Mehmet Y. Yılmaz
Gencecik insanların hunharca katledilmesiyle sonuçlanan rehine kurtarma operasyonunun başarısızlığının tartışılması, koalisyonun iki ortağını çok rahatsız etti.
Büyük ortak ve onun liderinin bu konunun sorgulanmasından niye rahatsızlık duyduklarını anlamak zor değil.
İktidar sorumluluğu onların boynunda ve dünyanın her yerinde başarıyla gerçekleştirilen operasyonların olumlu puanı iktidarların hanesine yazılıyorsa, başarısızlık da iktidarların hanesine yazılır.
Bundan kaçış yok!
Devlet Bahçeli'nin açıklamalarını da herhalde "büyük ortağa yaranma çabası" olarak nitelemek daha doğru olacak, çünkü kendisi muhalefette olsaydı bayramlık ağzını nasıl açardı, hepimiz gayet iyi biliyoruz.
Erdoğan'ın sinirlendiren ve standart aile terbiyesi sınırları içinde ayıplanması gereken sözler sarf etmesine neden olan mesele, Kemal Kılıçdaroğlu'nun sorularına yanıt veremeyecek durumda olması.
Çünkü, 6 yıla yakın süredir terör örgütünün elinde rehine olarak bulunan asker ve polisleri kurtarmak için herhangi bir girişimde bulunmadığı açık.
Elbette terör örgütleriyle pazarlık etmek, devleti yönetenler açısından kolayca içe sindirilebilecek durumlar değildir ancak Erdoğan, bugüne kadar olduğu gibi bu işte de "istihbarat örgütünü" kullanabilirdi.
Devletin istihbarat örgütü, Suriye'de bile rejim ile dirsek temasını sürdürebiliyorsa, PKK'ya erişebilecek sivil ya da yabancı resmi kurumlarla niye bu konuyu görüşmedi?
Yerel seçimlerde Apo'ya aracı gönderen Erdoğan, niye rehineler için Apo'ya aracı göndermekten imtina etti?
Bu soruların yanıtları yok.
Yanıtı olmadığı için de bu konunun sorgulanmasını "terör örgütünün amaçlarına hizmet" diye yaftalamak peşinde.
Eğer Türkiye'de demokrasicilik oynamıyor olsaydık, mesele yoktu.
Çünkü demokratik olmayan rejimlerde, iktidarın sorgulanması her zaman böyle bastırılmaya çalışılır: Terör örgütüne mi hizmet ediyorsun? Dış güçlerin maşası mısın? Gerçek amacın nedir?
Demokrasilerde ise iktidarların her türlü eylem ve işlemi, eleştirilebilir, sorgulanabilir.
İktidarlar için acı verici ve yaralayıcı da olsa, muhalefet sorgulamaktan vazgeçmez.
Teorik olarak demokrasileri, ülkeleri daha iyi yönetebilme olanağı veren bir rejim yapan şey de budur.
İktidarlar, hata yaparlarsa şiddetle eleştirilmekten çekindikleri için işleri düzgün yürütmeye çalışırlar.
Tabii bizimkine dört dörtlük bir demokrasi diyemiyoruz.
Ama kırık dökük de olsa demokrasi işte.
Evet, Erdoğan ve Bahçeli'nin gururları bu nedenle incinebilirler ama bütün memleketin gelecekte daha çok acı çekmesindense bugün iki kafadarın incinmesi daha iyidir.
İktidar ikilisine tavsiyem budur: Zor ama buna alışmaya gayret edin.
2023 Haziran'ından sonra aynı sert eleştiri hakkına siz de sahip olacaksınız, çekinmeyin!
* * *
Normalleşmeden önce iki kere düşün!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kentlerimizi dört gruba ayırarak Mart ayının başından itibaren kademeli olarak normalleşme sürecinin başlayacağını açıkladı.
Şubat ayının bitmesine 10 gün kaldığına göre, bir hafta sonra "düşük riskli" olarak kabul edilecek bazı kentlerimizde normalleşmenin başlayacağını söyleyebiliriz.
Söyleyebiliriz ancak acaba doğru bir karar mıdır, diye tartışmakta da yarar var.
Görebildiğim kadarıyla Sağlık Bakanlığı, özellikle mutasyonlu virüs yayılımından sonra hızlı normalleşmenin tehlikeli olacağını düşünüyor.
Bakan çıkıp açıkça bunun tehlikelerinden söz etmiyor ama konuşmalarına hakim olan tondan bunu çıkartabiliyorum.
Yanılıyor da olabilirim tabii, bakan kendisi bir açıklama yapmadığı sürece spekülasyonlara açık bir konu bu.
Eminim sizler de takip ediyorsunuzdur, Birleşik Krallık'ta ortaya çıkan mutant virüsün bulaşma hızı ve öldürücülüğü daha yüksek.
Türkiye'de de bu mutant virüsün giderek yayıldığını biliyoruz.
Türkiye, mutant virüsün dünyada en hızla yayıldığı 6. ülke.
Bu yüzden de sürü bağışıklığı kazanabilmemiz için aşılamamız gereken nüfus da artıyor.
Eski tip virüs için yüzde 60'ın aşılanmasının yeterli olacağı söyleniyordu, mutant virüse karşı sürü bağışıklığı için nüfusun yüzde 80'inin aşılanması gerekiyor.
Bu bilgileri, pandeminin başlamasından sonra yaptığı analizlerle "Koronavirüs'ün Nostradamus'u" diye ünü yayılan Tomas Pueyo'dan aktarıyorum.
Dileyenler, Pueyo'nun "Variants v. Vaccines" isimli makalesine internetten ulaşabilirler. Bu makaleden yapılmış derli toplu bir özet de İskender Öksüz'ün Karar'daki köşe yazısında var ki ben bu yazı vesilesiyle makaleden haberdar oldum.
Herkesin sıkılıp, bunaldığını, birçok işletmenin batma noktasında olduğunu, işsiz ve çaresiz insanlarımızın sayısının hızla arttığını elbette biliyorum.
Ancak hızlı normalleşme kararını vermeden önce iki kere düşünmek gerek.
Her türlü maddi hasarı tamir edebilmek mümkündür ancak giden canlar, geri gelmez.
Erdoğan yönetiminin acele etmesinin nedeninin, zor durumdaki esnafa ve işini kaybedenlere bir an önce bir kapı açmak isteği olduğunun da farkındayım.
Ancak Erdoğan yönetiminin, Türkiye'nin elindeki tüm imkanları bu insanlar için seferber etmediğinin de farkında olduğumu belirtmek isterim.
Hiçbir zaman kullanamayacağı bir silah sistemine "tiko para" 2 milyar 400 milyon dolar ödeyebilen bir ülke, önceliklerini iyi belirlerse, zor durumdaki her vatandaşını koruyabilir.
Bunu bilir, bunu söylerim.
* * *
Bu ülkede her şey bozulmak zorunda mı?
Teyit.org isimli bir internet sitesi var, bilmiyorum farkında mısınız?
Bu sitenin amacı, sosyal medyaya yansıyan şüpheli bilgileri ve medyaya yansıyan haberleri doğrulamak.
Bunu taahhüt ettiği için Facebook gibi kuruluşlar tarafından da ciddi bir bütçe ile destekleniyor.
Boğaziçi Üniversitesi'ndeki protesto gösterileri sırasında polis şiddetine maruz kalan öğrenci Şeyma Altundal, yerlerde sürüklenmiş, ters kelepçeyle gözaltına alınmış ve bu sırada düşürdüğü baş örtüsünü yeniden takmasına da polis engel olmuştu.
Bu iddialar üzerine Emniyet Genel Müdürlüğü de tersini iddia eden bir video yayınlamış, bu haber de iktidar medyası tarafından Altundal'a karşı linç operasyonunda kullanılmıştı.
Teyit.org, bu videonun gerçeği yansıtmadığını tespit edip, raporladı.
Ancak neden olduğunu bilmediğimiz şekilde, bu video üzerinden yalan haber yapan gazete, internet sitesi ve televizyonları raporlamadı.
Teyit.org'un editörünün açıklamasına göre paylaşım bölümü "elle" yapıldığı için raporda bu yayınlar yer almamış.
Oldukça tuhaf bir durum.
Her şey elektronik ortamda yürüyor ancak raporun bir bölümü "elle" yapılıyor.
Bana öyle geliyor ki bu işe de "iyi saatte olsunlar" karışmış.
İktidar medyasının, Facebook'ta engellenmesi ya da kısıtlanmasını istemeyen "bir gizli el, raporu ellemiş"!
Kötüye kullanılan iktidar gücünün, her şeyi bozacağının bir örneği de bu.
Ve öyle görünüyor ki bu iktidar gidene kadar, bu ülkede bozulmadık, çürütülmedik her hangi bir kurum kalmayacak.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.05.2025
4.04.2025
2.04.2025
6.03.2025
4.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
5.02.2025
20.11.2024