Mehmet Y. Yılmaz
Bir saray darbesiyle devrilen eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, geçen gün “yeri yerinden oynatması gereken” bir açıklama yaptı.
Zaten okumuşsunuzdur ama tekrar hatırlayalım, hatta ezberleyelim çünkü göreceksiniz ki bu sözler ile ima edilmek istenen konu, önümüzdeki yıllar boyunca sık sık gündeme gelecek. Davutoğlu şöyle konuştu:
“Terörle mücadele konusunda defterler açılırsa birçok kişi, insan yüzüne çıkamaz. Bizi bugün eleştirenler insan yüzüne çıkamazlar, açık söylüyorum. Neden mi? Gelin hafızanızı bir yoklayın. İleride bir gün Türkiye Cumhuriyeti tarihi yazıldığı zaman en kritik dönemlerden biri 7 Haziran-1 Kasım arasındaki dönem olacaktır. Başbakanlık görevini aldığım zaman -bunu izah etmek zorundayım, kampanya dolayısıyla bu soruları aldığım için- 6-8 Ekim olayları oldu. O olaylar esnasında çözüm süreci adı altında Türkiye'nin kamu düzeninin nasıl yerle bir edildiğini görme imkanı bulduk.”
Davutoğlu bir isim vermiyor ama “insan yüzüne kimlerin çıkamayacağını” tahmin etmek zor değil.
Sorunun yanıtı “bizi bugün eleştirenler” açıklamasında yatıyor.
Kim oldukları belli: Recep Tayyip Erdoğan, Devlet Bahçeli ve AKP adına konuşup, Davutoğlu’nu ihanetle suçlayanlar!
Ama bunların içinden sadece bir tanesi “Türkiye’nin kamu düzenini yerle bir etme” gücüne sahipti: Recep Tayyip Erdoğan.
Davutoğlu, bunu söylerken aslında büyük bir sırrı ifşa etmiş de olmuyor.
“Çözüm süreci” adı verilen dönem boyunca asker ve polise, PKK faaliyetlerine karışılmaması talimatını veren bizzat Recep Tayyip Erdoğan idi ve bunu da biz büyük araştırmalar sonucunda bulmadık, bizzat kendisi televizyondan açıkladı.
Ancak Davutoğlu’nun bildiği başka şeyler de olmalı.
Sözünü ettiği iki tarih arasında 862 insanımız terör olayları sonucunda hayatını kaybetti.
Kaç kişinin yaralandığı, kalıcı hasar gördüğünü bilmiyoruz, ne de olsa rakamlar ile başı hoş olmayan bir milletiz. Birçok insanın hayatını alt üst eden bu ayrıntıları kolayca unutmak belki de işimize geliyor.
T24 Ankara Temsilcisi Gökçer Tahincioğlu’nun söz konusu dönem ile ilgili haber analizini burayı tıklayarak okuyabilirsiniz. (Hatta bir kopyasını saklayın, Türkiye burası, ne olur, ne olmaz)
Benim en çok merak ettiğim mesele “çözüm sürecinin bittiğini ilan eden bir çifte cinayetin” hâlâ aydınlatılamamış olması.
Ceylanpınar’da görevli polis memurları Feyyaz Yumuşak ve Okan Uçar, evlerinde başlarından vurularak öldürüldüler. Kapılarında bir zorlama işareti de yoktu.
PKK cinayeti hemen üstlendi, ertesi gün vaz geçti. Emniyet, cinayetin ertesi günü “katilleri yakaladığını” açıkladı ama mahkeme süreci bitti, ortada katil filan yok. Bu çifte cinayet faili meçhul durumda.
Oysa devletimizin yöneticileri kanlarının yerde kalmayacağını, katillerin hesap vereceğini söylemişlerdi.
Bu konuya tekrar döneceğim.
Ahmet Davutoğlu, verdiği tarih aralığında Başbakan idi.
IŞİD bombacılarının akıl almaz güvenlik açıklarından yararlanarak bombalarını patlattıkları da bir sır sayılmaz.
Bu güvenlik açıkları kasten mi yaratılmıştı? Bunu bilebilecek durumda olan kişi Davutoğlu’dur.
Kendisine önerim dedikoduyu bir kenara bırakıp, ne biliyorsa tane tane, açık açık anlatmasıdır.
Artık Erdoğan’dan korkmasına gerek yok, Rubikon’u aştı çünkü.
Erdoğan zaten kendisini “hainler listesine” yazdı, eline uygun fırsat geçirdiğinde bunun bedelini ödetecektir.
Onun için Erdoğan’ın eline düşmeden önce ne biliyorsa açıklamalı ki memlekete bir hayrı dokunsun!
***
Seçilmiş olmak!
AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Rize teşkilat yemeğinde konuştu, sözü belediyelere kayyım atanmasına getirdi ve “seçilmiş olmak hiç kimseye suç işleme özgürlüğü tanımaz” dedi.
Bazen böyle doğru şeyler söylediği oluyor, evet, seçilmiş olmak suç işleme özgürlüğü kazanmak anlamına gelmez.
Tabii seçilmiş kişinin, suç işlediğini kanıtlarsak!
Kayyımlar konusunda işin bu kısmı hâlâ eksik.
İçişleri Bakanı’nın bir takım suçlamaları var ama kendisi mahkeme değil, mahkeme katibi bile değil.
Böyle iddialarla herkese suçlu muamelesi yapsaydık, memlekette dışarıda insan kalmazdı.
Mesela 2018 yılında Türkiye’deki “şüpheli” sayısı 11 milyon 985 bin 115 kişiydi.
Bunları hapse atmadılar çünkü adı üzerinde, daha yargılanmamışlar, haklarında mahkumiyet kararı verilmemiş.
Onun için Cumhurbaşkanı’nın söylediği söz doğru olmakla birlikte örnek olayımıza uymuyor.
Ve yine biliyoruz ki suç kişisel.
Belediye Başkanları suç işlediyse ve bu suç mahkemede kanıtlanabiliyorsa onları etkiliyor olmalı.
O zaman belediye meclislerini askıya almak da nereden çıkıyor?
Hayır Sayın Erdoğan, kusura bakmayın ama yaptığınız açıklama hiçbir şeyi açıklamıyor.
***
Binali Bey, kulağım sizde bekliyorum
AKP Milletvekili Binali Yıldırım’a çocuklarının işleriyle ilgili sorular sormuştum.
Bunu yaparken Binali Bey’in bizzat kendisinin söylediği her şeylerinin şeffaf olduğu açıklamasına bel bağlamıştım.
Ama heyhat!
Aradan kaç zaman geçti, her hafta hatırlatıyorum, tık yok!
Geliri belirli bir memur ailesinin çocuklarının, böyle dev bir armatörlük işletmesi kurmaları gerçekten alkışlanmaya layık bir başarı.
Ve bu başarıya giden yolun hangi sarp yollardan geçtiğini, zorlukların nasıl aşıldığını herkes öğrense iyi olmaz mı?
İşletme fakültelerinde örnek olay olarak anlatılacak bir başarı bu çünkü.
Binali Bey, bu konuyla ilgili olarak beni savcılığa da şikayet etti, gittim ifade de verdim. Sağ olsunlar, ifademi alırken yeni demlenmiş çay da ikram ettiler.
Dava açılırsa bunu daha geniş bir zeminde tartışma olanağı da bulacağız ama bunlara ne gerek var?
Şu işin sırrını açıklayın, öğrenelim.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.05.2025
4.04.2025
2.04.2025
6.03.2025
4.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
5.02.2025
20.11.2024