Mehmet Y. Yılmaz
Dünyanın en kararlı âşığı Nigel'ı kaybettik. Bu kaybın arkasından gazetelere ölüm ilanları verilmedi, dini tören düzenlenmedi.
Nigel bir kuş çünkü.
Yeni Zelanda açıklarındaki Mana Adası yetkilileri, adaya değişik kuş türlerini çekebilmek için (bu tür yetkililer de varmış demek ki, bunu da duyduğuma mutlu oldum) değişik yerlere kuş heykelleri yerleştirmişti.
Bir sümsük kuşu, işte bu heykellerden birine âşık oldu ve üç yıl boyunca onunla ilişkiye girmeye çalıştı. Zaten bu nedenle bir adı var, Nigel diye. Böyle bir aşk yaşamamış olsaydı, onu kim nereden tanıyıp isim koyacaktı...
Nigel tam üç yıl "kuş heykel"e kur yaptı. Kendi türünün bütün erkeklerinin eş bulmak için yaptıkları gibi göz alıcı mavi renkli ayaklarını, heykelin gözünün içine sokmaya çalıştı.
Ama karşısında bir "taş" vardı. En ufak bir gevşeme belirtisi bile göstermedi. Nigel'ın minik kalbi üç yıllık karşılıksız aşka daha fazla dayanamadı ve durdu.
Galatea'nın doğuşu
Nigel'ın şanssızlığı bir "kuş" olması ve antik dönem tanrı ve tanrıçalarını tanımıyor olmasıydı.
Bir anlatıya göre heykeltıraş, bir diğerine göre kral olan Kıbrıslı hemşerimiz Pygmalion'dan söz ediyorum.
Mitolojiye göre Kıbrıslı Amathonte'in kızları Propoetid'ler, Afrodit'in (Roma mitolojisindeki adıyla Venüs) kudretini ve tanrıçalığını reddettikleri için, Afrodit tarafından fahişelere dönüştürülür. Propoetid'lerin hâl ve tavırlarından hoşlanmayan Pygmalion da artık canlı kadınlarla ilgilenmemeye karar verir ve fildişinden bir kadın heykeli yapar.
Heykel o kadar güzeldir ki zaten hiçbir canlı kadının o güzellikle aşık atabilmesine de olanak yoktur. Ve kaçınılmaz son gelir, Pygmalion yarattığı bu heykel kadına âşık olur.
Günün birinde Afrodit onuruna verilen bir davette ona bir adak adar. Afrodit'ten, âşık olduğu heykele benzer bir kadın istemiştir. Evine dönüp de heykelini öptüğünde kadının dudaklarının sıcak olduğunu hisseder. Bir de bakar ki emek emek oyduğu heykelden kadını kanlı canlı karşısında duruyor. Afrodit, dileğini yerine getirmiş, heykele can vermiştir.
Ona bir isim vermek de her zaman olduğu gibi ozanlara düşer; Galatea, kendisini Pygmalion'un kollarında bulur, muratlarına ererler, kerevetine çıkmak da biz fanilere düşer.
Kalbi aşkla çarpıp o nedenle duran Nigel'ın heykelini, âşık olduğu heykelin yanına dikerler diye ümit ediyorum.
Sümsük kuşları, kanatlılar âleminin tek eşli familyasından. Penguenlerle de akrabalıkları var. Ömür boyu tek bir eşle yaşıyorlar ve 200 kuşluk kolonilerde, âşık oldukları dişiyi-erkeği sadece sesinden tanıyorlar.
Sesleri nasıl diye soracak olursanız, martılarınkinden çirkin diyebilirim. Gırtlaktan fışkıran bir soğuk hava dalgası gibi düşünün.
Editörümüz buraya bir fotoğraflarını koyabilirse, ne kadar güzel kuşlar olduklarını göreceksiniz. Erkekler, dişileri renkli ayaklarını sergileyerek tavlıyor, kuluçka süresince eşleriyle birlikte yumurtayı bu ayaklardaki perdeler sayesinde sıcak tutuyorlar.
Karasevdalı Nigel (altta sağda) heykelden aşkının önünde.
"Morus bassanus" irice ve hantal bir kuş. Öyle ki dinlenmek için gemilere konduğunda kendilerini yakalayıp yemek isteyen gemicilerden de hiç kaçamamışlar, soluğu tencerede almışlar. Ama bu kuşlar bizim bu bölgelerde yaşamıyor. Dolayısıyla onlarla bir alıp veremediğimiz olmamalı.
Peki bu güzel yaratığa "sümsük" adını kim uygun gördü? Bu ismi koyanla baharda Ege tepelerini sarıya boyayan o şahane kır çiçeğine "katırtırnağı" ve o şahane sukuşuna "angut" adını takan aynı kişi miydi? Tabiatla alıp veremediği neydi?
Sürdürülebilir aşk mı bu?
Mitolojideki Pygmalion öyküsünü, George Bernard Shaw bir tiyatro oyunu olarak günümüze taşıdı. Sonra o oyundan yola çıkılarak meşhur "My Fair Lady" müzikali de çekildi.
Shaw'un "Pygmalion"unda erkek kahraman Higgins, bir çiçekçi kızdan bir leydiye dönüştürdüğü Eliza Doolittle ile evlenmemişti. Shaw'a özgü garipliklerden biri diyebilirsiniz. Aslında mantıklı olan, erkeğin yarattığı kadınla birlikte sonsuzluğa doğru mutlu bir şekilde yürüyüp gitmesidir.
Onu bu hale getiren erkeğe borçludur, zaten başka bir erkeği tanımasına da olanak yoktur, erkek fiziksel olarak yarattığı kadına kendi bakış açısını da kolayca kabul ettirebilir vs.
* * *
Peki sizce böyle bir aşk "sürdürülebilir" bir aşk mıdır? Doğrudan maddi çıkarla çerçevelenmiş bir ilişki değil midir böyle olması?
"Sen beni yarattın, o halde ben de seni seveyim" basitliğine indirgendiğinde, o kadın-erkek ilişkisinden hayır gelir mi?
Günümüzde hiç bitmeyecekmiş gibi zannettiğimiz aşkların bir anda bitebildiğine tanık olmamızın nedeni de acaba bu mu?
Bu güzel pazar gününde, eşinizle tartışmanız için sorular bunlar. Kavgaya vardırmadan tabii!
Shaw, "Pygmalion"da ne diyor: "Yaşam yaratmak, dert üretmek demektir. Dertten kurtulmanın tek yolu, onu yok etmektir. Dikkat ederseniz, korkaklar başa bela olan kişilerin öldürülmesini isterler."
Pygmalion ve Galatea hikâyesi çok sayıda sanatçıya ilham verdi. Bu eser Jean-Léon Gérôme'a ait.
4 Şubat 2018'de Hürriyet'te yayımlanmıştır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.05.2025
4.04.2025
2.04.2025
6.03.2025
4.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
5.02.2025
20.11.2024