Mehmet Y. Yılmaz
Şurası bir gerçek ki demokratik hakların kullanılmasından, protesto gösterilerinden filan Erdoğan rejiminin ödü kopuyor.
Nitekim dün de polis copunun tadına bakanlar ülkenin değişik kentlerinin barolarının başkanlığını yapan avukatlar oldu.
Bizim memlekette özgürlükler her zaman bir "kanunlar dairesinde" durur.
Duruma göre bir yetkili, bir özgürlüğü kullanmanızın "devletin bekasına tehdit oluşturabileceğini, güvenlik sorunları yaratabileceğini" filan düşünürse, o özgürlüğü kullanmanızı engeller.
Çünkü Türkiye Cumhuriyeti’nin bünyesi çok hassas.
Her şeyden nem kapabilir, bir özgürlük esintisiyle bile üşütebilir, hatta zatürree bile olabilir.
Valiler filan da bu nedenle bir vasi gibi davranırlar.
Çünkü Türklerin, serbest kalırlarsa abuk sabuk şeyler yapıp, devletlerini batıracaklarına inanırlar.
Böyle bir tuhaf millet olduğumuzu düşünürler, bizleri yanlışlardan korumak için bu vesayet rejimini tesis etmişlerdir.
Bakmayın AKP’lilerin "askeri vesayeti kaldırdık" palavralarına!
Türkiye’de tüm vatandaşların velisi vardır, o veli de kanlı canlı olarak devleti yönetenlerdir.
Sivilleşme dediğimiz şey, askerin devletin yönetimine karışmamasından ibaret bir şey değildir.
Sivilleşme, bireysel hakların, devletin otoritesine karşı kesin ve katı bir şekilde korunabiliyor olması demektir. Devletin ve yöneticilerinin hesap verebiliyor olması demektir.
Yoksa sizi döven ha asker olmuş, ha polis, ha bekçi. Hepsi aynı sonucu verir:
Bireysel hakların kullanılması, bir yetkilinin emir vermesi ile engelleniyorsa orada bir vesayet rejimi vardır.
TC Anayasası’na göre (34. Madde) "Herkes önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir."
2911 Sayılı Kanun, "önceden izin alınması" şartını eklemiş.
Sınırını bilmeyen bir yönetici, haddini bilmeyen bir kanun ile el ele verince, ortaya böyle görüntüler çıkıyor işte.
Çünkü Anayasa’ya göre (90. Madde) yasalarımızla AİHS ve AİHM kararları çelişiyorsa, uygulamada AİHM kararları dikkate alınır.
Baro başkanlarının dayak yemesiyle sonuçlanan olay benzeri birçok meselede AİHM kararları açık: Bu yürüyüşü engelliyorsan, insan haklarını ihmal ediyorsun demektir!
Baro başkanları, taşkınlık yapıp, şiddete yönelerek genel güvenliği tehlikeye atsalardı, tabii ki engellenebilirlerdi.
Ama böyle bir şey olmadı.
Bir Anayasal hakkın kullanılması, polis şiddeti ile engellendi.
Çünkü ülkemizde bir kişi, kendisini her şeyin üstünde görüyor.
Anayasa’yı takmıyor. Kanuna aldırmıyor. Mahkeme kararlarına uymuyor.
Egemenin, kendisini Anayasa’nın üstünde gördüğü rejimler hakkında iyi şeyler söylenmiyor, benden duymuş olmayın!
* * *
15 Temmuz gazilerine rüşvet teklif etmişler!
Geçen gün AKP Genel Merkezi’nin önünde gösteri yaparlarken "polis tarafından misafir edilen" 15 Temmuz gazilerine, gösteri yapmamaları için kendi paralarından rüşvet teklif edildiğini duymuş muydunuz?
Ne kadar saçma bir cümle oldu, değil mi?
Bir insana kendi parasıyla rüşvet teklif edilir mi? O para verilirse, bu rüşvet sayılır mı?
Boşuna beyninizi yormayın, bu işe biz fanilerin aklının erebilmesi mümkün değil.
Bunun için AKP tedrisatından geçmek gerekiyor.
Nihal Bengisu Karaca’nın Habertürk’te yazdığına göre olay şöyle cereyan ediyor:
Kahramankazan 15 Temmuz Gazileri Yardımlaşma Derneği, 9 Haziran 2020’de Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı önünde "nezih" bir basın açıklaması yapmış. ("Nezih" tanımlaması Nihal Hanım’a ait.)
Bu açıklamada taleplerini sıralamışlar ve bir darbe girişimi olursa yine en ön safta olacaklarını açıklamışlar. Ancak haklarını alana kadar eylemlerine devam edeceklerini de söylemişler.
Bunun üzerine, KHK ile kurulan ve halktan toplanan 309 milyon lirayı idare edecek vakfın yöneticileri devreye girip, "size biner lira verelim, eylemleri durdurun" teklifinde bulunmuşlar.
Meğerse Vakıf, bugüne kadar üç kez kişi başı biner lira yardım dağıtmışmış!
Tabii burada şaşırtıcı olan konulardan biri de KHK ile kurulmuş vakfın yöneticileri olduğunu da öğrenmemiş olmamız.
Bugüne kadar bu vakfa mütevelli heyeti seçildiğini, atamaların yapıldığını duymamıştık.
Bunlar kimlerdir, kamuoyu bilmiyor.
Bu vakfın da arpalık haline getirileceğinden eminim de arpayı kimler yutacak, onu merak ediyorum.
15 Temmuz Şehit ve Gazileri için toplanan 100 milyon dolar, şu anda kaç para oldu, bunu da bilmiyoruz.
Bir garip işler dönüyor, burası kesin!
Şehit yakınları ve gaziler için toplanan yardıma bile gözlerini diktiler ya, emin olun artık bunların dizginlenemeyen para hırsıyla ilgili duyduğum hiç bir şeye şaşırmayacağım!
* * *
Günün fıkrası
Dün bütün günü mutlu bir tebessümle geçirmeme neden olan şey, Fox TV’de yayımlanan bir haber oldu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Türkiye’nin döviz rezervleri ile ilgili olarak değişik tarihlerde yaptığı açıklamalardan oluşan bir haberdi bu.
Erdoğan, 19 Nisan 2013 günü, kalabalık bir salonda konuşurken şunu söylüyor:
"Merkez Bankamızın döviz rezervi yine bir rekor kaydetti ve 130 milyar dolara ulaştı."
31 Mart 2018’de verdiği müjde şöyle: "Şu anda döviz rezervimiz 120 milyar dolar."
Ve 20 Haziran 2020’de yüreklere ferahlık veren şu açıklamayı yapıyor: "Merkez Bankası döviz rezervimizi yeniden 93 milyar doların üzerine çıkardık."
Böylece, TC Merkez Bankası’nın döviz rezervleri 7 yılda 130 milyar dolardan, 93 milyar dolara "çıkmış" oluyor!
Bence AKP medya işleri yöneticilerini bekleyen ağır bir görev daha var: Erdoğan’ın bütün eski konuşmalarının internetten silinmesi lazım!
Yoksa böyle komik durumlar ortaya çıkıyor ve artık bunlar çok da sık oluyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.05.2025
4.04.2025
2.04.2025
6.03.2025
4.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
5.02.2025
20.11.2024