Mehmet Y. Yılmaz
AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün partisinin grup toplantısında konuştu.
"Erdoğan konuşurken dolar kuru 8 liranın altına indi" diye bir başlık görünce, heyecanla haberi tıkladım.
"5 kuruş" inmiş, meğerse.
"Reis’in konuşmasına verilen değer bu 5 kuruş mudur" diye sinirlendim haliyle!
Tabii milyon dolarlardan söz ediyorsanız ciddi bir fark olabilir ama dolar 5 lirayken borçlanan şirketler ve kişiler hâlâ ne hissediyorlar, tahmin edebilirsiniz.
Erdoğan’ın konuşması grup toplantısında alkışlarla dinlenmiş ki bu iyi haber, belki Reis’in damat yüzünden bozulan morali biraz toparlanmıştır.
Ama onun dışında size verecek iyi haberim yok.
Buyurun, 18 yıldır bu ülkeyi tek başına yöneten Recep Tayyip Erdoğan’ın ne dediğini okuyalım:
"Türkiye'nin maslahata uygun tedbirlerle yoluna devam etmesi gayet tabiidir. Bunun için yaşadığımız kritik dönemin ruhuna uygun şekilde, gerekiyorsa devlet ve millet olarak fedakârlık yapmaktan, acı da olsa doğru reçeteleri uygulamaktan kaçınmayacağız."
Devlet ve millet fedakârlık edecek, acı da olsa reçetedeki ilaçlar içilecek!
Bu cümledeki "devlet" kim oluyor bilemedim ama onun acı ilaç filan içeceği yok, fedakârlık zaten yapmayacak.
Mercedeslerin sayısı azalmayacağı gibi gelecek yıl için yeni modeller zaten sipariş edilmiş durumda.
Cumhurbaşkanı, şu kadar makam uçağının birinden bile fedakârlık etmeyecek.
Her zaman olduğu gibi fedakârlık edecek olan da acı reçeteyi yutmak zorunda kalacak olan da millet olacak.
Ve konuşmasından şunu da çıkarıyorum ki bugüne kadar doğru reçeteler de uygulanmamış.
Şimdi doğru reçete uygulanacak ama bu biraz acı!
Bir okuyucum, her yılın 15 Ocak gününün kuru ile o yılın asgari ücretini kıyaslamış.
2017 yılında net asgari ücret 372.56 dolar.
2018 yılında, kurun sabit kalması ve asgari ücretteki artış ile birlikte asgari ücret 424.07 dolar olmuş.
2019 yılında 366.61 dolar.
2020 Ocak ayında 389,28 dolara inen asgari ücret, bu yılın ekim ayı itibariyle 283.41 dolara inmiş.
Bu "Cumhurbaşkanlığı sistemiyle uçan ekonomimizin" kısa bir özeti aslında.
Acı reçete, her zaman ve her zaman işçiye, memura, küçük esnafa çıkar.
Sancaktepe’de A Haber seyrederken "avantajlı döviz kuru nedeniyle artan ihracat" haberini dinleyen işçi, o avantajın kendi sırtından yaratıldığını algılamaz.
Elbette "maslahata uygun" bazı şeyler hisseder, adını koyamaz!
Muhalefet partilerinin reçeteleri de iktidarın ilk yıllarında uyguladığı reçetelerin tekrarından ibarettir.
Acı reçete, her dönemde ve bu düzenin her partisinin programında işçiler, memurlar, köylüler ve dar gelirli emekliler içindir.
Bu papağan ezberini bozacak alternatif reçeteyi milletin önüne koyması gereken sosyalistler ise hâlâ meleklerin cinsiyetiyle meşgul!
Desen: Selçuk Demirel
* * *
Sürprizzz!
Maliye ve Hazine Bakanlığı’na tayin edilen Lütfi Elvan, "benim için sürpriz oldu" dedi.
Doğrusunu isterseniz benim için de sürpriz oldu ama sonuçta bakan olan ben değilim, bana sürpriz olması normal.
Anormal olan Maliye ve Hazine gibi bir bakanlığın başına getirilen kişinin bu duruma çok şaşırması.
Kuşkusuz ki kendisini bu görev için yeterli buluyordur.
"Benim gibi birisine de bu bakanlık verilir mi" türünden bir soruyu içinde barındıran bir sürpriz değil bu.
Hiç beklemediği bir anda, böyle bir göreve getirilmiş olmanın yarattığı şaşkınlık daha çok.
Demek ki Cumhurbaşkanı, bu görevlendirmeden önce kendisini çağırıp, "böyle bir fikrim var, seni bakan yapabilirim, anlat hele şu son iki yıl için ne düşünüyorsun" dememiş.
Torbadan isim çeker gibi, Elvan’ı belirlemiş, durum kendisine tebliğ edilmiş.
Basından önce mi haberdar oldu, sonra mı haberdar oldu, bunu bilmiyorum.
Geçmişte gazete ve dergi grubu yöneticisi olarak işe çok insan aldım.
Ayrılan arkadaşların yerine şirket içinden yenisinin tayini gibi işler de bu görevin bir parçasıydı.
Medeni yol şudur: Gözüne iki – üç kişiyi kestirirsin. Tek tek çağırır konuyu tartışırsın, beklentilerini söylersin. Onlar da kendi fikirlerini, tarif edilen görevi nasıl ve kimlerle yürüteceklerini filan anlatırlar. Biriyle el sıkışır, yola devam edersin.
Dışardan birisini alırken daha çok kılı kırk yararsın. Görev tanımları gazetecilikteki gibi soyut yönler de içermeyen, daha teknik işler için büyük holdingler insan kaynakları danışmanlarıyla çalışırlar. Mülakatlar, kısa listeler birbirini izler ve sonunda bir kişide karar kılınır. Bu da kimse için sürpriz olmaz.
Ama görüyorsunuz ülkenin en önemli bakanlığını yürütecek kişi bilemedin bir telefon konuşmasıyla durumdan haberdar ediliyor.
Yakın tarihte radyodan öğrenen, televizyon izleyen bir arkadaşının telefonuyla haberdar olan bakanlar da oldu.
Çünkü arkadaşlar, piyasa her ne kadar "yeni geleni satın aldıysa" da aslında yeni gelen bir şey de yok.
Berat Albayrak’ın zamanında olduğu gibi yine Erdoğan ne der ve ne isterse o olacak.
Dün Albayrak’ın ekonomi ile ilgili abuk planlarını alkışlayan, "ay harika vallahi" diye demeç veren özel sektör patron ve yöneticileri de şimdi aynı sözleri bu yeni gelenler için söyleyecek.
Ve bu benim için hiç sürpriz olmayacak.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.05.2025
4.04.2025
2.04.2025
6.03.2025
4.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
5.02.2025
20.11.2024