Mehmet Y. Yılmaz
AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin "yeni üye kazanımı" için düzenlediği ödül töreninde konuştu.
"Zaten nerede konuşmuyor ki" diyeceksiniz ama şu söylediğini size aktarabilmek için böyle bir giriş yapmam gerekiyordu: "Suriye rejimi, Soçi'deki sınırlarına çekilene kadar İdlib'deki sorun çözülmeyecektir. Rejimin saldırıya geçtiği her yerde insanlar diğer bölgelere değil Türkiye'ye yöneliyor, çünkü güven bölgesi burası. Bu insanlar rejimin hakim oldukları yerlerde onurlarının, canlarının, mallarının güvende olmayacağını biliyorlar. Bir süre sonra rejim tümüyle bir celsede inşallah cesede dönüşecektir. Suriye'yi kendi siyasi ve askeri hesaplarının bilek güreşi alanına çevirmek isteyenlerin umurunda olmayabilir ama her can bizim yüreğimizi yakıyor. Bu insanlar bizim kardeşimiz, kardeşlerimizi zalimlerin insafına ve zulmüne terk etmeyeceğiz. Gerekirse ölmeyi göze aldık. Varsa aynı fedakarlığı göze alan hodri meydan diyoruz."
Bu uzun alıntıyı da aslında son iki cümle için yaptım.
AKP Genel Başkanı, Suriyeli sivilleri, Esad rejiminden kurtarmak için "gerekirse ölmeyi göze aldığını" söylüyor.
Cümle gördüğünüz gibi birinci çoğul şahıs.
Burada daha çok bir feodal bey ya da kral gibi, "birinci çoğul şahıs" cümlesi kurmuş.
Ama bizler de biliyoruz ki elinde silahla, ölmeyi göze alarak sınırın öteki tarafına gidecek olan bizzat "şahsı" değil.
Başkalarının çocukları adına konuşuyor ve onların adına (yerine değil) ölmeyi de göze alıyor!
Ve karşıda da kendisi gibi bir rakip arıyor ki savaş çıksın, gencecik insanlar, onun bu iddialı bilek güreşi uğruna, gerekiyorsa ölsün.
Ölümler gerçekleştiğinde de bu kez ölümü "şehadet şerbetinden içtiler" diye yüceltebilsin!
Acaba görevinin, çocuklarımızı ölüme yollamak değil, onlara iyi bir yaşam standardı sunmak olduğu hiç aklına geliyor mu?
* * *
Cihatçı teröristleri savunmak kaça mâl oluyor?
Dünya üzerinde ödediği vergilerin nereye harcandığını en az merak eden milletlerden biri de biziz herhalde.
Bunun değişik nedenleri olabilir: a) Çoğumuz ödememiz gereken vergiyi ödemiyor, b) Ücret ve maaşlardan kesilen vergiyi, o para kaynaktan kesildiği için için başkası ödüyor zannediyoruz, c) Dolaylı vergiler, dolaysız vergilerin önüne geçtiği için ne gerekçeyle, ne kadar vergi ödediğimizin farkında değiliz, d) Umurumuzda değil, sadece cebimizdeki parayla ilgiliyiz.
Benim aklıma ilk elde gelen gerekçeler bunlar. Toplumsal psikoloji uzmanları elbette daha birçok neden sayabilirler. Ama gerçeğimiz bu: Vergilerimizin nereye harcandığı ile ilgili hesap sormak adetimiz yok. Bu konuyu umursamadığımız için, siyasal sistemimiz de zaten hesap vermemek üzerinde yürüyor.
Türkiye, bir süredir İdlib'deki cihatçı teröristleri korumak için ciddi bir askeri harcama yapıyor.
Şu anda 5 ile 10 bin arasında olduğunu tahmin edebileceğimiz askerlerimiz Suriye'de, bu amaçla bulunuyor.
Her gün, dövizle satın aldığımız tonlarca akaryakıt, bu bölgedeki askeri hareketliliğimiz için harcanıyor.
Hiç ucuz olmadığını bildiğimiz tonlarca mühimmat harcanıyor. (Televizyon haberlerinde gördüğünüzde göğsünüzü gururla kabartan Fırtına obüsleri dakikada 7 top mermisi atıyor.)
Sınır boyunca askeri uçaklar ve helikopterler devriye geziyor, gerektiğinde silahlarını da kullanıyorlar.
Silahlı ya da silahsız olarak insansız hava araçları uçuruluyor.
Kaybettiğimiz canlara ise paha biçemeyeceğimizi de biliyoruz.
Suriye ve Rusya ordusunun sivil – asker gözetmemesi nedeniyle, İdlib'i terk etmek zorunda kalan Suriyeli sivillere (ki aralarına gizlenmiş savaşçıların da olması son derece muhtemel) gıda, giyecek ve barınma yardımları yapıyoruz.
Ve bütün bunların ne kadar süreceği de belli değil.
Cihatçı gruplar da dahil olmak üzere Suriyeli muhaliflerin İdlib civarında tutunabilmeleri için yürüttüğümüz bu operasyon bize kaça mâl oluyor?
Türkiye'nin zaten kıt kaynaklarının bir bölümünü, Suriye'de cihatçı grupları savurmak için harcamasının alternatif maliyeti nedir?
Böyle bir bütçeyle mesela kaç okul yapılabilir? İstanbul depremine hazırlık için kaç bina yenilenebilir?
Böyle bir bütçeyi, üstün zekalı çocuklarımızı dünyanın en iyi okullarında eğitmek için harcasak, kaç bilim adamı yetiştirebiliriz?
Türkiye'nin vergi mükellefleri, bunları hiç merak etmiyor mu?
* * *
Erdoğan'ın saraylara sığmamasının maliyeti
AKP Genel Başkanı'nın saraylarda yaşama merakının da biz vergi mükelleflerine bir maliyeti var.
Ankara ve Gökova Okluk Koyu'ndaki yazlık saray için harcanan para 3 milyar 280 milyon lirayı bulmuş durumda.
Bunun 2 milyar 800 milyon lirası Ankara'daki saray için, 435 milyon lirası yazlık saray için harcandı.
Yatırım Programı'na göre yazlık saray için bu yıl 110 milyon lira daha harcanacak.
Bu yıl Ankara'daki saray için de 351 milyon lira daha harcanması planlanıyor.
Ayrıca bu yıl, ikisi zırhlı 22 otomobil ve 4 panel van için 248 milyon 500 bin lira daha harcanacak.
Ayrılan paradan anlıyoruz ki zırhlı olmayan araçlar da lüks sınıf araçlar arasından seçilecek.
Muş – Ahlat'ta Devlet Bahçeli'nin, Erdoğan'ı gaza getirmesiyle yapılması planlanan "1071 metrekarelik köşk" ise bu yıl Cumhurbaşkanlığı yatırım planında yok. Bu köşk Gençlik Spor Bakanlığı bütçesi içinden ayrılacak parayla yapılacakmış.
Bu paralar sadece ve sadece AKP Genel Başkanı'nın lüks merakından harcanacak.
Siyasete girerken, Sultanbeyli'de ruhsatsız bir binada yaşamakla gurur duyan bir politikacının, eline güç geçince nereye doğru evrim geçirdiğinin ilginç bir örneği bu.
Ve bu konuyla ilgili tarihten bir yaprak: Cüneyt Özdemir, 5 Mayıs 2005 günü Erdoğan ile Afyon ve Uşak'taki açılışları izlemiş ve CNN Türk'te "Erdoğan'ın 24 Saati" konulu bir 5N1K programı yapmıştı. Bu haber Kelebek'te de yayınlanmış, ben de kesip saklamışım, bu kupür geçen gün tesadüfen elime geçti.
Özdemir şöyle yazmış:
"Başbakan yeni ev arıyor. Oturduğu evler mütevazi ya, 'Bu da politikanın bir parçası mı reklam mı?' diye sordum. 'Değil ama İstanbul'daki bina ruhsatsız yeni bir yer alacağız' dedi. 'Yalı mı?' diye sordum. 'Yok bizim yalıda gözümüz yok bize uymaz zaten' dedi. Başbakan böyle dedi diye Sanayi Bakanı Ali Coşkun emlak fiyatlarının arttığını söyleyip espri yaptı. Hepsi güldü. Bana komik gelmedi."
"Bize uymaz" diye yalıda gözü olmadığını söyleyen Erdoğan'ın, nasıl olup da saraylara sığamadığı, ilginç bir psikoloji tezi olabilir.
Ben bununla ilgili bir söz söyleyebilecek bilgiye sahip değilim.
Yine aynı yere geleceğim: Türkiye gibi kaynakları kıt olan bir ülkede, saraylara harcanacak bu parayla, çocuklarımızın geleceği için daha verimli işler yapılamaz mıydı?
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2025
26.06.2025
23.06.2025
12.05.2025
4.04.2025
2.04.2025
6.03.2025
4.03.2025
28.02.2025
20.02.2025