelerinde yer olmayacak.
"Hiç kimseyi dışlamadan" dediyse o kadar da değil tabii, "milli ve manevi değerler" bagajı Anayasa salonunun baş köşesinde yerini almış olacak çünkü.
Bizler "bagajlarımızdan kurtulup" rahatlayacağız ama "İslamcılık bagajı" kapıda sahipsiz bırakılamayacak kadar önemli olacağı için o da salondaki yerini alacak.
Elbette Erdoğan'ın inandığı yolda uslu uslu yürümemize izin verecekler.
Bizlerin bagajlarını, duvarlarını, şerhlerini içermeyen bir Anayasa yapılacak ama 2053 yılına kadar Cumhur İttifakı bildiği yoldan yürümeye devam edecek.
Gerçekten müthiş bir Anayasa olacak gibi görünüyor.
Tek maddelik bir Anayasa: Recep Tayyip Erdoğan devletin başı ve her şeyidir; o ne isterse, nasıl isterse o olur!
* * *
Deniz taşımacılığında dev işbirliği!
AKP kongresinin ardından Erdoğan, parti yönetiminde bazı değişiklikler de yaptı.
Bu değişikliklerin, partiyi 2023 seçimlerine "taşıyacağı" da bildiriliyor.
Ben de bu bilginin ışığında listeyi dikkatle inceledim.
Gördüm ki Binali Yıldırım Genel Başkanvekili olmuş.
Eskiden bir tane Genel Başkanvekili vardı: Numan Kurtulmuş.
Şimdi iki kişi bir araya gelip, Genel Başkan'a vekalet edecekler.
Bu Numan Bey açısından 1/2 oranında bir tenzili rütbeye işaret ediyor olmalı.
Belli ki Oğuzhan Asiltürk'ün, kapının aralığına ayağını dayaması Numan Bey'in aleyhine olmuş.
Öte yandan bunun Binali Bey açısından tenzil-i rütbe mi, yoksa terfi mi olduğunu tam olarak kavrayamadığımı söylemeliyim.
Cumhurbaşkanı Yardımcılığı beklerken, partide dıgırık bir vekalet görevi Binali Bey'i kesmez aslında.
Tabii şöyle bir tuhaflık da ortaya çıkıyor: Erdoğan, TC'yi tek yardımcıyla yönetirken, partisini ancak iki vekil ile yönetebiliyor.
Buradan anlayın artık, AKP mi büyük, TC mi?
Ancak Binali Bey'e verilen bu yeni görevden sonra şunu söyleyebilirim ki Türkiye artık deniz taşımacılığında büyük bir atılıma hazırdır!
Maşallah hem Erdoğan'ın büyük mahdumu ve biraderi hem de Binali Bey'in çocukları, bu deniz taşımacılığı işinde "sihirbaz" mertebesinde ustalaştılar.
Babaların açtığı yoldan ilerleyecek bu çocuklar, yakında dünyanın en büyük deniz taşımacılığı filosunun sahibi de olabilirler.
Tabii bu, görevlendirmedeki sembolizme de dikkatinizi çekmek için bir vesile oldu: Partiyi "2023 seçimlerine taşıyacak kadro" deyip, başına da Binali Bey getirilince şunu anladım: AKP, 2023 seçimlerine deniz yoluyla taşınacak!
* * *
Vakıf mazbut lakin
Gezi Parkı, Şişli Etfal Hastanesi, Pera Palas Oteli, Vefa Lisesi, Sait Halim Paşa Yalısı'nın devredildiği "Sultan Beyazıt Hanı Veli Hazretleri Vakfı", meğerse "mazbut" bir vakıfmış.
"Mazbut", Arapçadan dilimize geçmiş bir sıfat; "düzenli, düzgün, kayıtlı" gibi anlamları var. Bir örnek cümle içinde kullanalım: "Ya seydi, veled mazbut lakin ortam p..t."
Yani aslında sadece arşivde bir "kayıttan" ibaret, yönetimleri bugüne kadar gelememiş vakıflar bunlar.
"Mazbut" olması, kelime anlamındaki gibi "kayıttan ibaret" olmasından ileri geliyor.
Şimdi bu kadar malı, bu kayıttan ibaret vakıf ne yapacak derseniz, bilmiyoruz.
Bildiğimiz şu ki Recep Tayyip Erdoğan, Ekrem İmamoğlu'ndan hem nefret ediyor, hem de ölesiye korkuyor.
Onun için bu tür "el kol bağlama" operasyonlarıyla Ekrem İmamoğlu'nu halkın gözünden düşürmeye çalışıyor.
Seçim günü geldiğinde "bugün bir parkına sahip çıkamayan, yarın bu memlekete nasıl sahip çıkacak" türünden demagojik nutuklar atmazsa, ben de bir şey bilmiyorum.
Bu tür konular gündeme gelince benim de aklıma hep Yunus Emre gelir nedense:
Mal sahibi, mülk sahibi,
Hani bunun ilk sahibi?
Mal da yalan, mülk de yalan,
Var biraz da sen oyalan!
Acaba Padişah 2. Beyazıt'tan önceki, ondan da önceki, ondan da önceki sahipleri kimlerdi?
Erdoğan da gayet iyi bilir ki böyle işlerin ömrü, seçimde iktidar değişene kadar sürer.
O zamana kadar "var biraz da sen oyalan"!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.05.2025
4.04.2025
2.04.2025
6.03.2025
4.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
5.02.2025
20.11.2024