Mehmet Y. Yılmaz
MHP koalisyon içindeki konumunu güçlendirdi, seçimin bir diğer kazananı Kılıçdaroğlu
Her seçimden sonra aynı soru sorulur: Bu seçimi kim kazandı?
Konu yerel seçim olunca, kazandığını iddia edenin çok sayıda olması normaldir.
Kimisi oy oranına bakar, kimisi kazandığı belediye başkanlıkları sayısına.
31 Mart seçimi için de aynı şey geçerli olacak. Birçok kazanan var ama şunu söylemeliyim ki bu çok sayıda kazananın yanında kaybeden de çok var.
İlk sonuçlara göre AKP-MHP koalisyonunun toplam oy oranı, bir önceki genel seçime göre sadece 2 puan düştü ve bu düşüşe rağmen yüzde 50’nin üzerinde tutunmayı da başardı.
Bu, halkın AKP-MHP koalisyonuna bir güvenoyu olarak nitelenebilir.
Aynı zamanda siyasetin, kilitlendiği noktaya da işaret ediyor: Siyaset, kimlikler içine sıkıştı, bu sıkışmayı çözecek bir siyasi değişim de görünür gelecekte olmayacak gibi.
Türkiye derin bir ekonomik krizden geçiyor. Buna rağmen iktidar koalisyonunun oy kaybetmemiş olmasının nedeni budur.
Muhalefet partilerinin şimdiden cevap aramaya başlamaları gereken soruya da böylece gelmiş bulunuyoruz:
Bu siyasi kilitlenmeyi aşacak politika, bugüne kadar olduğu gibi aday isimleri üzerinden mi şekillenecek, yoksa kimlikleri yeniden tarif eden siyasi-ekonomik programlar üzerinden mi?
Bu konuyu tartışacağız.
MHP pozisyonunu güçlendirdi
AKP-MHP koalisyonu güvenoyu alırken, MHP de koalisyon içindeki konumunu güçlendirmiş oldu.
Artık tartışmasız bir gerçek var: Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığına bir dönem daha seçilmek istiyorsa, MHP’ye muhtaçtır.
Bu durum, Erdoğan’ın manevra alanını siyaseten de sıkıştıran bir gerçek olarak önümüzde duracak.
Seçimden sonra Erdoğan, siyasi tutumunu sertleştirir mi, bir yumuşama beklemeli miyiz sorularının yanıtı da bu gerçeğin içinde saklı.
Erdoğan’dan “açılımcı demokratik bir tavır” beklemek artık hayaldir.
Ekonomik krizi aşmak için gerekli acı reçetelerin uygulanmasının yaratacağı toplumsal sorunlar da Erdoğan’ın sertleşmesi olasılığını arttırıyor.
Onun için, yanılmış olmayı dilemekle birlikte Türkiye’de bir siyasi bahar havası beklemiyorum.
Kılıçdaroğlu risk aldı, kazandı
Bu seçimin bir diğer kazananı da Kemal Kılıçdaroğlu.
Ciddi riskleri üstlenerek, parti içi eleştirileri göğüsleyerek seçtiği belediye başkanı adayları, CHP seçmeninin özlediği bir başarıyı yakalayabildiler.
Ankara’nın, Antalya’nın, Adana’nın, Mersin’in kazanılmış olması CHP adına önemli kazançtır.
Bu yazıyı yazdığım saatte (02:00) İstanbul seçimi ise başa baş durumdaydı ve açılmamış sandıkların bulundukları bölgeye bakılırsa, seçimi kazanacak olanın Ekrem İmamoğlu olacağını gösteriyordu.
İyi Parti için tehlike çanları
İyi Parti, bu seçimde hiç büyükşehir ve il belediyesi kazanamadı.
Bu iktidar iddiası olan bir siyasi parti için önemli bir kayıptır. Unutmayalım ki Türkiye’de siyasetin finansmanında belediye ihaleleri, belediye olanakları hala önemli bir rol oynuyor.
Bu partinin milliyetçi oylar nezdindeki rakibi MHP’nin, hem iktidarın koalisyon ortağı olarak avantajı var hem de kazandığı belediye sayısı açısından avantajlı.
4,5 yıl sonraki genel seçimler için Millet ittifakı devam edecekse bile, İyi Parti eskisi kadar güçlü bir pazarlık pozisyonuna da sahip olamayacak.
HDP de kaybetti
HDP bazı bölgelerde seçime girmeyerek muhalefet adaylarını destekledi.
Onun için aldığı oy oranına bakarak bir “yenilgi-galibiyet” değerlendirmesi yapmak kolay değil.
Ancak şunu söylemek gerekiyor ki HDP’nin, kayyuma geçen bazı belediyeleri kaybetmiş olmasına dikkat çekmek gerek.
Belli oluyor ki bu bölgelerde bir yandan PKK’nın hendek siyasetinin olumsuz etkileri, diğer yandan kayyum belediye başkanlarının hizmetlerinin yarattığı memnuniyet, HDP’nin bu kayıplarında önemli rol oynadı.
Seçim sonuçlarını bu hafta boyunca değerlendirmeye devam edeceğiz.
Yazarlar
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2025
26.06.2025
23.06.2025
12.05.2025
4.04.2025
2.04.2025
6.03.2025
4.03.2025
28.02.2025
20.02.2025