Mehmet Y. Yılmaz
Cumhurbaşkanı, Japonya’da Mukogawa Kadın Üniversitesi’nden fahri doktora alırken “İnceleyeceğim, Türkiye’de de bunlardan kuracağız” dedi.
Meğerse Japonya’da 80 tane kadın üniversitesi varmış.
“Kız – erkek ayrı okullarda okusun” hayaline Japonya’dan bir destek bulması belli ki Erdoğan’ı çok mutlu etmiş.
Kadın üniversitesi meselesine hafta içinde yine döneriz, hafta sonu canınızı sıkacak şeyler yazmamaya çalışıyorum, biliyorsunuz.
***
Japonya ve Japonların yaşam biçimi öteden beri çok ilgimi çeker.
Japon testeresinin, dünyanın geri kalanında kullanılan testereden tamamen farklı olduğunu biliyor muydunuz?
Japon testereleri çekme yönünde çalışır. Bildiğimiz testereler ise itme yönünde.
Daha basiti: Dünyanın kullandığı testere “ileri – geri” itip – çekerek kullanılır, Japon testeresi “geri – ileri” çekip – iterek.
Bu sayede daha ince metalden yapılabiliyorlar. İncelikli işler için daha kullanışlı oluyorlar bu nedenle.
Japonların marangoz rendeleri de biz dünyalıların kullandığından farklı olarak tıpkı testereleri gibi ters çalışır.
Dünyanın her yerinde iplik, diğer elde sabit olarak tutulan dikiş iğnesine geçirilir. Japonya’da ise ipliği sabit tutup, iğneyi geçirirler.
Böyle birçok “terslik” sayabilirim.
Gerçekten değişik bir halk ve büyük Japon yazarlarının romanlarına takıntılı derecede meraklı olmamın nedeni de o hayatı anlama çabamdır.
Fırsat bulursam uzun bir süre kalmak için gitmek de istiyorum, Airbnb’den ev bile baktım, Murakami’nin romanlarında anlattığı semtlerde tabii!
Bilmiyorum haberiniz var mı Japonya’da her yıl 29 Ocak günü “Eşimi Seviyorum Günü” olarak kutlanıyor. Japonlara özgü bir başka saçmalık olarak görmeyin, aslına bakarsanız bunu bütün dünyada kutlamanın bir yolunu bulsak iyi olur.
Acaba Erdoğan, eli değmişken bu adeti de Türkiye’ye ithal eder mi?
Bu kutlamalarda kent merkezlerindeki parklarda bir sahne kuruluyor ve erkekler sırayla sahneye çıkıp, birlikte oldukları kadına sevgilerini göstermeye çalışıyorlar. Bunun için evinde yemek yapıp getiren de var, “sana hep sadık kalacağım” diye yemin edenler de, bira göbeği saldığı için özür dileyen de! Amaç tek ama: Sevdiği kadına, onu ne kadar çok sevdiğini anlatabilmek! Böyle günlerden birinde Takeshi Todo isimli bir erkek, Japonya’nın en büyük sürprizini yapmış ve sevdiği kadına bir buket çiçek getirmiş! Bu olağanüstü olay karşısında kadıncağız gözyaşlarını tutamamış.
“Geçen sekiz yılda evli olduğumuzu bile unutmuştum. Birden kalbim hızla çarpmaya başladı” diye konuştuğunu New York Times’da okumuş, daha önce de yazmıştım.
Bu durum, parkta toplanan diğer kadınlar tarafından da alkışla karşılanmış.
***
Peki siz hiç düşündünüz mü, böyle bir gün Türkiye’de de kutlanacak olsa sevdiğiniz kadına bunu nasıl anlatırdınız?
Birisine “seni seviyorum” demek, eğer Amerikan filmlerinde bir rolün gereği olarak söylemiyorsanız, dünyanın en önemli şeyidir aslında. Amerikan filmlerinde herkes herkese “seni seviyorum” diyebiliyor, bence asıl saçmalık bunda.
Çünkü bu, sıradan bir cümle değildir. Ağzınızdan çıktığında bunun sorumluluğu da omuzlarınıza biner.
Eğer bunu taşıyamayacak zayıflıklarınız varsa, cümle ağzınızdan çıkmadan önce bir yutkunun ve susun derim.
Sevginiz yeterince olgunlaşmamışsa bir kadına ya da erkeğe bunu söylemek “ayıptır, günahtır, yazıktır!”
Ve sadece bir kere söylemek de yetmez! Çok sık da tekrarlamak gerekir, duyana da iyi gelir.
Çok tekrarladığınız için dırdır yapmakla suçlanmayacağınız en kısa cümle de budur!
Ama arkadaşlar bunu söylediğim için bana sinirlenmeyin, çok sık söylemek de yetmez, bunu göstermelisiniz de! Sine qua non! Olmazsa, olmaz!
Erkek aklı, kadınlara göre daha basit ve sıradan olduğu için erkekler bunu bir kere söylemelerinin yeterli olduğunu düşünürler.
Kadın zihni daha karmaşık olduğu için onlar her seferinde aynı cümleyi duyunca mutlu oluyorlar, onun için sorup duruyorlar, “beni seviyor musun?”
Ve değerli erkek okuyucularım, şunu söylemeliyim ki bu, yanıtı tek olan bir sorudur.
“Bakalım, kim bilir, belki, tabii” gibi yanıtlarla karşılanamaz.
İçinizden hiç bir şey gelmiyorsa bile Rousseau gibi yanıtlayabilirsiniz: “Ben de!”
Toprağı bol olsun şöyle demişti: “Düşselleştirilmiş biçimiyle bu yanıt, bütün sevinç söylemini başlatmaya yeter!” Birçok konuda olduğu gibi ben Nietzsche’nin izleyicisiyim.
Şöyle diyor: “Seni seviyorum cümlesinin biricik yükselme biçimi onu sert söylemek, ona bir ön adın açılımını vermektir: ‘Arianne, seni seviyorum’ der Dionysios.” “Sen de çok oldun” diyebilirsiniz ama arkadaşlar, bu da yetmez!
Onu, kimsenin sizden daha iyi ve çok sevemeyeceğini de hissettirmelisiniz.
Hafta sonlarında çiftler arasında kavga çıkarmak ve bu kavgadan yararlanarak lokantalarda filan kolayca yer bulabilmek gibi bir hesap içinde değilim.
Bu da bir tür “challenge” olsun:
Bu hafta sonu, tek bir hareket / jest / mimik ile sevginizi karşınızdakine aktarabilecek misiniz bakalım. Elbette “money talks” kısmını geçelim, insanlar sevmediklerine de pırlanta vs. alabiliyorlar.
Düşünürken size eşlik etsin diye “çikolata renkli efsanevi şarkıcı” Chaka Khan’dan bir şarkı seçtim: Ain’t no body loves me better than you!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.05.2025
4.04.2025
2.04.2025
6.03.2025
4.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
5.02.2025
20.11.2024