Mehmet Y. Yılmaz
Hatırlıyor musunuz, bilmiyorum. Üzerinden çok zaman geçmedi, topu topu iki hafta!
İki hafta önce son bağımsız Türk devleti ciddi bir beka sorunu yaşıyordu.
Hatay bile tehlikedeydi. Sadece Hatay da değil. Bayrak, ezan aklınıza gelen bütün kutsallarımız bir anda elimizden uçacak durumdaydı.
AKP Genel Başkanı, partililerini karşısına toplamış, şunu söylüyordu:
"Türkiye'nin Suriye’de yürüttüğü mücadelenin vatan topraklarımızı ve özgürlüğümüzü koruma, bayrağımızı ve ezanımızı yaşatma, geleceğimize sahip çıkma mücadelesi olduğunu bir kez daha teyit etmiş bulunuyoruz."
Şimdi öyle görünüyor ki böyle bir tehlike yok!
Cumhurbaşkanı da, Milli Savunma Bakanı da bu konuda ağızlarını açmıyorlar.
Esad’ın ordusu tarafından kuşatılan 6 gözlem noktamızdaki askerlerimizin etrafındaki kuşatma da aynen devam ediyor.
Ve öyle görünüyor ki 15 gün önceki tezimizden de tamamen vaz geçmiş durumdayız. Cumhurbaşkanı ne diyordu:
"Talebimiz, rejimin gözlem noktalarımızın gerisine çekilmesidir. Gereği neyse bu gözetleme, gözlem kulelerimizi bu defa kuşatmalardan öyle veya böyle bu ay sonuna kadar kurtarmanın planlaması içindeyiz."
Ve nihayet dün Moskova’da, Putin ile varılan anlaşma uyarınca yapılması planlanan askeri devriye de gerçekleştirildi.
Bildiğiniz gibi karayolunun kuzeyini Türkiye, güneyini ise Rusya cihatçı teröristlerden temizleyecek, ellerinden silahlarını alacak vs.
Bu grupların silahsızlandırılmasının çatışmasız olabilmesi mümkün görünmüyor.
Zaten onlar da Moskova mutabakatını tanımadıklarını açıkça söylüyorlar.
Peki şimdi askerlerimiz bir de bu cihatçı teröristler ile mi savaşmak zorunda kalacaklar?
Yoksa amacımız yine "şimdilik durumu idare etmek" mi?
Peki bu kez bu işi Rus ve Esad ordusu birlikte yapmaya karar verirse ne olacak?
"Köylü kurnazlığı" ile durumu ne kadar idare edebileceğiz?
Gördüğünüz gibi hesap hâlâ açık olarak ortada duruyor: 36 askerimizi, göz göre göre ölüme göndermeye değdi mi?
Askerlerimiz niye öldüler? Türkiye, askerlerimizin canları pahasına ne elde etti?
* * *
Yasa dışı çocuk ticaretine benziyor
AB Komisyonu Başkanı, AB üyelerinden Yunanistan’daki göçmen kamplarında kalan çocuklar için yardım istedi.
Bunun üzerine Fransa, Portekiz, Lüksemburg, Finlandiya ve Almanya refakatçisi olmayan 14 yaşın altındaki çocukları sığınmacı olarak kabul edeceğini açıkladı.
Alman hükümetinin yaptığı açıklamaya göre, ilk etapta Yunan adalarındaki kamplarda bulunan ve refakatçisi olmayan 1500 çocuk kabul edilecek.
Öncelik, tedaviye ihtiyaç duyan çocuklar ile kız çocuklarında olacak.
İlk bakışta insan mutlu oluyor tabii. Anasız babasız ortada kalmış, küçük çocuklar bu "hayırsever" ülkelerde kendilerine bir gelecek bulacaklar diye!
Gerçekten öyle mi?
Bu kabulde açık bir ırkçılık kokusu var.
Bu, "sığınmacı alırım ama bunları asimile ederek, kendi kökenlerini unutturabileceğim çocuklar arasından seçerim" anlamına geliyor.
Kız çocuklarına pozitif ayrımcılık yapılıyormuş görüntüsü altında hedeflenen de bu.
Sığınmacı çocuklara kendi kökenlerini, dillerini, dinlerini unutturarak asimile etmek kusura bakmayın ama hiç de hayırsever bir tutum sayılmaz.
Kamplarda refakatçisi olmayan çocuklar varsa, onlara çoktan vasi tayin edilmiş olmalıydı.
Bu yasal vasiler seçilirken çocuğun yakın – uzak akrabaları araştırılmalı, onlar da yoksa kendine en yakın topluluk mensuplarından biri vasi seçilmeliydi.
Yasal vasilerinden koparılarak, bir başka ülke tarafından mülteci kabul edilecek çocuklar, aslında çalınmış çocuklar olarak değerlendirilmelidir.
Bunun yasa dışı çocuk ticaretinden bir farkının olmadığını söylemek isterim.
* * *
Çocukların kayıplarını kim karşılayacak?
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, 2020 – 2021 öğretim yılından itibaren orta okul ve liselerde sınıf tekrarının yeniden başlayacağını söyledi.
Bakanın "sınıf tekrarının başlatılması" dediği şey, başarısız öğrencilerin aynı sınıfta bir yıl daha okumaları, kısacası sınıfta kalmak demek.
Bakan Selçuk’un bu açıklaması, İdlib savaşı gürültüsüne gitmişti.
Bakan bu kararın gerekçesini şöyle açıklamıştı:
"Dört işlemi bilmeden lise bitiriliyor. Eğitimde kalitenin daha da düşmemesi için bu sisteme son veriyoruz."
Sınıf tekrarı ilkokul dahil orta öğretim kurumlarından kaldırıldığında iktidarda "cehape zihniyeti" yoktu.
AKP iktidardaydı, 2012 yılıydı ve bu yaptıkları da "eğitimde büyük reform" havalarıyla bizlere sunulmuştu.
O günlerde de bu kararın eğitimde kalite düşmesine neden olacağı uyarıları yapılmıştı ama dinleyen kim?
Aradan geçen 8 yıldan sonra bu işten anlayanların haklı olduğu ortaya çıktı.
Peki bu sekiz yılda, uzmanlık küçümsenerek verilen kararlar nedeniyle doğru dürüst eğitim alamayan çocukların kaybettiklerini kim karşılayacak?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.05.2025
4.04.2025
2.04.2025
6.03.2025
4.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
5.02.2025
20.11.2024