Mehmet Y. Yılmaz
Şule Çet davasında sanıklara iyi hâl indirimi uygulanmasına tepki gösterenlerden biri de Adalet Bakanı Abdülhamit Gül oldu.
Bakan Gül, "Zalimce cinayetlerin ardından görülen davalarda, somut ve hukuk temelli tatmin edici gerekçelere dayanmayan 'iyi hal' gibi soyut değerlendirmelerle canilere ceza indirimi yapılması vicdanları yaralamaktadır" dedi.
Bakan Gül'e "zalimce cinayetler" vurgusu dışında katılıyorum.
"Zalimce cinayet" kavramının karşıtı sanırım "şefkatli cinayet" olmalı ki, birisini "şefkatle öldürmek" nasıl olabiliyor, bunu tam kavrayamadım.
"Killing me softly with his song" şarkısındaki gibi mi?
Bakan Gül'ün iyi hâl indirimleri ile ilgili bu görüşü yeni değil.
25 Kasım 2017 günü de şöyle konuşmuştu:
"Şunu da ifade etmek isterim, Adalet Bakanı olarak da kadına, çocuğa şiddet ve cinsel suçlar konusunda, 'iyi halini gördüm diye takdiri olarak senin cezanı indiriyorum' diye bazı uygulamalar görüyoruz. Bu bir hukukçu olarak da beni üzüyor. Böyle bir suçu işleyen birisi için bu indirim elbette mahkemenin takdiridir ama bu suçları işleyenlerle ilgili mahkemedeki hâlden, tavırdan dolayı bir indirime gidilmesi de gerçekten çok istisnai olmalı."
Aile Bakanı Sema Ramazanoğlu da, 29 Şubat 2016'da şunu söyleyecekti:
"Kadın cinayetlerinde sanıkların cezalarında iyi hâl indirimi uygulamasının kaldırılması için çalışma başlattık. Kararımın arkasında kapı gibi duracağım."
O günden bugüne geldiğimiz nokta burası işte:
Bir kadına cinsel saldırıda bulunarak öldüren, öldürdükten sonra herhangi bir pişmanlık belirtisi göstermeyip, cinayet suçunu örtbas etmeye çalışan, savunmasını kurbanın itibarsızlaştırılması üzerine kuran bir sanığa bile "iyi hâl indirimi" uygulandı.
Bakanlık makamında olanların, böyle durumlardan şikayetçi olmasını anlayabilmek zor.
Gerçekten şikayetçiyseniz, iki yıl önce, üç yıl önce söylediğiniz sözlerin gereğini yerine getirmek için ne yaptınız diye sormak gerek.
Ve Bakan Gül'e bir sorum daha var:
Yakında Meclis'te oylatıp, kabul ettireceğiniz "infaz indirimi" yasasıyla kaç kadın katili, kaç "zalim" katil, kaç "şefkatli" katil aldığı cezanın tamamını çekmeden sokağa çıkacak?
İnfaz indirimi dediğiniz şeyin "iyi hâl indiriminden" ne farkı var?
İkisi de aynı sonucu vermiyor mu?
* * *
Star şampiyon, Hürriyet'e jüri özel ödülü!
Yandaş medya olmanın da kendine göre zorlukları var elbette.
Bu zorluk, iktidar sözcülerinin Türkiye'de attıkları nutuklar ile yurtdışında sergiledikleri tutumlar arasındaki farklılığı, yayınlarında "zafer" olarak yansıtmak durumunda olmalarından kaynaklanıyor.
Son NATO zirvesi öncesinde başta Cumhurbaşkanı ve Dışişleri Bakanı'nın söylediklerine bakarsak olay şöyle gelişecekti:
"Türkiye, YPG terör örgütü olarak kabul edilmez ise Baltık ülkeleri ile ilgili yeni savunma planını bloke edecek."
Sonuçta Türkiye, Baltık savunma planını bloke etmedi, NATO Genel Sekreteri'nin açıklamasına göre de YPG konusu gündeme dahi gelmedi!
Belli ki burada nutuklar iç politika için atılıyor, oraya gidince yelkenler suya iniyor.
Tabii olan da "halka satılacak" bir başarı hikayesi yazmak zorunda kalan yandaş medyaya oluyor.
"Her marifet, iltifata tabi olmalı" prensibi gereğince ben de bu konuda tek kişilik bir jüri olarak birinciyi seçtim: Star Gazetesi.
Dün Star'ın manşeti şöyleydi: "İstediğimizi aldık!"
Ne istemiştik, ne aldık orası manşet haberinde pek açıklığa kavuşturulmamıştı ama olsun, bu çaba takdiri hak ediyor.
İkinciliği Akit'e verdim: "Müttefiklere ilke ve terör dersi" manşeti, resmen "sinekten yağ çıkarma" sayılabilir, kutlarım.
Üzücü olan damadın biraderinin gözetimindeki medyanın refleksini kaybetmekte oluşu.
Yeni Şafak "Terörün her türü tehdit" başlığıyla çıkmış. Akşam, "NATO'ya kritik uyarı" başlığını uygun görmüş. En yavanı Sabah'taydı: "Teröre karşı etkin işbirliği."
Bunların hiç biri üçüncülüğü hak edecek yaratıcılıkta değil. Onun için bu kategoride ödül veremedim.
Sanki bir mağlubiyetin örtülü kabulü gibi bir hava içindeler. Yazık, çok yazık!
"Stajyer yandaş" olarak tecrübesini arttırmakta olan Hürriyet'teki gelişme olumlu yönde ilerliyor.
Yakında Sabah'ın tahtını sallayacak bir ustalık potansiyeli görüyorum Hürriyet'te.
Zirvede çekilen "aile fotoğrafından" kadrajlanarak çıkarılan ve Trump ile Erdoğan'ı yan yana gösteren bir fotoğrafla sunduğu dünkü başlığı şöyleydi: "Trump, NATO zirvesinde Türkiye'yi övdü: Türkiye iyi iş çıkarıyor!"
Tabii hala bir utangaçlık var, böyle bir yaratıcılığın, logo altında üç buçuk sütuna sıkıştırılması bunun işareti.
Utangaçlık azaldıkça bu tür haberler sürmanşete doğru çıkacaktır, durmak yok, çalışmaya devam!
Bu nedenle Jüri Özel Ödülü'nü Hürriyet'e verdim.
* * *
Üniversite ve patent meselesi
Şimdi size bir reçel tarifi sunacağım: Brokoli Reçeli!
Ben pişirmeyi denemedim, brokoli sevmem. "Seveni de sevmem" diyecektim ki kızımın sevdiğini hatırladım.
"Brokoli" ile "reçel" kelimelerini yan yana görenlerin de yüzlerini buruşturma olasılığı hayli yüksek ama uyarıyorum ki bu bir "bilimsel çalışma ürünü"!
Araştırmaya yeteri kadar bütçe ayırmamakla eleştirdiğimiz üniversitelerimizden biri bu orijinal buluş için patent almak üzere başvuruda bulunmuş.
Yemek tarifleri belki telif hakları ile korunabilir ama "patent almak" ne demek, bunu da tam anlayamadım.
Nasıl bir "buluş" söz konusu ki patent isteniyor?
Patent başvurusundan aynen aktarıyorum, Türkçe için beni ve rahmetli öğretmenimi suçlamayınız lütfen:
"Buluş, Brokoli Reçeli ve Üretim Yöntemi olup özelliği; Brokoli Reçelinin, sap kısımları ayıklanmış çiçeksi kısımları alınan taze brokolinin bir kaba dizilerek üzerine toz şeker ilave edilerek bu şekilde 3 sıra brokoli, 3 sıra toz şeker olacak şekilde tekrarlandıktan sonra, ağzı kapalı şekilde 10 saat bekletilip, üzerine su ilave edilerek 45 dakika pişirilerek, pişme süresinin sonlanmasına 15 dakika kala limon suyu ilave edilerek hermetik dolum ile steril kavanozlara doldurularak üretilmiş olmasıdır."
Söylediğim gibi bu, bir üniversitenin "patent başvurusu"!
Ben daha ne diyeyim, bilemedim.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.05.2025
4.04.2025
2.04.2025
6.03.2025
4.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
5.02.2025
20.11.2024