Mehmet Y. Yılmaz
Başlık “oksimoron” oldu ama sorumlusu ben değilim.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ahmet Davutoğlu, Abdullah Gül ve Ali Babacan hakkında önemli bilgileri haiz.
En azından bizim öyle düşünmemizi istiyor.
Vakti geldiğinde bunu milletimizle paylaşacağını söylüyor ama o vakit hangi vakit, onun ipucunu vermiyor.
Onu da bizler tahmin edebiliriz, eğer bu üçlünün içinde olacağı siyasi oluşumlar, partileşir ve Erdoğan’ın yeniden seçilmesinin önünde engel yaratacak olurlarsa vakit, o vakit olacak.
Ve söylediğine göre açıklayacağı çok şey var!
Ve bu bilgiler sayesinde halkımız bu üçlünün gerçek kimlikleri ile ilgili olarak bilgilenecek ki tutup bunlara oy vermesin, bir yanlış yola girmesin!
Ben galiba reel politikadan hiç anlamıyorum.
Böyle bilgiler benim elimde olsa, hemen açıklardım mesela.
Rahmetli anneannem bu huyumu beğenmez, ağzımı sıkı tutmamı ister, “dilim, başıma giydirir kilim” derdi!
Her neyse, konu ben değilim zaten!
Recep Tayyip Erdoğan çok konuşuyor gibi görünüyor ama önemli her bilgiyi sadece kendisine saklıyor.
Bu özelliğiyle kendisini “dünyanın en çok konuşan ağzı en sıkı lideri” diye tanımlarsak bir oksimoron olsa da yanlış söylemiş olmayız.
Mesela eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt ile Dolmabahçe’de buluşmuş, ne konuşulduğu sorulunca da “eski Genelkurmay başkanı açıklarsa, ben de açıklarım”demişti.
“Öfkelenen adam” Devlet Bahçeli de bu söz üzerine “Türkiye’de üretilen tüm deterjanları kazana dökerek AKP’yi üç defa yıkamadıktan sonra onlara ‘AK Parti’ demeyeceğiz”demişti! Hey gidi günler hey!
Doğan Grubu ile ilgili olarak da böyle çok konuştu. Beğenmediği her haberin ardından kaç kere “bunu niye yaptığınızı biliyorum, bütün bildiklerimi açıklayacağım” dediğini oturup saymaya kalksak, akşam olur.
Ama açıklanan bir şey de olmamıştı.
Yerel seçimlerden önce de TÜSİAD adına uyarılar yapan Tuncay Özilhan’a kızmış ve şöyle konuşmuştu:
“Ben sizin 12 yıl önceki durumunuzu, bugünkü durumunuzu da biliyorum. Yeri gelirse bunu teşhir ederim.”
Fethullahçılar ile karşılıklı bilek güreşine ilk girdiği günlerde, 17 – 25 Aralık’ın hemen bir hafta öncesinde, bir Trakya gezisinde de şöyle söylemişti:
“Bakın buradan açık söylüyorum. Bu kampanyayı yürütenler (Fetullahçılar) içeride ve dışarıda. Eğer bunları biz açıklamaya başlarsak ülkemizde yer yerinden oynar, onu da söyleyeyim.”
2018 yılında Öğretmenler Günü kutlamasında söylediklerini de okuyalım:
“Çünkü A’dan Z’ye kendilerini (FETÖ'cüleri kast ediyor) acayip saklıyorlar. ‘Ağlarım ağlatamam, hissederim söyleyemem, dili yok kalbimin, ondan ne kadar bizarım’ diyor şair. Şu anda bildiklerimi tabii söyleyemeyecek durumdayım ama günü geldiğinde inşallah onlar da belki kaleme dökülecektir. Çünkü her doğruyu, her yerde söylemek doğru değil. Onun için sabır gerekiyor.”
Gördüğünüz gibi “diklenmeden dik durabilen adam” Erdoğan, bazı konulara sıra gelince mızıkçılık yapmadan geçemiyor, bildiği bazı şeyleri açıklamayı hep erteliyor.
Konuşmalarındaki genel havaya ve ses tonuna bakarsak da yeri yerinden oynatacak, önemli bilgilere sahip ama dili varıp da açıklayamıyor.
Sanırım Ali Babacan, Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu ile ilgili de böyle olacak.
Ne Erdoğan bildiklerini açıklayacak, ne de Davutoğlu bildiklerini açıklamaya cesaret edecek.
Biz vatandaşlar da merak içinde bekleşeceğiz “acaba neler biliyorlar” diye.
Yoksa bildikleri hiçbir şey yok da bizlerle kafa mı buluyorlar?
***
Akılları İstanbul’un kaynaklarında kaldı
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden bazı vakıflara aktarılan kaynaklar Ekrem İmamoğlu’nun talimatıyla kesildi.
İmamoğlu söz konusu yardımların toplamının 357 milyon lirayı bulduğunu belirtiyor.
“357 milyon liralık sürece nokta koymuş durumdayız. Bunun içinde sadece bir vakfa yemek desteğinin 56 milyon liralık bölümü var. İnanılmaz rakamlar. Bu milletin parasını nereye harcıyorsunuz? Bir bina yapılıyor, vakfa yapılmak üzere maliyeti 165 milyon lira. Artık o bina İstanbulluya ait. Bu daha başlangıç” diye anlatıyor.
“Vakıf” adı altında yürütülen “kamu kaynaklarıyla siyaseti finanse etme düzeni” böylece önemli bir darbe yedi.
İktidarın, İstanbul’da belediyeyi bırakmamak için seçim tekrarını bile göze almasının nedenlerinden biri de budur.
Cumhurbaşkanı’nın, Trabzon’da söylediği “Fatihin emaneti olan İstanbul’a sahip çıkacağız. Bu aziz şehrin bölücü örgüt destekçilerine peşkeş çekilmesine mani olacağız” sözlerinin ardında da bu yatıyor.
Bu gerekçeyle İmamoğlu’nu görevden almanın ve İstanbul’un kaynaklarını yandaş vakıflara yağmalatmaya devam etmenin zeminini yaratmaya çalışıyor.
Tabii İstanbul’u kayyum marifetiyle cebe indirmek, Diyarbakır, Mardin, Van kadar kolay olmayacak.
Ancak rakamların büyüklüğüne bakınca da bundan kolayca vazgeçmeyecekleri de görülüyor.
***
Eskisi mi lüzumsuzdu, şimdiki mi yetersiz?
Bu yılki Yüksek Askeri Şura’dan sonra Silahlı Kuvvetlerdeki atamalar, Cumhurbaşkanı tarafından imzalanarak tamamlandı.
Buna göre ordu komutanları artık “korgeneral” rütbesinde olacaklar. Sadece 1. Ordu bunun dışında tutuldu.
Eskiden “korgeneral” rütbesinde yürütülen kolordu komutanlıklarına da “tümgeneraller”tayin edildi.
Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanları da benim bildiğim eskiden korgeneral rütbesini taşırlardı, bu kez bir tümgeneral tayin edildi.
Hava Kuvvetleri Harekat Başkanı da artık bir tümgeneral.
Öyle görünüyor ki hemen her düzeydeki komutan rütbeleri, bir alt seviyeye indiriliyor.
Bu konuda uzman değilim ama merak da etmedim değil:
Eskiden mi orduda gereksiz yere yüksek rütbeli komutanlar bulunduruyorduk, şimdi mi Fethullahçı çetenin yol açtığı yıkım nedeniyle “durumu idare etmeye” yöneldik?
Suriye’de ve Doğu Akdeniz’de işler kızışırken, kamuoyunun bunları bilmeye hakkı yok mu?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.05.2025
4.04.2025
2.04.2025
6.03.2025
4.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
5.02.2025
20.11.2024