Mehmet Y. Yılmaz
Aynı zamanda avukatı da olan kardeşinin açıkladığına göre Edirne Cezaevinde tutuklu olan Selahattin Demirtaş, 26 Kasım günü bir kalp spazmı geçirdi ve bu süre içinde bilinci de kapandı.
Demirtaş’ın o cezaevinde bulunmasının politik amaçları olan bir tutukluluk olduğunu hepimiz biliyoruz.
Rejimin, Demirtaş ile ilgili kişisel nedenleri de içeren politik mülahazaları olmasaydı, bağımsız yargı, Demirtaş’ı tutuksuz yargılardı.
Çünkü artık hepimiz biliyoruz ki Türkiye’de siyasi tutukluluk, hakkındaki deliller toplanmış ve kaçma şüphesi olmayanlar için, cezalandırma amacıyla başvurulan bir yöntem haline geldi.
Osman Kavala da bunun tipik bir örneğidir.
Demirtaş’a yöneltilen suçlamaların haklılığı, haksızlığı konusu başka mesele, tutuklu yargılamada ısrar edilmesi başka bir mesele.
Demirtaş ile ilgili suçlamaların hepsi yaptığı konuşmalar, söylediği sözler ile ilgili.
“Kanıt” diye mahkemedeki dosyasına konulanlar bunlar.
Başka kanıtların arandığına, tutuksuz yargılanırsa dışarı çıktığında aleyhinde henüz bulunamamış delilleri karartacağına ilişkin bir emare de yok.
Kaçmayacağını zaten herkes biliyor, kaçmak isteseydi çok önce kaçardı.
O halde, son derece ciddi sağlık sorunu olmasına rağmen niye hala tutuklu yargılanıyor?
Bu durum sadece temel bir insanlık hakkının kısıtlanması anlamına gelmiyor.
Bilinen rahatsızlığı nedeniyle taammüden cinayete teşebbüsten de söz edebiliriz artık!
Mısır’ın darbe ile devrilen seçilmiş başkanı Mursi, mahkeme salonunda kalp krizi geçirdiğinde, rejimin hakimleri “ölsün” diye müdahale edilmesine de fırsat vermemişlerdi.
O vakit Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bunu “demokrasi katliamı ve cinayet” olarak tanımlayan açıklamalar yaptığını hatırlayalım.
Mursi’nin Sisi rejimi tarafından bu yolla öldürülmesinin ardından, 19 Haziran 2019 günü T24’te yazdığım yazıda ben de şöyle söylemiştim:
“Bir siyasi tutuklu, hayatını kaybederse bunun bir tek sorumlusu olur: O kişiyi hapiste tutan devlet ve onun yöneticileri.”
Bunu tekrar hatırlatmak istiyorum.
Cezaevlerinde tutulan siyasi tutukluların sağlığından cezaevi yönetimleri ve infaz hakimleri kadar ülkeyi yönetenler de sorumludur.
Diliyorum ki Selahattin Demirtaş nedeniyle kimseyi cinayet ile suçlamak zorunda kalmayalım.
* * *
Yerini biliyorsanız niye istemiyorsunuz?
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, televizyona çıktı ve 15 Temmuz Fethullahçı darbe girişiminin başrol oyuncularından Adil Öksüz’ün nerede yaşadığını bildiğini söyledi.
Televizyonuna misafir olduğu sunucunun “Almanya’da mı” sorusunu da yanıtsız bıraktı ve “bize kalsın” dedi.
Televizyonun sunucusu “madem nerede olduğunu biliyorsunuz, geri almak için ne yapıyorsunuz” diye sormaya cesaret edemedi tabii.
Ben sorayım onun yerine: Geri almak için ne yaptınız?
Bu adamın darbe faaliyetine birinci elden katılan, planlayan bir suçlu olduğunun kanıtlarını, mahkeme kararlarını vs. bir dosya yapıp, İnterpol üzerinden ya da doğrudan TC Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla iadesini talep ettiniz mi?
Bu “bilgi” gerçek ise niye “size kalıyor”, siz kimsiniz ki?
Bir suçluyu koruma altına alan ülkeyi açıklamamak, o ülkenin ismini, prestijini vs. korumak değil midir? Siz o ülkenin mi Türkiye’nin mi İçişleri Bakanı’sınız?
Eğer biliyorsanız, hukuk çerçevesi içinde gerekenleri yapmalısınız: Kanuni yolları işletip, iadeyi talep etmek!
Diplomatik olarak da o ülkeyi sıkıştırıp, iadeyi sağlamak!
Bunları yapmıyorsanız ya da yapamıyorsanız dedikodusunu da yapmamalısınız.
O zaman “muktedir” olmadığınız ortaya çıkıyor çünkü!
* * *
Öte yandan, maiyet yazarlarından biri, Adil Öksüz’ün Almanya’da bir “güvenli evde” tutulduğunun söylendiğini yazdı.
Bunlar biliyorsunuz kendi kendilerine bu bilgileri edinip, yazamazlar. Bilgiye ulaşsalar da izin almadan yazmaya cesaret edemezler.
Belli ki kulaklarına bu fısıldanmış ama yanlış fısıldanmış.
Şöyle diyor:
“Oklar Almanya’yı gösteriyor. Adil Öksüz’ün kozmik bir isim olması nedeniyle Alman Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın (BND) güvenli evlerinde tutulduğu söyleniyor.”
Yazar, Öksüz’ü “güvenli evde tutan” bu teşkilattan BND diye söz ediyor ki bu Federal Alman İstihbarat Servisidir (Bundesnachtrichtsdienst).
Ama BND ile Federal Almanya Anayasayı Koruma Teşkilatı farklı kurumlar.
BND, doğrudan Şansölyelik Ofisi’ne (Başbakanlık) bağlıdır, CIA’in Almanya’daki muadili gibi düşünün.
Federal Almanya Anayasayı Koruma Teşkilatı, BfV kısaltmasıyla bilinir, bu da FBI’ın muadili denebilecek iç güvelik teşkilatıdır, İçişleri Bakanlığı’na bağlıdır.
Yani maiyet yazarına bilgiyi kim sızdırdıysa, kafası biraz karışmış.
Bu da bilginin doğruluğu hakkında bir şüphe uyandırıyor, onu da söylemiş olayım.
* * *
Erdoğan Rejiminin Hasan Cemal’i deneyi!
Hayır, bunca yıldan sonra “Hasan Ağabey” günlerinden söz etmeyeceğim tabii.
Kim kimi kandırdı, kim daha çok kandırıldı gibi bir hayali havanın içine su doldurup, dövmeye niyetim yok.
Başlığı neden böyle attığımı birazdan açıklayacağım ki bu aslında dünya siyasal sistemler tarihine “Türk virajı” diye de geçebilecek bir testin sonucunu da ifade ediyor!
Bir tür demokrasi testi de diyebiliriz.
Erwin Schrödinger, kuantum mekaniğinin temel dalga denklemini yazan bir fizikçi olmakla beraber zamanla kuramın yanlışlığına kafayı taktı ve bunu kanıtlamak için “Schrödinger’in kedisi” diye bilinen bir düşünsel deney önerdi.
Bir kapalı kutunun içine bir canlı kedi koyduğumuzu düşünün. Kutunun içinde küçük bir şişede bir zehirli gaz var ve bir radyoaktif madde, bir süre sonra bu şişeyi kırıyor.
Kutunun kapağını açana kadar kedinin ölü mü, diri mi olduğunu bilemezsiniz.
Yani kedi, o anda hem canlı, hem ölüdür.
Fizikçi olmadığımıza göre daha sonraki tartışmaları bilmesek de olur.
“Erdoğan Rejiminin Hasan Cemal’i Deneyi” de tıpkı bunun gibi.
Sokaklarda serbestçe gezebilen Hasan Cemal’in gerçekten özgür bir vatandaş olup olmadığını sınır kapısına gelinceye kadar kimse bilemiyor.
O noktaya gelinceye kadar Hasan Cemal hem özgür bir TC vatandaşı, hem de özgür olmayan bir TC vatandaşı! Tıpkı Schrödinger’in kedisinin aynı anda hem canlı, hem ölü olması gibi!
Deneyin bir ileri aşaması, mahkemenin Türkiye’yi aynı zamanda büyük bir cezaevi olarak görüyor olması.
“Sana ceza veriyorum, Türkiye’den dışarıya çıkamazsın” gibi bir sonuç veriyor bu durum.
Bu durumda deney daha da anlamlı bir derinlik kazanıyor: TC vatandaşları, bu ülkenin sınırları içinde yaşadıkları vakit özgürler, ancak bu özgürlükleri, aslında ceza çektikleri anlamına da gelebiliyor.
Böylece maddenin (vatandaşlar) tek bir geçmişe sahip olduğu klasik gerçekçilik kuramından uzaklaşıyor, maddenin mümkün olabilen tüm geçmişlere sahip olabileceği kuantum gerçeğine ulaşıyoruz.
Türkiye’nin kuantum gerçeği de bu: Aynı anda hem özgür, hem değil.
Çünkü, vatandaşın özgürlüğü olarak gözlemlediğimiz şey, cezasını çekmekte olduğu anlamına da gelebiliyor.
Onun için bu demokrasi deneyini, dünya siyaset bilimi literatürüne kazandıran Erdoğan Rejiminin hakkını yememek gerekiyor sevgili okuyucular.
E tabii Hasan Ağabey’in de bu işteki hakkını teslim etmemiz gerektiği için bu deneye “Erdoğan Rejiminin Hasan Cemal’i Deneyi” adını vermeyi öneriyorum!
(Dün, bu yazıyı yazdıktan sonra Hasan Cemal’e pasaportunun iade edildiğini öğrendim. Pasaport geri gelse de yazıyı değiştirmem gerekmedi. Çünkü bu uygulama Türkiye’de “arızi” değil, sistematik bir hale gelmiş bulunuyor. Bu nedenle olsa gerek; İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, darbe dönemlerinde bile pasaportuna el konmamış 50 yıllık bir gazeteci için; infazı 3 ay 22 gün olan, dolayısıyla ‘yatar’ı olmayan ertelenmiş bir ceza için ‘yurt dışına çıkış yasağı’ koyabilmesi devlet büyüklerimizi rahatsız etmiyor).
--------------------------
TIKLAYIN - Hasan Cemal'e yurt dışına çıkış yasağı, pasaportuna el kondu!
TIKLAYIN - Hasan Cemal'in yurt dışına çıkış yasağı kaldırıldı
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.05.2025
4.04.2025
2.04.2025
6.03.2025
4.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
5.02.2025
20.11.2024