Mehmet Y. Yılmaz
Libya’ya asker gönderilecek ve bu askerlerin orada kalışının süresini, o süre içinde neler yapacaklarını ve neleri yapamayacaklarını Cumhurbaşkanı belirleyecek.
Aslına bakarsanız gereksiz yere uzun bir cümle oldu bu.
Doğrusu şu olmalıydı: Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete!
Recep Tayyip Erdoğan, kendisini askeri stratejist ve mareşal zannettiğinde başımıza en son Suriye belasını açmıştı.
Hayırlısıyla bir hafta içinde, hadi bilemedin iki haftada Şam’da Emevi Camisinde cuma namazına duracaktık.
Hutbe, Erdoğan adına mı okunacaktı, orası belirsiz bırakılmıştı.
Hatırlarsınız, bazı 'sivil generaller' havuz paralarıyla beslenen kanallarda ellerini kollarını sallayarak bağırıyorlardı: Tanklarımız bir yürürse, Esad kaçacak delik arar!
Yapmayın, etmeyin dedik, dinletemedik.
Ve şimdi elimizde 3 milyon 571 bin Suriyeli göçmen var, yaklaşık 200 küsur bini de yolda, eşyaları toplamış sınıra doğru geliyorlar.
Ve bugüne kadar hangi işe böyle el attıysa sonunu iyi getiremeyen bir tek kişi, askerlerimizi Libya’ya gönderiyor.
Sınırı, kapsamı ve süresini tek başına belirlemek üzere, TBMM’den yetki de aldı.
Derdi Libya’daki Müslüman biraderler iktidarını korumak ama bu Türkiye kamuoyuna elbette "Türkiye’nin milli çıkarları" palavrasıyla satılıyor.
Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki milli çıkarlarını korumak, Libya’da daha ne kadar orada kalacağı belirsiz bir hükümete kaldıysa, yandı gülüm keten helva!
Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki milli çıkarlarını korumak istiyorsanız yapmanız gereken bir tek şey var: bölgedeki düşmanların sayısını azaltacaksınız!
Suriye, Ürdün, İsrail, Mısır, Yunanistan ve Kıbrıslı Rumlar!
Türkiye’nin dış politikasını, ideolojik körlükleriniz nedeniyle soktuğunuz çıkmaz sokaktan çıkarmanın yolunu bulacaksınız ki Libya’nın resmi yönetimiyle yaptığınız anlaşmanın da bir anlamı, olabilsin.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın söze bakın:
"Sonunu çok fazla düşünen kahraman olamaz."
Belli ki kendisinin bir Bedevi kabilesinin değil gelenekleri olan bir devletin yöneticisi olduğunun bile farkında değil, Kurtlar Vadisi özentisi ile konuşuyor.
Kahraman olma peşinde koşarken yanacak canlar bu milletin evlatları olacak ama.
Şurası çok açık: Türkiye’nin imkanları ve askeri kapasitesi, denizaşırı bir askeri harekatı yapmaya da sürdürmeye de yeterli değil.
Havadan koruyamayacağınız, denizden takviye edemeyeceğiniz, askerlerimizi ateşe atıyorsunuz.
Ve unutmayın, kahraman olma hevesiyle macera peşinde koşarken arkanızdan teneke çalınması ihtimali de çok fazla.
Meclis'te tezkere oylanırken
* * *
Dikkat! Okulda sapık var
Van’ın Çatak ilçesinde bir lisede bir erkek öğretmen, doğum günü kutlaması için bir kadın meslektaşına sarılınca olanlar oldu.
Söz konusu lisede görev yapan iki öğretmen, 'sarıldılar' diye doğum günü kutlayan iki öğretmeni okul müdürüne şikayet etti.
Okul Müdürü, Milli Eğitim Müdürlüğü’ne soruşturma açılması için yazı yazdı.
Müfettişler kadın öğretmene 'aylıktan kesme ve ilçe dışında başka okula gönderme' cezası verilmesini istediler.
Erkek öğretmene ise sadece ilçe dışına tayin cezası verildi.
Hep olduğu gibi bu konuda da kadın, daha ağır şekilde cezalandırıldı.
Çatak Kaymakamlığı da Cumhuriyet Başsavcılığı’na da suç duyurusunda bulundu.
Allah'tan savcılıkta normal bir insan görev yapıyordu, takipsizlik kararı verdi.
Belli ki Çatak’ta bir tür 'vurun kahpeye' oyunu oynanmış.
Şu veya bu nedenle sevmedikleri iki öğretmeni, birbirlerini sarılarak kutladılar diye linç etmeye kalkışmışlar.
Milli Eğitim de aynı örümcek tarafından zehirlendiği için cezayı yapıştırmış.
Normal olarak şikayetçi öğretmenleri de, okul müdürünü de, soruşturmayı yürütüp, cezayı bastıran müfettişleri de, savcılığa ihbarda bulunan Kaymakamı da ciddi bir psikolojik – psikiyatrik kontrole almak gerek.
Belli ki bu arkadaşlar bastırılmış cinsel duygularının hezeyanları içinde sağlıklı karar alamıyorlar, sağlıklı değerlendirme yapamıyorlar.
IŞİD kafası, bastırılmış cinsellikle birleşince böyle oluyor demek ki.
Bu okuldaki çocukları korumak için acil önlemler almak da şart.
İki arkadaşın basit bir sarılmasından cinsel anlamlar çıkarabilen zihniyet, o küçücük çocuklara neler yapmaz ki?
* * *
Savcı Bey, AYM kararını duymamış mı?
Çorlu’daki tren kazasında yakınlarını kaybeden aileler ve avukatları Anayasa Mahkemesi önünde basın açıklaması yapmak isteyince, polis şiddetine maruz kalmışlardı.
Bizde polis dayağının üzerine mağdurlara bir de dava açmak adettendir, o dava da açıldı.
Yakınlarını kazada yitirenler ve avukatları bir de hapse atılacaklar ki Türkiye’de yaşadıklarını öğrensinler!
Yalnız bir sorun var: Galiba savcı da, iddianameyi kabul eden hakim de Anayasa Mahkemesi kararlarını takip etmiyorlar.
Mesela 2018 yılının 20 Temmuz’unda AYM şöyle bir karar verdi: Protesto gösterisine katılmayı cezalandırmak Anayasal bir hakkın ihlalidir.
2019 Mayıs ayında ise doğrudan bu konuyla ilgili bir kararı var: Valilik önü, çevresi, adliye için gibi basıl açıklaması yapılamayacak bölge ilan edilen yerlerde basın açıklaması yapmak Anayasal bir haktır. Hizmet aksamıyorsa, açıklama yapma hakkı engellenemez!
Yani AYM, hizmeti engellemediği sürece kendi binasının içinde dahi basın açıklaması yapılmasını temel hak sayıyor ve engellenmesinin insan hakkı ihlali olduğunu kabul ediyor.
AYM kararlarını, savcılar ve hakimlere okutmak için her akşam mesaiden sonra özel kurslar mı açılsa acaba?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.05.2025
4.04.2025
2.04.2025
6.03.2025
4.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
5.02.2025
20.11.2024