Mehmet Y. Yılmaz
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tam bir yıl önce, 8 Eylül 2019 günü 16. ÖNDER İmam Hatipliler Kurultayı’nda konuşmuş ve şunu söylemişti:
"Bizim için asıl tehdit Fırat'ın doğusundaki terör yapılanmasıdır. Bir güvenli bölge oluşturmak için ABD ile görüşme halindeyiz. Ancak bu konuda bizim istediklerimiz ile onların kafalarındakilerin aynı şey olmadığını görüyoruz. Müttefikimiz bizim için değil terör örgütü için güvenli bir bölge oluşturmanın peşinde. Böyle bir anlayışı reddediyoruz. Eylül ayı bitmeden Fırat’ın doğusunda kendi askerlerimizle güvenli bölgeyi oluşturmazsak kendi yolumuza gitmekten başka çaremiz kalmayacak demektir."
ABD ile bu sorunumuzu çözemeden, Rusya ve Suriye ile bu kez İdlib konusunda görüş ayrılıkları yaşamıştık.
O kriz de pandemi yasakları başlamadan on gün önce Rusya ile imzalanan bir mutabakat ile dondurulmuştu.
Türklerin hafızasının unutkanlıkla malul olduğunu söyleyen atasözümüz var ama üzerinden o kadar çok geçmediği için biraz gayret ederseniz hatırlayabilirsiniz.
Bir yıl geriye gidip, o günleri düşünün.
Belki bir gece yarısı Suriye – Rus ittifakının saldırısıyla şehit olan 36 askeri de hatırlarsınız.
Türkiye ciddi bir beka sorunu yaşıyordu. Bir yandan ABD, diğer yandan Rusya ve Suriye Türkiye’nin geleceğini yok etmeye çalışıyorlardı.
Sadece Türkiye’nin bağımsızlığı ve bayrak değil, Allah muhafaza ezan bile tehdit altındaydı.
Bunları ben uydurmuyorum, Cumhurbaşkanı söylüyordu.
Son günlerde o bölgede yaşanan gelişmelere dikkat ettiniz mi, bilmiyorum.
Türkiye heyeti Moskova’dayken, tesadüf bu ya Rusya Dışişleri Bakanı YPG – PKK heyetini kabul ediyordu.
ABD ise bölgesini PKK’ya devredip, petrol anlaşması bile yaptı.
Bir – iki cılız açıklamadan başka bir şey duydunuz mu?
Duymadınız çünkü Türkiye’nin bu kez Doğu Akdeniz’deki çıkarları tehlikede.
Sadece Doğu Akdeniz değil, bu işin sonunda Ege’de denize girerken Schengen vizesine de ihtiyaç duyabilirsiniz.
Peki TC Dışişleri Bakanlığı, bu tabloda ne işle meşgul?
İsrail ile diplomatik ilişki kurmak için anlaşma imzalayan Bahreyn’e kızdılar.
Kudüs’te Büyükelçilik açacak Kosova’ya kırıldılar, Sırbistan’ı ayıpladılar.
Kendilerini TRT 1’in dizisinde, İngiliz elçisine tokat atan Abdülhamit zannediyorlar ama tam "hayaller Ferrari, gerçekler Murat 124"!
Türkiye’nin dış politikası, geleneksel olarak "mümkün olduğu sürece barış ve ittifakları korumak, düşmanlar karşısında yalnız kalmamak" üzerine kurulmuştur.
Abdülhamit zamanında da böyleydi, Kurtuluş Savaşı sırasında da, Cumhuriyet tarihinde de.
Bu politika bazı sorunlarımızı çözmekte işe yaramasa da sorunların buzdolabında kalmasını sağladı.
Lehte bir gelişme olmadı ama aleyhe gelişen durumlar da olmadı: Kıta sahanlığı meselesi, kara suları konusu, Kıbrıs gibi!
Ve şimdi İsrail’i resmen tanıyan ve karşılıklı Büyükelçi bulunduran Türkiye, Bahreyn’i, İsrail ile diplomatik ilişki kuracak diye kınıyor.
Binali Bey, çabuk şifa bulsa da bir fırsatını bulup Erdoğan’a "dostlarımızı arttırmak, düşmanlarımızı azaltmak zorundayız" derken, neyi kast ettiğini açıklayabilse!
-----
(*) Sürmegöz İhsan Bey, Turhan Selçuk’un "yerli ve milli" Abdülcanbaz isimli çizgi romanının karakterlerinden biridir. Komprador burjuvaziyi temsil eden Gözlüklü Sami’nin "yancısı"dır. Doğru yapabildiği tek şey "cebinin çıkarlarını" düşünmektir. Abdülcanbaz’ın bütün koleksiyonu Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlandı.
* * *
Türklerin "pusu kültürü" ve trafik polisi
Cumhurbaşkanı geçen gün bir genelge yayımladı.
Ayaktaysanız, bir yere oturun çünkü genelgenin adını yazacağım: Ulusal Akıllı Ulaşım Sistemleri Strateji Belgesi ve Eylem Planı!
Doğal olarak insan heyecanlanıyor, hem stratejiye matuf hem de sonunda bir eylem olacak!
İnsanın bayrakları kapıp, sokağa çıkası geliyor, genelgenin adını okuyunca bile!
Genelge aslında laf kalabalığından ibaret ama şurası "çokomelli": Seyahat sürelerinin azaltılması ve trafik güvenliğinin arttırılması ve mevcut yol kapasitesinin etkin ve verimli kullanılması hedefleniyor!
Bunun için veri analizi ve ne olduğunu tam anlayamadığım bir kısaltmayla ifade edilen bir şeyler yapılacakmış.
Bu kadar tıraşa gerek yok aslında: Trafik polisi görevini yapsın, sorunların yarısı çözülür!
Mesela İstanbul’da araçlar ve yayalar trafik kurallarına tam olarak uymayı başardıkları gün yolculuk süreleri yaklaşık 10 dakika azalacak, yılda 5 milyar dolara yakın yakıt ve zaman kaybından tasarruf sağlanacak.
Bunu da uydurmadım, Kadir Topbaş belediye başkanıyken gazetecilere yaptığı bir açıklamada anlatmıştı.
Bizde trafik polisi, pusu kurmayı bilir, trafik denetimini bilmez.
İstediğiniz kadar kavşak bloke edebilir, kırmızıda geçebilir, yaya geçidinde durmayabilirsiniz.
Otomobillerin flaşörleri, Türkiye’de bir sürücünün canı ne isterse onu yapabileceği anlamına gelir. Dörtlüleri yak, istediğini yap!
Trafik polisi bunlara karışmaz
Onlar bir tepede, karşıdan gelenin son anda fark edebileceği bir yere otomobillerini çekip, radarlarını açarlar.
"Pusu kültürü" trafik polisini de esir almıştır.
Üstelik zahmetsizdir. Bir termos çay alırsın, arabayı bir kenara çeker, gelen geçeni avlarsın.
Hem de amirlerinden aferin alırsın, bu ayki ceza kesme kontenjanını doldurduğun için.
Hız sınırını 5 kilometre geçen ceza öder.
Ama hatalı şerit değiştiren, hızına uygun şeritte gitmeyen, kavşaklarda dönüş için ikinci – üçüncü sırayı yaparak arkadan gelen trafiği bloke eden, durulmaması gereken yere park edene bir şey olmaz.
Çünkü bunları yakalamak zahmetlidir, trafik polisi zahmete girmeyi seven bir canlı türü değildir.
Hatırlarsınız, Cumhurbaşkanı İstanbul – İzmir otoyolunun son etabını hizmete açarken yolculuk süresinin 3,5 saate ineceğini açıklamıştı.
Erdoğan’ın söylediği her söze inanan saftirik çok vatandaşımız var. Onlar da bu 3,5 saati tutturabilmek için otoyolda gaza basıyorlar.
Hız limitlerine uyarak bu yolu bu sürede kat edebilmek mümkün değil.
Balıkesir’de uyanık bir emniyet müdürü çözümü bulmuş. Susurluk – Balıkesir arasına radarlı aracı koyuyor, "düşmanları" tek tek avlıyor.
Bu yolda hız sınırı 120 kilometre. Hemen yanındaki bölünmüş yolda 115.
5 kilometre hız kazanmak için ödenmesi gereken para bir uçtan bir uca 500 lirayı geçiyor. (Kuzey Marmara otoyolu da kullanılarak.)
Vatandaş bu parayı ödemez ise devlet taahhüt etmiş, zaten ödüyor.
İçişleri Bakanı bunu yanıtlayabilir mi acaba?
Bu Emniyet Müdürü ne yapmak istiyor? Amacı Reis’in sözlerini yalan çıkarmak mı, kolay yoldan ceza toplayıp bakanlıktan övgü almak mı?
Eğer o haklıysa yol boyunca İstanbul, Kocaeli, Bursa, Manisa, İzmir Emniyet Müdürleri görevlerini ihmal mi ediyorlar? Niye onlar da birer radarlı araç çıkartarak, ceza toplamıyorlar?
Türkleri bu kadar aptal yerine koymak, gerçekten "yerli ve milli bir tutum" olabilir mi?
Öte yandan madem 120 kilometre hızı geçemiyoruz, o halde bu otoyollara ne ihtiyaç var? 115 kilometre hız yapılabilen bölünmüş yollar yeter de artar bile.
Bu otoyolları yapmak için o kadar parayı niye harcadınız? Müteahhitlerin cebi dolsun, diye mi?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.05.2025
4.04.2025
2.04.2025
6.03.2025
4.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
5.02.2025
20.11.2024