Mehmet Y. Yılmaz
Canan Kaftancıoğlu’nu hapse atmak için kurgulanmış tiyatro, bir mahkeme salonunda sergilendi ve sonuç: Toplam 9 yıl 8 ay, ertelemesiz hapis cezası!
Bu kararın temyiz aşamalarını geçemeyeceğini, Yargıtay, AYM ve AİHM içtihatlarına aykırı olduğunu söylemeye gerek yok.
O kararlar geldiği gün, bu kararı veren mahkeme heyetinin yüzlerini görmeyi çok isterim.
Ama bu imkânsız, göremeyeceğiz maalesef.
Cumartesi günleri, hafta sonudur diye eğlencelik şeyler yazmak istiyorum aslında.
Ama bugün Canan Kaftancıoğlu’nun mahkumiyetine neden olan bir Nazım Hikmet şiirini paylaşacağım sizlerle.
“Sen bu kavgada
bir nokta bile değil
bir küçük, eğri virgül, bir zavallı vesilesin.
Ben, kızabilir miyim sana?
Sen de bilirsin ki, benim âdetim değildir bir posta tatarına,
bir emir kuluna sövmek, efendisine kızıp uşağını dövmek”
***
Pazara bizler de buradayız, bekleriz!
Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği gerekçesiyle Canan Kaftancıoğlu 9 yıl 8 ay ertelemesiz hapis cezasına çarptırılırken, Recep Tayyip Erdoğan’a vaktiyle daha ağır hakaret ettiği için İçişleri Bakanı yapılan Süleyman Soylu pazar gününe randevu verdi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne kayyum atanıp atanmayacağı sorulunca, “Pazar sabahı açıklayacağım” dedi.
Pazar günü ne açıklayacağını göreceğiz.
İstanbul’daki büyük avantanın kesilmesinin bazı sonuçlarının olmasını elbette bekliyoruz.
Bunu kayyım atamaya kadar vardırabilecekler mi, orasını göreceğiz.
Türkiye, ağır bir faşizme doğru sürükleniyor.
Candan Kaftancıoğlu’na yargılama tiyatrosundan sonra kesilen ceza, Ekrem İmamoğlu için nelerin planlanmakta olduğunun ipuçlarını da veriyor.
İktidardaki heyet, gelecek seçimlerde artık orada olamayacağını iyice idrak etmiş durumda.
Onun için her türlü çılgınlığa kalkışabileceklerini, tıynetlerini göz önüne aldığımızda tahmin etmek zor değil.
Şiddete, baskıya hazırlıklı olmalıyız.
Demokrasi mücadelesi kolay bir mücadele değil.
Bu yol zorluklarla, acılarla dolu.
Ama kazanan her zaman demokrasi güçleri oldu.
Tarihe bakın: Hangi faşistten bugün “rahmetle” söz ediliyor.
Merak etmeyin, bugünün faşistleri de ileride, geçmişin faşistlerinden daha farklı anılmayacaklar.
***
“Kapıları açarım” şantajı işe yaramaz
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AB ülkelerini, İdlib konusunda bir şeyler yapmaları için uyarırken “olmadı kapıları açarız” dedi.
“Ya destek verecekseniz verin, vermezseniz kusura bakmayın. Bir yere kadar katlandık, katlanıyoruz. Bu yükü sadece biz mi çekeceğiz?” diye konuştu.
Erdoğan, Türkiye’nin 3 milyon 650 bin Suriyeli sığınmacı için 8 yılda 40 milyar dolar harcadığını söylüyor ve AB’den 3 milyar Euro gibi bir destek geldiğini açıklıyor.
Avrupa Komisyonu Sözcüsü Natacha Bertaud ise 6 milyar Euro’luk yardım paketinin 5,6 milyarının Türkiye’ye aktarıldığını söylüyor.
Hangisinin doğru söylediğini bilemem, bunun o kadar önemi de yok zaten.
Dikkatinizi çekeceğim şey şu:
Türkiye, AB ile bir geri kabul anlaşması imzaladı. Türkiye’den, AB topraklarına yasa dışı yollarla geçen her bir sığınmacıyı geri almak zorundayız.
O vakit bu anlaşmayı imzalarken Türkiye’nin başka bazı koşulları da yerine getirerek vizenin kaldırılması söz konusuydu.
Erdoğan, muhalif olan herkesi terörist diye hapse atmak tutkusundan vazgeçemediği için Türkiye üzerine düşeni yapamadı, vize kalkmadı.
Şimdi bu anlaşmayı askıya almakla mı tehdit ediyoruz AB’yi?
Öte yandan “sınırları açarım” ne demek?
Evet, buradan gitsinler diye sınırları açabilirsiniz de öteki devletlerin sınırlarını açıp, giden herkesi buyur edeceğini nereden çıkarıyorsunuz?
İki sınır arasındaki bölgede yüz binlerce insanın perişan olmasından, insanlık dramları yaşanmasından sorumlu olmak mı istiyorsunuz?
Uluslararası ilişkiler böyle akla ilk gelen şeyi söyleyerek yürütülmez. Hele şantajla hiç!
Erdoğan “bu yükü sadece biz mi çekeceğiz” diye de soruyor.
Öyle görünüyor ki bir tek biz çekeceğiz.
Merkel’in Şam’daki kilisede dua etme hayali yoktu mesela.
Atasözü eskidir ama hep böyle olur: Domuzu, vurana sürütürler!
İdeolojik saplantılarınız yüzünden, elli yılda, yüz yılda çözülemeyecek bir soruna sebep oldunuz.
Türkiye, sekiz yılda 40 milyar doları, mesela eğitime harcasaydı bugün gelecek ile ilgili bambaşka umutlarımız olabilirdi.
40 milyar doları deyim yerindeyse kibrit çakıp yaktınız ve bu bununla da kalmayacak çünkü o insanların çok büyük bölümü buradan bir yere gitmeyecek.
Sorunu siz yarattınız, siz çözmek zorundasınız.
Çözemeyeceğinizi görüyoruz, bari bir kere olsun yanıldığınızı kabul edin de millet sizi affedip etmeyeceğine kendisi karar versin.
Yazarlar
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2025
26.06.2025
23.06.2025
12.05.2025
4.04.2025
2.04.2025
6.03.2025
4.03.2025
28.02.2025
20.02.2025