Mehmet Y. Yılmaz
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bu akılları birileri mi veriyor, yoksa bir gün oturduğu yerde kendisi mi buluyor, bilemiyorum.
Birileri veriyorsa, aman diyeyim, onlardan uzak dursun.
Çünkü "politika" diye ortaya attığı şeyin genellikle iler tutar tarafı olmuyor.
Alalım Fransız mallarına boykot meselesini!
Şöyle konuştu, hatırlarsınız:
"Nasıl ki Fransa'da Türk markalı mal satın alınmayın diyorsa ben de şimdi buradan milletime sesleniyorum, sakın Fransız markalarını satın almayın."
Ancak Fransa'da böyle bir çağrı yapan da olmamıştı.
Bunu Cumhurbaşkanı'na hangi yetkili / danışman vs. söyledi? Bence bu adamı bulup, izini sürsün, bakalım nereye çıkacak?
İşin ilginci Türk mallarına alenen boykot çağrısı yapan Suudiler için ağzını açıp da bir kelime etmemişti.
Bunu da merak ettiğimi söyleyeyim, ama konumuz bu değil zaten.
Fransa'nın Türkiye'ye yaptığı ihracat, 2011 yılından bu yana her yıl azalmış zaten. 8 yıl içinde 3 milyar dolar azalıp, 6,7 milyar dolara kadar inmiş.
Ve bu rakam, Fransa'nın toplam ihracatının yüzde 1,27'sine ancak ulaşıyor. Yani Fransa için devede kulak.
Fransa, Türkiye'nin ihracat yaptığı ülkeler içinde 7'nci sırada. Geçen yıl onlara 7,9 milyar dolarlık mal satmışız. İki yıldır, sattığımız, aldığımızdan fazla. Geçen yıl 1 milyar 200 milyon dolar fazla mal satmışız.
Yani Fransa, Türkiye'nin en iyi müşterileri sıralamasında başta geliyor!
Karşılıklı boykot ilan etmekten kim zararlı çıkar? Aritmetik biliyorsa, sorunun yanıtı basit.
Öte yandan Fransa'dan satın aldığımız ürünlerin küçük bir bölümü tüketici ürünü.
Yani tüketicilere boykot çağrısı anlamsız, çünkü Fransa'nın esas müşterileri TC devleti ve sanayicilerimiz: Demir, çelik, optik, plastik, uçak, kimyasallar, kauçuk gibi.
Bunları boykot ederseniz sanayi üretiminizi de olumsuz etkileyebilecek mallar.
Ne dersiniz, haksız mıyım, Cumhurbaşkanı'na bu akılları kim veriyor diye sormakta?
Benim 15 dakikalık bir internet çalışmasıyla ulaştığım rakamlar bunlar. Bir danışmanı www.tradingeconomics.com sitesine girse bu rakamlara ulaşabilirdi.
Ama böyle bir dertleri yok gibi görünüyor.
Çünkü biliyorlar ki Cumhurbaşkanı'nın ihtiyacı meydanlarda nutuk atmak, zaten coşmaya hazır partililerini coşturmak.
Onun için ne söylediğinin bir önemi yok.
Anlatacak güzel şeyler olmayınca da ne yapsın, veriyor gazı.
Bu arada Türkiye, yalnızlaşıyormuş, eski yumuşak gücünün son kırıntılarını da tüketmiş, diplomasiyi tamamen unutmuş, umurunda bile değil.
Zannediyor ki sıkı bir milliyetçi rüzgar estirirse, 2023 seçimlerine kadar durumunu toparlayabilir.
Pek güvenmesin derim!
Öyle görünüyor ki bu sefer boş midelerin gurultusu, hamasi nutukların gürültüsünü bastıracak.
* * *
Milletin öğrenmesinden niye korkuyorlar?
Vatandaşların ödediği vergi ile finanse edilen bir televizyon kanalı var: Meclis TV.
Bunun kurulmasının amacı, vatandaşların Meclis'in faaliyetleri hakkında birinci elden bilgi edinebilmelerini sağlamak.
Normal olarak medya, kamuoyunu çok ilgilendirmedikçe TBMM'deki her görüşmeyi, her tartışmayı yayınlamıyor. Dünyanın her yerinde böyle, bize özgü bir durum değil.
Meclis TV, bunu telafi etmek için var.
Bütçe Kanunu, bir Meclis'in yasama yılı boyunca üzerinde çalışacağı, tartışacağı en önemli kanun.
Parlamenter sistemde, bütçesi reddedilen hükümetin düştüğünü de hatırlayalım. O kadar önemli.
Gerçi şimdi Türk tipi başkanlık sisteminde Bütçe kanununun kabul edilmemesinin de bir önemi kalmadı, çünkü Saray bir yıl önceki bütçe üzerine enflasyon farkını koyup, işini görmeye devam edebilir.
Ama yine de önemli bir kanun.
Dün Bütçe Kanunu görüşmelerinin ilk günüydü ve muhalefet Meclis TV'nin komisyon tartışmalarını da yayınlamasını talep etti. AKP – MHP oylarıyla bu teklif kabul edilmedi.
Oysa geçmişte, AKP hükümetleri döneminde de bunun örnekleri vardı.
Şimdi niye reddettiler?
Belli ki halkın her şeyi açıkça öğrenmesinden, kendi kararını vermesinden ödleri kopuyor.
Bakarsan ağızlarını her açtıklarında "milli irade" diye milleti yere göğe sığdıramıyorlar ama milletin her şeyi öğrenmesinden de korkuyorlar.
Çünkü dertleri muhalefeti yokmuş gibi gösterebilmek. Karşı seslerin çıkmasını engellemek.
Vatandaşların "bak şu adam da ilginç şeyler söylüyor" demesini önlemek.
Kısacası milli iradenin serbestçe tecelli etmesini engellemek.
Çünkü artık halkın her şeyi öğrenip, bilmesinden ödleri kopuyor.
* * *
Parti faaliyeti yasaksa, partiler niye var?
CHP'nin hazırlattığı "21 Soruda FETÖ'nün Siyasi Ayağı" isimli kitapçık mahkeme kararıyla yasaklandı.
Mahkeme, kitabın toplanıp, imha edilmesine de karar vermiş.
Demek ki adliyemiz bir kez daha 12 Eylül darbecilerine rahmet istemiş!
Geçen gün de İyi Parti'nin propaganda faaliyetleri, bu kez polis marifetiyle engellenmişti.
Anayasa'ya ve Siyasi Partiler Kanunu'na (SPK) göre, siyasi partilerin propaganda yapma hakları engellenemez.
SPK'nın 3. Maddesi, partilerin "tüzük ve programlarında belirlenen görüşleri doğrultusunda çalışmaları ve açık propagandaları ile milli iradenin oluşmasını sağlayacaklarını" teminat altına alıyor.
Bir parti, bir kitapçık bile yayımlayamıyorsa, milli irade serbestçe nasıl oluşacak?
Mahkeme, bu kararıyla Anayasal düzene karşı çıkıyor, serbest siyaseti engellemeye çalışıyor.
FETÖ'nün ya da 12 Eylülcülerin darbe girişimlerinden bunun ne farkı var?
Bundan sonraki aşama siyasi partileri tümden yasaklamak mı olacak?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.05.2025
4.04.2025
2.04.2025
6.03.2025
4.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
5.02.2025
20.11.2024