Mehmet Y. Yılmaz
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz hafta Paris’e gitti.
Orada demokratik dünya kamuoyunun duymaktan hoşlanacağı şeyler söyledi.
AB hedefinden bahsetti, çoğulculuktan filan dem vurdu.
Sonra memlekete yeni dönmüştü ki bizler gibi o da sabahın kör vaktinde polisin bir operasyon yaptığı haberini duydu.
Osman Kavala’yı bir yıldır iddianamesini yazmadan hapiste tutan savcılık, dosyayı genişletiyordu.
Bütün bunların Erdoğan’ın haberi olmadan yapılması mümkün mü?
Bilemiyorum. Bana pek mümkün gelmiyor, Adliye artık ondan habersiz su içmeye bile gidemez.
Ama su içmeye gidemiyor olsalar bile HSYK bir büyüklük yapıp, hepsini yeniden bir kurstan geçirse iyi olur.
Buyurun, son operasyon gerekçeleri arasında saydıklarına bakın:
“Kavala ile hiyerarşik bir düzen içerisinde, Gezi Parkı olaylarını derinleştirmek ve yaygınlaştırmak için Anadolu Kültür AŞ’ye ait Depo isimli yerde toplantılar düzenlendiği ve sivil itaatsizlik, şiddetsiz eylem başlıkları altında Gezi Parkı olaylarının devamlılığını sağlamak için yurtdışından aktivizm eğiticileri, kolaylaştırıcılar ve duran adam, piyano çalan adam, kırmızılı kadın gibi profesyonel eylemciler getirttikleri, yeni medya oluşturma faaliyetleri içerisine girerek Gezi Parkı sürecinin devamı ve yaşanması muhtemel Gezi benzeri olaylara ilişkin kendi medyaları üzerinden gündem oluşturulmasını hedefledikleri, Kavala’nın Avrupa’da birçok kurum ve kişiyle görüşerek, Gezi Parkı olaylarında gündeme gelen biber gazının Türkiye’ye ithalinin durdurularak yasaklanması için çalışmalar yaptığı!”
“Bu iddialar ile operasyon düğmesine basanlar yeniden eğitime alınsınlar” dememin nedenini anlamış olmalısınız.
Anayasa’sı ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni (AİHS) bir üst hukuk normu kabul eden, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) yargı yetkisini kabul eden, bu mahkemenin kararlarını üst mahkeme kararı olarak uygulayan bir ülkede, bir savcı bunu yazabiliyorsa, ona söylenecek şeyi ben söylememeliyim.
Burada görev HSYK Başkan Vekili adaşıma düşüyor, onun söylemesi daha uygun olur.
Ama ben burada okuyucularım için kısa açıklamalar yapabilirim, buyurun birlikte bakalım...
İddia: Gezi Parkı olaylarını derinleştirmek ve yaygınlaştırmak istemeleri:
AİHS, yurttaşların barışçıl amaçlar için toplanmalarını, gösteri yapmalarını bir temel insan hakkı olarak kabul ediyor. (11. Madde)
AİHM kararları da toplantı ve protesto gösterisi yapmanın, göstericiler şiddete yönelmedikleri sürece serbest olduğuna, bu hakkın kısıtlanamayacağına yönelik.
Türkiye’nin bu nedenle aldığı mahkumiyetler bir araya getirilse, kitap bile olabilir.
Bu nedenle Gezi Parkı protestolarında hukuk dışına çıkan göstericiler değil, olaya müdahale eden idare ve polislerdir.
Soruşturulacak birileri varsa bu emirleri verenler ve uygulayanlar olmalıdır.
İddia: Sivil itaatsizlik ve şiddetsiz eylem için hazırlıklar yapmak
Medeni dünyanın herhangi bir ülkesinde bir savcıya gidip “şiddetsiz eylem için hazırlık yapıyorlar, içeri alalım mı” diyen polis, önce bir psikolojik testten geçirilir, sonra tedavi amacıyla bir süre zorunlu izne ayrılır.
Sadece AİHS hükümleri ve AİHM kararları değil, TC Anayasa’sı da, Yargıtay kararları da böyle bir şeyin suç olamayacağını açıkça belirtiyor.
Şiddetsiz eylem, bir suç olmanın ötesinde isteyenin, istediği zaman, istediği yerde kullanabileceği, AİHS ve TC Anayasası tarafından teminat altına alınmış bir haktır.
'Sivil itaatsizlik' kavramı, bir hukuk kuralını şiddete yönelmeden ihlal etmektir. Bireysel bir eylemdir ve söz konusu hukuk kuralını ihlal etmenin yasal cezai sonuçları varsa ona katlanma iradesini de içerir.
Askere gitmeyi reddetmek gibi!
Şiddet yoktur, ama bu nedenle hapse girebilirsiniz. Bu eylemi yaparsanız, bunu göze alıyorsunuz demektir.
Ortada takip edilecek bir suç olması için önce eylemin gerçekleşmesi gerekir.
Askere gitmemeyi düşünebilirim ama askerlik şubesinin çağrısını açıkça reddetmediğim sürece de ortada suç filan yoktur.
Bu operasyon ile gözaltına alınan ve soruşturulan kişilerin bu nedenle suçlanamayacak olmaları bundan ileri gelir. Ortada işlenmiş bir suç yok çünkü.
İddia: 'Duran Adam-Kırmızılı Kadın-Piyano Çalan Adam' suç işlediler
Bu iddiayı basın açıklamasına koyan her kimse yazarken eminim tebessüm de etmiştir.
Ayakta durup bir yere öylece bakmak suç değildir. Amacı ne olursa olsun. Trafiği filan aksatıyorsa da polisin yapması gereken ona engel olmakla yetinmektir.
Piyano çalmak da öyle!
Kırmızılı Kadın ise zaten olayların faili değil, kurbanıdır: Gözünün içine doğrudan gaz sıkılmış bir kurbandır.
Fethullahçı çetenin bazı mensupları bu nedenle yargılanmadı mı?
İddia: “Türkiye’ye biber gazı satmayın” dediler
Bunu kime hangi ortamda söylemişler bilemiyorum. Ama böyle bir suç olmaz. Birincisi belli ki söyledilerse bile dinleyen olmamış, maşallah biber gazı stokları bitmek bilmiyor. İkincisi biber gazı kullanmak, hele barışçıl bir gösteriyi dağıtmak için kullanılıyorsa en azından “kötü muamele” suçunu oluşturur ki bununla mücadele etmek de bir haktır, suç değildir.
İddia: Gezi Protestoları hükümeti yıkmaya yönelik bir eylemdir
Hayır, böyle değildir. Bununla ilgili mahkeme kararı bile var. Mahkum edilenler bu suçtan değil, daha sonra AİHM’den beraat kararı alabilecekleri suçlardan mahkum edildiler ve cezanın açıklanması ertelendi ki olay üst mahkemelere gidemesin!
Bir iddia da benden: Fethullahçı parmağı incelensin
Gezi protestoları, Gezi Parkı’nda ağaçlar kesilmesin diye direnen bir avuç çevreciye karşı aşırı güç kullanmanın toplumda yarattığı infial ile büyüdü.
Bunda Fethullahçı polislerin parmağının olduğu da bir sır değil.
Mülkiye başmüfettişleri Kamil İlhan, Anıl Cengiz Üzgün ve İlyas Burunak ile Polis Başmüfettişi İlhan Kara’nın bu konuda yazdıkları rapor devletin arşivlerinde duruyor.
Ben bile biliyorum da savcılar mı bilmiyor bunu?
Protestoların ilerleyen günlerinde, barışçıl protesto eyleminin goşist bazı gruplarca deyim yerindeyse 'çalındığı' da bir sır değil.
Nitekim bu grupların boy göstermesinin ardından büyüt kitle Taksim’den çekildi. Ortalık Fethullahçı polisler ile goşist gruplara kaldı.
Şunu merak ediyorum: MİT ve Emniyet’teki Fethullahçı çete mensupları, bu grupları kullanıyorlar mıydı? Bu araştırılmadı. Neden?
Sonuç olarak:
Bu iddialar ile sabahın köründe insanların evini basmak, aramak her şeyden önce operasyonun kötü niyetini ortaya koyuyor.
Bu insanların yerleri, yurtları belli, savcılık bir haber gönderse gider ifadelerini verirlerdi.
Ama evleri basıldı. Bu iki amaçla yapılıyor: Birincisi operasyona hedef alınanları korkutmak, sindirmek ve aşağılamak!
İkincisi ise Türkiye’de hâlâ demokrasi olduğunu vehmederek bazı şeyleri protesto etmeyi düşünebilecek olanlara gözdağı vermek, sindirmek, pasif bir toplum yaratmak.
Bu demokrasilerde söz konusu olabilecek bir durum değildir.
Cumhurbaşkanı’nın AB üyeliğinden söz ettiği günün ertesinde bunu yapıyorsanız mesajınız kime: Cumhurbaşkanı’na mı, onun söylediği sözlere inanmaya eğilimi olan yerli ve yabancı kamuoyuna mı?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.05.2025
4.04.2025
2.04.2025
6.03.2025
4.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
5.02.2025
20.11.2024