Mehmet Y. Yılmaz
Belediyenin Basın Müşaviri, "İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kanal İstanbul'dan çekildi" diye Arapça bir tweet atınca, yanıtı Katarlı medya patronu Abdullah bin Ahmed El Haşimi'den Türkçe olarak gelmiş:
"Yine kanal etrafında arsa almaya devam edeceğiz."
Katarlıların net bir şekilde bildiği, bizim halkımızın bir bölümünün ise bilmediği konu esasen bu: Kanal İstanbul projesi, esasen bir arsa geliştirme, kentsel rant yaratma projesidir.
Nitekim şu ana kadar kanalın geçeceği varsayılan bölgede 30 milyon metrekare civarında bir arazinin el değiştirdiğini biliyoruz.
Walt Disney'in 'ördek ailesi' karakterlerinden biri Varyemez Amca ismiyle Türkçeye çevrilmişti.
Pintiliği ile ünlü bu çizgi karakter altın dolu bir havuzda yüzer ve gözleri sık sık dolar işaretinin şeklini ($) alırdı.
Türkiye'de böyle bir iktidar var.
Başını nereye çevirse, gözlerinden dolar işareti fışkırıyor ve her şeye "alınır mı – satılır mı" zaviyesinden bakıyor.
Bu zihniyetin Trakya haritasına baktığında Boğaz'a benzer bir kanal ve etrafına kondurulmuş binalar hayal etmesi bundan kaynaklanıyor.
Çünkü esasen bu iş ancak bir kahvehane muhabbetinde 'proje' muamelesi görebilir.
Deniz ile ilişkisi, paçaları sıvayıp ayaklarını suya sokmak olan birisi, haritaya baktığında dümdüz kazılacak bir kanalın Karadeniz ile Marmara arasında bir alternatif su yolu oluşturabileceğini elbette düşünebilir.
Ama denizciliği bilen, iki deniz arasındaki yükseklik farkının yaratabileceği akıntıyı hesaplayan biri bu fikre kibarca söyleyeyim 'dudaklarıyla tebessüm ederek' bakar.
Kanalın ekolojik ve sosyolojik etkilerinin ve dolayısıyla ekolojik ve sosyal maliyetlerinin sıfır olduğunu varsayalım.
* Kanal nedeniyle, su seviyesinden yüksekliği 60 metrenin altında olmayacak olan 10 köprü yapılacak.
* Bu köprüler erişim için yüksek standartlı yollar inşa edilecek.
* Bunlar kanal kazılıp bitirilmeden önce yapılacak ki yeni oluşacak İstanbul adasının Trakya ile bağlantısı kesilmesin.
* Akıntıyı düzenlemek ve gemileri yüksek sudan alçak suya (ya da tersi) geçirebilmek için bir tür havuz olan 'lock'lar yapılacak.
* Bu özel havuzlara giriş çıkışlarda geminin hızı dümen tutmaya yetmeyeceği için, gemileri karadan çekecek raylı sistemler inşa edilecek.
* Kanalın denize açılan uçlarında akıntı ve dalganın getireceği malzemenin yaratacağı sığlaşmayı önleyecek bir sistem kurulacak.
* Kanal kazılacak, dibi betonlanacak, toprak kaymalarını önlemek için istinat duvarları inşa edilecek vs.
Hafriyattan çıkan toprağın bir büyü yapılarak buharlaştırılacağını da varsayalım. (Bu toprakla ada yapmak istiyorlar ama deprem bölgesinde dolgu bir ada üzerine kim bina yapıp, yaşamak ister, bilemedim.)
Hükümet, bütün bunların 75 milyar liraya yapılacağını söylüyor ki biraz aritmetik bilgisi ve Boğaz köprülerinin maliyetleri hakkında fikri olanlar, sadece söz konusu 10 köprü ve çevre yollarının bile bu paraya yapılamayacağını kestirebilir.
İhaleyi yap – işlet – devret usulü alacak olan şirket, bu yatırımı yapacak. Aldığı krediyi ve faizlerini geri öderken kâr da edecek.
Bunu sağlayabilmek için geçen gemilerden para alacak ve kanal çevresindeki arazilerde kurulması planlanan 500'er bin kişilik iki kentte binalar yapmasına ve bunları satmasına olanak sağlanacak.
Görebildiğimiz kadarıyla kanal güzergahında kamu arazisi miktarı sınırlı. Katarlı kardeşlerimizin aldıkları dahil çoğu da özel mülkiyet.
Kimin toprağında inşaat yaptırıp, kime kar sağlayacaksınız, bir başka bilmece.
Onun için siz Cumhurbaşkanı'nın bol keseden konuşmasına aldırmayın.
Bu kanal fikri ancak Nasrettin Hoca'nın, geçen koyunların kıllarını toplamak için bahçesine diken çalıları dikmesinin 21. yüzyıl versiyonu olabilir.
Yani diyeceğim şu ki bu Kanal'ın yapılabilirliği yok.
Ne var? Rant yaratma fırsatı!
Kanal yapıyoruz diye Trakya'nın bir bölümünü kazmaya başlar, etrafını yerleşime açarsanız, birçok bina yapabilirsiniz.
Kim gelir oturur, kaç kişi talep eder ben bilmem ama büyüklerimiz biliyor gibi görünüyor.
Şu inşaat işine el atmışlarken Fikirtepe'deki o dev 'kentsel dönüşüm binaları' neden hâlâ yarım, ona da bir baksalar keşke.
* * *
Böyle bir Başkan ne yapsa azdır
Dev sokak afişini (billboard) Bebek'ten Etiler'e çıkan yokuşta gördüm.
Afişin yarısında Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş'ın bir boy fotoğrafı vardı. Geri kalan yarısında da bizleri eğlenmek için Bursa'ya davet eden sözleri.
İlk başta böyle bir davete başkanın fotoğrafının pek uymadığını düşündüm.
Sonuçta sakallı, saçları seyrelmiş, orta yaşı geçmiş, hafiften göbek de salmış bir erkek fotoğrafı bu ve hiç de 'eğlenceli' görünmüyor!
Ama belli ki belediyede kimse "Başkan yapmayalım bunu, millet bize güler" diyememiş.
Aynada kendisini görüp de beğenmeyen bir insan var mıdır zaten? Ne demişler, "kendini beğenmeyen orta yerinden çatlar"!
Kim bilir belki eş dost arasında Başkan'ın görüntüsünü çekici bulanlar da vardır, o kısmı beni ilgilendirmez zaten.
Bu afişi arkadaşlara anlatmayı aklımın bir köşesine koydum ve T24'e geldim, bilgisayarımı açtım ki bizim sitede bir başlık: "AKP'li Bursa Belediyesi'nden 30 milyon lira değerinde 'tanıtım' ihalesi: Beş yıldızlı otelde konaklama, menüde karides, kalamar tava..."
Deniz Ayhan'ın Sözcü'de yayımlanan haberin göre AKP'li belediye, 'Proje, Yatırım ve Hizmetlerin Kamuoyuna Duyurulması' hizmeti için 30 milyon 392 bin liralık ihale yaptı.
AKP'li belediyenin satın aldığı hizmetler arasında, yemek ikramı, 5 yıldızlı otelde konaklama, sahne süslenmesi, yerel ve ulusal kanallarda tanıtım var.
Davetlerde masalara konulacak Antep fıstığı miktarı ile salatalara doğranacak rokaların boyutlarına kadar bir dizi ayrıntı da var.
Haberi okuyunca, afişteki Başkan fotoğrafının az bile olduğuna kanaat getirdim.
Konukları için her detayı böylesine ince ince düşünen bir ev sahibi, ne yapsa azdır!
Bunun için 30 milyon lira harcanacakmış, ne önemi var?
Acaba Başkan, Mudanya – Ayvalık arasını kısaltacak bir kanal kazmayı da düşünür mü?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.05.2025
4.04.2025
2.04.2025
6.03.2025
4.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
5.02.2025
20.11.2024