Mehmet Y. Yılmaz
Geçtiğimiz Cumartesi günü yayımlanan Resmi Gazete'deki 2021 / 6 Numaralı Cumhurbaşkanlığı Genelgesine göre, 2021 yılı "Mehmet Akif ve İstiklal Marşı Yılı" olacak.
Geçen yılın sonunda çıkarılan bir torba kanunun içine atılan bir madde ile İstiklal Marşı'nın kabulünün 100. yılı nedeniyle 2021 yılı zaten İstiklal Marşı Yılı olarak ilan edilmişti.
Genelge, bu kanunun gereklerinin yerine getirilmesi için kamu kuruluşlarına düşen görevleri hatırlatıyor.
Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2021 yılı için kafasının bir miktar karışık olduğunu da kabul etmemiz gerekiyor.
Çünkü, 30 Ocak 2021 günü yayımlanan 2021 / 1 Numaralı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi, 2021 yılını "Yunus Emre ve Türkçe Yılı" olarak ilan etmiş bulunuyordu.
Ve sanıyorum bu genelgeye imza atmak, Recep Tayyip Erdoğan'ın o kadar çok hoşuna gitmiş olmalıydı ki genelgelerin ardı arkası kesilmedi.
12 Şubat 2021 günü yayımlanan genelgede, bu yılın 2021 Hacı Bektaş Veli Yılı olarak kutlanması emrediliyordu.
Kamu kurum ve kuruluşları yıl boyunca düzenleyecekleri etkinliklerle Hacı Bektaş Veli'nin düşüncelerinin gelecek kuşaklara aktarılması ve daha iyi anlaşılması için çaba göstereceklerdi.
Bu genelgenin yayımlandığı Resmi Gazete'nin daha mürekkebi kurumamıştı ki bu kez 20 Şubat 2021 günü yayınlanan bir genelgeyle 2021 Ahi Evran Yılı olarak ilan edildi.
Böylece iki aylık bir süre içinde 2021 yılı dört değişik isim kazanmış oldu.
Yani yeni bir genelge yayımlanana kadar 2021 yılı şöyle anılacak: 2021 Yunus Emre, Türkçe, Hacı Bektaşi Veli, Ahi Evran, Mehmet Akif ve İstiklal Marşı Yılı!
Siz bu yazıyı okurken 2021 yılının bitmesine 298 gün kalmış olacak.
Acaba yıl bitene kadar böyle genelgelerden kaç tane daha yayımlanacak?
Belli ki Erdoğan, önüne ne getirilirse imzayı basıyor, içinde ne yazdığını okumuyor bile.
Okumayı sevmediğini biliyoruz ama hiç olmazsa imzaladığı kağıdın üzerinde ne yazıldığını sormuş olsaydı, "kardeşim bir yıla kaç tane böyle yıl sığdıracağız" dilebilirdi.
Demek ki imzaladığı kağıtlarda ne yazıldığını bile merak etmiyormuş.
* * *
Sorumluluğu vatandaşa yıkma çabası
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, güncel Koronovirüs haritasını paylaştı ve gördük ki 1 Mart'ta başlayan "normalleşme" girişiminin sonucu, hasta sayılarının "korkutucu" artışı olmuş.
Bakan, "yüksek riskli illerimiz risklerini düşürmek için daha tedbirli olmalı. Normalleşme kontrollü gerçekleşmeli" de diyor.
AKP iktidarının ilk gününden bu yana en iyi yaptığı iş zaten bu: İşler kötü gittiği zaman bir muhalefet partisi gibi davranmak!
Sanki ülkeyi yöneten kendileri değil de bir başkasıymış gibi, sorumluluktan sıyrılıvermek!
Ekonomiyi kötü yönetmelerinin bir sonucu olarak Türkiye, salgından etkilenen vatandaşlarına en az yardım yapan ülkelerden biri oldu.
Kullanamayacaklarını ilk günden beri söylediğimiz bir füze sistemine 2,5 milyar doları gözlerini kırpmadan verdiler ama zor durumdaki vatandaşlarına, küçük işletmelere hayali yardımlardan ve vaatlerden başka bir şey veremediler.
Salgının ikinci dalgası daha etkisini sürdürür ve mutant virüsün daha hızlı yayıldığı gerçeği açıkça ortaya çıkmışken 1 Mart'ta "kısmi normalleşme" planını açıklamalarının nedeni budur.
Adına Bilim Kurulu denilen kurul, artık nasıl bir bilimsel bilgiyi değerlendirdiyse buna sesini çıkarmadı.
Çıkardıysa da Sağlık Bakanı bunu Saray'a iletmedi. İlettiyse de Erdoğan, bu bilgiyi ciddiye almadı.
Kimse de Erdoğan'a yaptığının büyük bir hata olduğunu söylemeye cesaret edemediği için Türkiye, hastalığı daha kontrol altına almayı başaramadan yeniden "açıldı".
Hastalığın yoğun olarak görüldüğü illeri kağıt üzerinde kırmızıya, turuncuya boyadılar ama gerçek hayatta iller arasındaki yolculukları kısıtlamayı da hiç düşünmediler.
"Kontrollü normalleşme" adını verdikleri politikayı uygulamaya sokarken de kontrolü vatandaşlardan beklediler.
Dünyanın neresinde olursa olsun, böyle bir durumda sorumluluğu üstlenmesi gereken, kontrolü sağlaması gereken devletlerdir.
Bizimkiler bu işi yönetemeyeceklerini baştan bildikleri için sorumluluğu da vatandaşın üzerine yıktılar.
Şimdi de bunun sefasını sürüyorlar: Vatandaşlar tedbirsiz davrandığı için hastalık yayılıyor!
Onların hiçbir sorumluluğu yokmuş gibi önümüzdeki günler boyunca hep bu aynı nutku dinleyeceğiz: Sorumlu davranalım, kontrolü elden bırakmayalım!
Bir kere de sorumluluklarınıza kendiniz sahip olsanız, başkalarını suçlamaktan vazgeçip, görevlerinizin gereklerini yerine getirmeyi deneseniz, nasıl olur acaba?
* * *
Uzaya dua ederek çıkacağız
Milli Eğitim Bakanlığı'nın 20 bin sözleşmeli öğretmen alımı ile ilgili kontenjanlar açıklandı.
Buna göre bu yıl içinde 1805 din dersi öğretmeni işe alınacak.
Fizik, kimya, biyoloji, matematik gibi temel bilimler dallarında işe alınacak öğretmenlerin toplam sayısı ise 1834!
AKP iktidarı, eğitimi İslami temellere dayandırma politikasında tam gaz devam ediyor.
Bir yandan Fen ve Anadolu liselerinden daha çok sayıda imam hatip lisesi açılıyor, diğer yandan da Milli Eğitim kadrolarını "ilahiyatlaştırmak için" din dersi öğretmeni alımına hız veriliyor.
Bu aynı zamanda Milli Eğitim'i AKP'nin arka bahçesi haline getirme planının da bir parçası.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.05.2025
4.04.2025
2.04.2025
6.03.2025
4.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
5.02.2025
20.11.2024