Mehmet Y. Yılmaz
Babaları siyasette yükselince, zekaları quantum sıçraması yaparak “para içinde yüzen iş adamlarına dönüşen çocuklar” meselesi, bu iktidar döneminin unutulmaz başarı hikâyeleri arasında uzun yıllar anlatılacak.
Zweig hayatta olsaydı “Yıldızın Parladığı Anlar” kitabının ikinci cildini sadece Türkiye’ye ayırabilirdi.
Hatta bundan bir televizyon dizisi bile çekilebilir, kitap okumayı sevmeyenlerin de bu müthiş başarı öykülerini öğrenmeleri sağlanabilirdi.
Bilmiyorum babalarının hayır dualarının Allah katında kabul görmesinden midir, yoksa annelerinin tutumlu ev hanımı olmalarından mı kaynaklanıyor ama bu çocuklar, genç yaşta mali mucizelere imza atabiliyorlar.
Hatta benden duymuş olmayın, size gizli bir bilgi de vereyim: Bütün dünyanın “para sihirbazı” diye tanıdığı, bildiği Mark Mobius’un dazlak kafasının nedeni de bu başarıları aklının almamasıymış. O kadar kıskanmış ki bütün saçları bir gecede dökülmüş. Tıpkı saçları kederden bir gecede beyazlaşan film kahramanları gibi!
Müslüman olmadığı için üç harflilerin bu işteki rolünü bilmiyor tabii.
Şimdi bir de itirafta bulunayım, bu başarının sadece bakan – başbakan çocuklarına özgü olduğunu zannediyordum, öyle değilmiş.
Bu, oğlanların yakınında dolaşanlara bile bulaşan bir başarı.
Mesela Haydarpaşa ve Sirkeci Garı ihalelerini kazanan Hüseyin Avni Önder yakın zamana kadar İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde 3 bin lira maaşa talim ediyormuş.
Hüseyin Avni Bey kardeşimizin, Hezarfen Danışmanlık diye 10 bin lira sermayeli bir şirket kurduğunu Çiğdem Toker’in köşesinden öğrendim.
Akıllı olduğu buradan belli, daha kurarken şirketinin uçup gideceğini biliyormuş, adını Hezarfen koymuş.
Bu arkadaşımız, Bilal Bey kardeşimizin, okçuluk vakfında da yönetici olmuş.
Sonra da bir günde sermayesini 1 milyon liraya yükselttiği şirketiyle Haydarpaşa ve Sirkeci Garı ihalelerini kazandı.
Dedim ya bu oğlanların yakınından geçen ihya oluyor belli ki.
Daha da ilginci bu iktidarın gözünün hiçbir şekilde doymuyor olması.
Nerede bir ihale var orada bitiveriyorlar!
Bu tablo, aslına bakarsanız bu iktidar döneminde, değişik kamu kurumlarında hep tekrarlanan bir şey.
Kamu ihaleleri hep belli bir çevre içinde kalıyor. Karınları doysa gözleri doymuyor, dışarıya zırnık koklatmıyorlar.
Ve eğer İstanbul’da belediye el değiştirmemiş olsaydı bu ihale de yapılıp, bitecekti.
Şimdi İstanbul Büyükşehir Belediyesi, hukuk yoluyla bu işin üzerine gidiyor.
Bu kuşun etini yiyemeyeceklerini göstermek artık İstanbul halkının elinde.
***
Bit otobanı!
Bu fıkrayı Süleyman Demirel’den dinlemiştim:
Paşanın biri günün birinde sakallarını kesmiş. “Hayırdır paşam, niye kestin sakallarını” diye sormuşlar.
“Üzerinden bit geçti” diye yanıtlamış.
“Aman paşam” demişler, “ne olacak ki bir bit geçtiyse. Bir bit için sakal kesilir mi?”
“Yol olur” diye yanıtlamış paşa.
Kuzey Suriye’de PKK / PYD’ye karşı askeri operasyon ABD’nin “yaptırım” tehdidi ile 5 günlüğüne durduruldu.
Beş gün bugün gece dolacak. PKK / PYD’nin bu mutabakata uyacağını ve geri çekileceğini söyleyebilirim. Onları orada tutan güç, şimdi öyle istiyor çünkü.
Operasyon başlarken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Sonuna kadar gitmekten” söz ediyordu.
ABD Başkan Yardımcısı’nın Ankara’ya gelmesinden bir gün önce de “Ben Trump ile konuşurum, herkes kendi dengiyle görüşür” diye hava atmıştı.
Bu fikrinden cayması 1 saat sürdü.
Başkan Yardımcısı ile masada yan yana oturup, “denkliğini kabul etmesi” de bir gün aldı.
Çünkü ABD, yeni yaptırım tehdidi ile karşısına çıkmıştı.
Bütün dünyadaki mal varlığı araştırılacak, Halk Bank’a İran ambargosunu delmesi nedeniyle ceza verilmesi söz konusu olacaktı.
İşin gerçeği bu ki Erdoğan bunları göze alamadı. Damadı ile birlikte oturduğu masada, “zafer mutabakatını” kabul etti.
Artık ABD, Erdoğan ile ilgili olarak nasıl hareket etmesi gerektiğini biliyor.
Bu tehditler, bundan sonra ne zaman gerekirse o zaman ABD bunları öne sürecek, göreceğiz.
Ve bunu Putin de artık biliyor.
Bit, sakalın üzerinden bir kere geçmeye görsün.
Bir tane, iki tane, üç tane derken bir de bakmışsın bitler sakalının üzerine otoban yapmış!
***
Bu gidiş hayra alamet değil
Türkiye’nin Erdoğan rejimi altında nereye doğru gitmekte olduğu ile ilgili ilginç bir örneği, geçenlerde bir hukuki sorun nedeniyle bir kez daha yaşadık.
“Zorunlu arabuluculuk” sisteminden gelen bir dosya nedeniyle Cumhurbaşkanı’nın dünürüne dava dosyası kapsamında davet mektubu gönderen avukatın başına gelmeyen kalmadı.
Haberin detaylarını buradan okuyabilirsiniz.
Avukat hakkında Adalet Bakanlığı idari soruşturma başlattı.
Arabuluculuk Daire Başkanı, dünür beyi bir daha aramaması için avukatı uyardı.
Savcılık, avukatı ifade vermeye çağırdı. Ceza davası söz konusu.
Bakırköy Emniyet Müdürü, avukatı arayıp “açıklama” istedi.
Böyle şeyler, normal demokrasilerde, hukuk devletlerinde söz konusu bile olamaz.
Kimse bunu aklından geçiremez.
Orta Asya ve Afrika diktatörlüklerinde ise olabilir, kimse de yadırgamaz.
Türkiye’deki rejim için elbette “diktatörlük” diyemeyiz. Oraya varmamıza daha bir hayli yol var çünkü.
Ama bu tablo, tipik bir otoriter tek adam yönetimini işaret ediyor.
Diyeceksiniz ki “bunu görmek için böyle bir örneğe gerek yoktu, zaten biliyoruz.”
Evet, haklısınız, zaten biliyoruz.
Ama bu gidişin varabileceği yer için herkesi uyarmak da bizim işimiz.
Yazarlar
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2025
26.06.2025
23.06.2025
12.05.2025
4.04.2025
2.04.2025
6.03.2025
4.03.2025
28.02.2025
20.02.2025