Mehmet Y. Yılmaz
Evrensel gazetesi yazarı Ender İmrek, dün Emine Erdoğan’a hakaret ettiği gerekçesiyle hakim karşısındaydı.
İmrek, geçtiğimiz yıl bu vakitlerde Tokyo’daki G – 20 zirvesinde çekilen bir fotoğraf ile ilgili bir yorum yazmıştı.
Bu fotoğrafta Emine Hanım kolundaki, 50 bin dolar değerinde siyah bir Hermes çanta ile görüntülenmişti.
"Siyah çanta" diyerek geçemeyeceğim, çünkü böyle bir çanta her türlü övgüyü hak eden, özel bir çantadır.
* En başta gelen özelliği, bu çantanın ilk örneğinin Monaco Prensesi ve film oyuncusu Grace Kelly için üretilmiş olmasıdır. "Kelly bag" olarak bilinir, o serinin de en pahalı örneğidir.
* Bu çanta "limited edition"! Yani sınırlı sayıda üretilmiş. Bunun nedeninin fiyatı olduğunu tahmin edebilirsiniz. Böyle bir çantayı kaç kişi alabilir ki seri üretimi yapılsın?
Böyle olduğu için de "koleksiyon parçası" muamelesi de görüyor, ikinci elde, üçüncü elde bile değerlendirilebiliyor.
* Emine Hanım’ın kolundaki çanta krokodil derisi. Yani bildiğiniz timsah derisi ama moda alemi krokodil demeyi tercih ediyor, belki daha havalı oluyor diye. Fiyatı arttıran hususlardan biri bu.
* Kilit mekanizması ve metal aksesuarları altın kaplama.
* Ve bütün bunları bir araya getiren de Hermes markası!
Ağzında altın kaşık ile doğanlar için tasarlanmış aslında ama kurban olduğum rabbim, bir tanesini Emine Hanım’a da nasip etmiş.
Hediye olduğunu düşünmüyorum.
Hediye olsaydı, kanunen hediyenin değeri ve kim tarafından verildiği bildirilip, kayda geçirilmiş ve Hazine’ye teslim edilmiş olurdu.
Gerçi bizim yetkililerimiz bu kanuna uymayı genellikle ihmal ederler ama sanmıyorum ki Emine Hanım buna tenezzül etsin!
Belli ki küçük tasarruflar bir araya gelmiş ve itibardan tasarruf olmaz denilerek paraya kıyılmış.
Kim bilir, bizim mahalledeki kadınların altın günleri gibi AKP’li kadınların da çanta günleri vardır. Belki!
Tesadüf bu ya, Emine Hanım’ın geçtiğimiz yılın haziran ayında bu çanta ile görüntülendiği günlerde, Canan Kaftancıoğlu da yargıç karşısına çıkarılmış.
Ve yine tesadüfe bakın ki Canan Hanım’ın 9 yıl 8 ay 20 günlük cezası geçen gün onaylandı.
Ve yine tesadüfe bakın ki Emine Hanım’ın çantasını yazan gazeteci de dün hakim karşısındaydı.
Belli ki savcıya, "bu adamı içeri tıkın" talimatı verilmiş, o da şöyle bir suç yaratmış:
"Emine Erdoğan’a güzel vasıflar atfetmeyerek hakaret!"
Gülsem ayıp kaçacak, ağlasam ne faydası var?
Dün, mahkemeye çıkarılan gazeteciler arasında Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Hülya Kılınç, Ferhat Çelik, Aydın Keser, Murat Ağırel ve Akhisar Belediyesi Basın Birimi görevlisi E.E. de vardı.
Herkesin Cumhurbaşkanı’ndan öğrendiğini yazdılar diye!
Bütün bu davaların gerekçesi aslında şu: Suyumu bulandırıyorsun!
Öyle söyleyemedikleri için gazetecilerin kimisini casus yapıyorlar, kimisini hain, kimisini "güzel vasıfları görme engelli"!
Hep söylediğim gibi, otokrasilerde bu tür davalar açılır ki diğerleri kendilerine çeki düzen versin!
"Atacaksın üç tanesini içeri, gör bak yapıyorlar mı" şeklinde gelişen kahvehane muhabbetinin, bin odalı Saray versiyonu budur.
Basının özgürce faaliyet göstermesi, otoriter rejimler için en büyük tehlikedir.
Basın özgür olursa, halkı kandırmak, uyutmak, karışık işleri gözlerden kaçırmak o kadar kolay olmaz.
İktidar elitinin ani zenginleşmesini "tutumlu bir ev yaşantısına" bağlamak mümkün olmaz ki en büyük tehlike budur.
Ağızlar öyle bir açılır ki, büzecek iplik yetmez.
Onun için otoriter rejimlerin önceliklerinden biri de ağızların açılmasını en başından engellemektir.
Ama ne yaparsan yap, bu gazeteci milleti de bir yerden başını çıkarıverir.
İçeriye üç tane değil, 300 tane de atsan sonuç değişmez.
* * *
Bu okul kaça alındı?
Türkiye Diyanet Vakfı’na (TDV) ait Komaş A.Ş., Nakşibendi Şeyhi Mahmut Hoca’nın kurduğu bir okulu satın aldı.
Vakıf, kendisini "insanlığın hizmetinde olma gayesiyle çalışan bir iyilik hareketi" olarak tanımlıyor.
Ve belli ki bu iyilikten yararlanma sırası, Nakşibendi tarikatının batık okuluna gelmiş.
TDV’nin kendisini anlattığı internet sayfasında şöyle bir cümle var:
"Vakıf geleneği, İslam medeniyetinin insanlığa bir hediyesidir."
Doğru ancak eksik bir tanım.
Hazreti Ömer, Peygamber’in de onayıyla bir bahçesinin gelirini yoksullar için harcanmak üzere bağışladığında bugün "vakıf" dediğimiz kurumların temelini atmıştı.
Bu işin sırrı, kişilerin ya da ailelerin, kendilerine ait nakdi ya da ayni varlıkları vakfetmesidir.
Bizdeki gibi el kesesinden vakıf olmaz.
TDV, kimin parasını harcar sorusuna geliyoruz.
Elbette bir hayırsever destekçi grubu vardır. Sonrası?
Sonrası kamu kaynaklarıdır. Doğrudan ya da dolaylı olarak vakfa aktarılan kamu kaynakları.
Yani esasen, kamu kurumlarınca gerçekleştirerek geliri Hazine’ye girmesi gereken bazı işlerin, TDV ve bağlı şirketlerince yapılıp, karının kullanılması işidir ki buna vakıf diyemeyiz.
Hazreti Ömer tabii bu yaptığınız işe kendi başlattığı geleneği kılıf yapmanıza karşı bir şey yapabilecek durumda değil.
Ama hiç olmazsa onun gibi davranmaya çalışabilirsiniz.
Bu da hesap verebilir olmakla ilgilidir. Eylem ve işlemlerinin herkesin gözünün önünde cereyan etmesi yani şeffaflık ve hesap verebilirlik!
Onun için bu özel okuldan başlayalım mesela.
Kaça alındı, kim aracılık etti, fiyatı kim tespit etti, daha ucuza alınabilir miydi, benzeri okullar kaça satılıyor?
Biliyorum kulağınızın üstüne yatıp, bana yanıt vermeyeceksiniz.
Ben insanlığın faydasına olsun, sizlere iyiliğim dokunsun diye soruyorum.
* * *
Muhalif kanallara baskı
Bilmiyorum farkında mısınız? Halk TV, Deniz Baykal tarafından İngiltere’de yaşayan bir Türk iş adamına satıldı.
Bu televizyonun mülkiyeti Deniz Bey’e nasıl geçti, satış bedelini kim tahsil etti, bilmiyorum.
Bildiğimiz, Cafer Mahiroğlu isimli işadamının satın aldığı ve işlemlerin eniştesi adına yapıldığı.
Bu tür alım – satımlarda şeffaflık önemlidir ve Halk TV gibi bir kurumun buna özen göstermesini beklememiz gerekir.
Bununla ilgili bir açıklamaları olursa, bana yollayabilirler.
Dikkatinizi çekmek istediğim konu, bugün Türkiye’ye hakim olan yönetim zihniyetinin nasıl çalıştığı.
Havuz gazetesinin yazarından öğreniyoruz ki MASAK bu alış verişi mercek altına almış, inceliyormuş.
Burhan Bey’in, uyuşturucu taciri ile parasal ilişkisini araştırmayan MASAK, gözünü bir muhalif televizyon kanalına dikmiş belli ki!
Bununla da kalmamış, Mahiroğlu’nun İstanbul’da kardeşleriyle ortak olduğu Özdemir Üç Tekstil’de de vergi uzmanları denetime başlamışlar.
Muhalif kanalları satın almaya niyetli iş adamlarına göz dağı olmak üzere sıkı bir vergi cezası da keserlerse hiç şaşırmayın derim.
Zamanında Aydın Doğan’a ibret – i iş alemi olsun diye kesilen 1 milyar dolarlık vergi cezasını hatırlayalım.
Belli ki Fethullahçıların o yıllardaki taktikleri, bunlara miras kalmış.
Ana akım medyanın tümünün sahiplik yapısını, kamu kaynaklarıyla finanse ederek değiştirdiler ama bu hâl'a onlara yetmiyor.
İstiyorlar ki başkası bu işlere girmesin.
Girmeye cesaret edeni de vergi denetimiyle, MASAK soruşturmalarıyla korkutmak peşindeler.
İktidara gelirken "manşetlerle çarpıştıklarını" söylüyorlardı.
Giderken de "manşet ata ata" gidecekler gibi görünüyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.05.2025
4.04.2025
2.04.2025
6.03.2025
4.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
5.02.2025
20.11.2024