Mehmet Y. Yılmaz
15 Temmuz 2016 günü Fethullahçıların darbe girişiminin neden önlenemediği ile ilgili spekülasyonlara da varan eleştirilerin nedeni, Genelkurmay Başkanı ile MİT Müsteşarı'nın olayı aydınlatmaya yönelik sorulara ısrarla yanıt vermemiş olmalarıdır.
Darbe girişimini araştırmak üzere kurulan TBMM Komisyonu'na bile gidip ifade vermediler.
Söz konusu komisyonun raporu da zamanında yayımlanmadı ve ortadan yok oldu.
Darbe girişiminin bir "senaryo" olduğu iddialarına katılmadığımı peşinen söyleyeyim.
Fethullahçı çete, darbe yapmaya kalkıştı ancak fedakâr subay ve polislerin darbecilerle mücadele etmeleri, halkın canı pahasına darbecilerin karşısına dikilmesiyle başarısız oldu.
Benim bu konuyla ilgili olarak yanıt aradığım temel soru, bu darbe girişiminin, daha sokağa taşmadan, kışlalardayken önlenebilip, önlenemeyeceği sorusuydu.
Bununla ilgili çok yazı yazdım.
Bugün, darbe girişiminin yıl dönümünde bu soruyu tekrar sormak istiyorum.
Ana soruyu çözebilmek için, adım adım gidelim. Her soru, bir başka soruyu doğuruyor çünkü.
* * *
Birinci soru: Binbaşı O.K., darbe ihbarı yaptı mı?
MİT'in, TBMM Araştırma Komisyonu'na gönderdiği raporda da O. K.'nın darbe ihbarında bulunmadığı, MİT Müsteşarı'na saldırı ihbarında bulunduğu belirtiliyor.
Şöyle bir bölüm de var bu raporda:
"MİT tarafından daha önce dış makamlarla paylaşılan notlarda, FETÖ / PDY'nin darbe girişiminde bulunabileceği bildirilmiş olmakla birlikte, TSK bünyesinde istihbarat toplanamadığından, darbe girişiminin tarihi konusunda net bir istihbarata daha önceden ulaşılamamıştır."
"TSK bünyesinde istihbarat toplanamaması" konusuna bir başka yazıda döneceğim.
Dikkatinizi çekmek istediğim konu, raporun da gösterdiği gibi MİT, Fethullahçıların bir darbeye kalkışabileceğini ihbar etmiş.
Bu istihbarata sahip kurumun başındaki kişinin bir grup asker tarafından kaçırılacağı ihbarının, bu yönde bir işaret olarak algılanmadığı meselesi önem kazanıyor.
İkinci soru: Genelkurmay Başkanı ne zannetti?
Binbaşı O.K.'nın, MİT Müsteşarı'nı kaçırmaya ya da öldürmeye yönelik üç helikopterin katılacağı bir operasyon yapılacağı ihbarını alan Genelkurmay Başkanı, bunu ne zannetti?
Böyle bir ihbar, zaten bir darbe girişiminin ipucu sayılmamalı mıydı?
Normal olarak bir ülkenin askerleri, taarruz helikopterlerini de kullanarak ülkenin istihbarat başkanını kaçırmaya kalkışmazlar.
Bu bir anormalliğin olduğunun işareti değil midir?
Zamanın Genelkurmay Başkanı, bunu bir "fidye isteme" olayı olarak görmemiştir diye düşünüyorum.
Üstelik, Fethullahçıların bir darbe girişimi yapabilecekleri ile ilgili MİT'in bilgi notları da ellerindeyken!
Şu açık: Gelen istihbaratın değerlendirilmesinde önemli bir zaaf yaşanmış, istihbarat doğru değerlendirilmemiş.
O zaman geliyoruz diğer sorulara.
Ama önce, eski yazılarımda da sıkça kaynak gösterdiğim bir ifadenin tam halini size aktarayım ki soracağım sorunun bir anlamı olsun.
Orgeneral Ümit Dündar, bu ifadeyi verdiği sırada Genelkurmay'da İkinci Başkan olarak görev yapıyordu.
Orgeneral Ümit Dündar'ın, TBMM Komisyonu'nda, CHP'li İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın sorusuna verdiği yanıtı tutanaklardan aktarıyorum:
"AYTUN ÇIRAY (İzmir)– Benim sorum şu: Geçmişte devlet bürokrasisinde de bulunan birisi olarak güvendiğim çok önemli kaynaklardan MİT'ten gelen ilk istihbaratın darbe olacağı yönünde değil çünkü bugünkü konumumuz itibariyle bu soruyu soruyorum. Çünkü Genelkurmay İkinci Başkanı olarak muhtemelen bu göreve geldikten sonra bunları tartıştınız, bilgi alışverişi yaptınız, her şeyi gözden geçiriyorsunuz. İlk gelen istihbaratın bir darbe istihbaratı olmadığı, MİT Müsteşarının getirdiği istihbaratın, kendisine asker içinden yani Silahlı Kuvvetlere sızmış bir grup içinden suikast yapılacağına dair -helikopterlerle ve diğer araçlarla- bir istihbarat getirdiğini söylediler. Yani MİT Genelkurmay Başkanına bir darbe istihbaratı değil, kendisine yapılacak bir suikast istihbaratı getirmiş, adlığım bilgi bu. Bu konuda ne diyorsunuz?
GENELKURMAY İKİNCİ BAŞKANI ORGENERAL ÜMİT DÜNDAR- Şimdi, iki kişi arasında geçen konuyu tam olarak bilmem mümkün değil. Ancak, belki şöyle bir yorum yapabilirim: Eğer gelen bilgi -gelen bilginin ne olduğunu bilmiyorum, samimi olarak ifade ediyorum- bilgi herhangi bir darbeye yönelik olmuş olsaydı Genelkurmay Başkanımız tarafından daha farklı emirlerle de bunun destekleneceğini değerlendiriyorum."
Üçüncü soru: Genelkurmay Başkanı, neden bu ihbarı bir darbe girişimi olarak değerlendirmedi?
Doğru bir değerlendirme yapmış olsaydı, "verdiği emirleri farklı emirlerle destekler", askerin kışladan çıkmasının önüne geçebilirdi.
"Belki de geçemezdi" diye düşünmek de mümkün tabii.
Çünkü karşımızda, zamane haşhaşileri gibi adeta büyülenmiş, mankurtlardan oluşan bir grup var.
Ancak bir soru daha sormalıyım.
Dördüncü soru: "Kışlalarda kalın" emri verilseydi, darbe girişimi kışlalarda bastırılabilir miydi?
Astsubay Ömer Halisdemir'in şehit edilmesiyle ilgili davada tanık olarak dinlenen zamanın Özel Kuvvetler Komutanı Korgeneral Zekai Aksakallı şöyle bir ifade verdi:
"Silahlı Kuvvetler'de kriz ve olağanüstü durumlarda haber alınır alınmaz ilk tedbir olarak 'Personel kışlayı terk etmesin' emri verilir. Birlik komutanları kışlalarında, mesaiye devam edilir. Her zaman uygulanan bu temel ve basit kural 15 Temmuz'da ilk haber alındığı zaman uygulanmamıştır. Uygulansaydı, darbe girişimi baştan açığa çıkardı."
Ankara'daki Güvercinlik üssünde darbe günü yaşananlar, bu tezi güçlendirici mahiyette.
Bu "yaşananları", savcılık iddianamesinden öğrendik.
Bu önemli detay, darbecilerin nöbet çizelgelerini önceden değiştirerek, o gün mesai saatinden sonra üste sadece Fethullahçı subay ve astsubayların kalmasını sağladıkları ile ilgili.
O gün devlete ve kanunlara bağlı subaylar kışladan uzakta tutulmuş ki darbe girişimini engellemeye kalkışmasınlar.
Peki zamanın Genelkurmay Başkanı, gelen ihbarı bir darbeye kalkışılacağı yönünde değerlendirip "Kışlalar terk edilmeyecek" emrini vermiş olsaydı, Fethullahçıların bu planı bozulmuş olmayacak mıydı?
Nitekim, Malatya'da, darbecilerin verdiği emri dinlemeyen Albay Hakan Keleş, helikopterlerin başına birer asker dikerek oradaki girişimi engellemişti. Kanunlara bağlı, emir-komuta zincirine sadık başka subaylar da başka kışlalardaki hareketleri önleyebilirler miydi?
Örnekler, önleyebileceklerini gösteriyor. Belki kışlalarda daha çok kan dökülebilirdi ancak darbe girişiminin kışlaların içinde bastırılması olanağı doğabilirdi.
Beşinci soru: Darbe girişimi önlenebilir miydi?
Etkin bir soruşturma yürütülmeden bu sorunun yanıtlanması aslında mümkün değil.
Ancak bu etkin soruşturma bizzat hükümet tarafından engellenmiş durumda.
Zamanın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakanı Binali Yıldırım, Genelkurmay Başkanı ve MİT Müsteşarı'na "Gidip ifadenizi verin" deselerdi, anlardık ki onlar da bu konu aydınlansın istiyorlar. Ama böyle bir talimat verilmedi.
TBMM Komisyonu'nun AKP'li üyeleri de herkesi dinlediler ama bu iki kamu görevlisini dinlemek konusunda ısrarcı olmadılar.
Onun için hep bu soruyu soracağız: Bu darbe girişimi en başından önlenebilir miydi? 15 Temmuz'da hayatlarını kaybedenler, bugün aramızda olabilirler miydi?
* * *
Kuşkusuz ki günün birinde iktidar demokratik yollardan el değiştirdiğinde, bugün üstü örtülü kalmış bazı bilgilere de ulaşacağız.
Yazı çok uzadığı için zamanın Genelkurmay Başkanı ile MİT Müsteşarı'nın nasıl olup da bir "darbe" değerlendirmesi yapamadıkları konusuna bir başka yazıda döneceğim.
* * *
Demokrasi ve Milli Birlik günü!
Darbe girişiminden sonra 15 Temmuz günü, 29 Ekim 2016 tarihli bir kanunla "Demokrasi ve Milli Birlik Günü" ilan edildi.
Aradan geçen dört senenin ardından "Türkiye'de olmayan iki şeyi" kutluyoruz.
Demokrasi hâlâ ulaşılması uzak bir hedef gibi duruyor. Gazeteciler, fikir insanları, insan hakkı savunucuları hapiste. Ağzını açanın kapısına polis dayanıyor.
Milli Birlik desen, ülkenin başındaki kişinin eliyle tam ortadan ikiye bölünmüş durumdayız.
Bir yarımız "yerli ve milli", diğer yarımız "ihanet içinde, hain"!
Fethullahçı çetenin darbe girişimini önlerken şehit olan asker, polis ve sivil vatandaşlarımıza rahmet diliyorum.
O gece canlarını hiçe sayarak, darbecilerin karşısına dikilen gazilerimize şahsi şükranlarımı sunarım.
Onlar o gece "bana ne" demiş olsalardı, bu satırların yazarı olarak ben de bugün muhtemelen ya hapiste ya mezarda olacaktım.
Türkiye, sonu dinci bir faşizme ulaşacak bir sürece girecekti.
Bunu unutmayalım!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.05.2025
4.04.2025
2.04.2025
6.03.2025
4.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
5.02.2025
20.11.2024