Mehmet Y. Yılmaz
Dün gazetelerin birinci sayfasına baktığımızda şunu öğrenebildik: Suriye rejimi askerleri kalleş bir saldırı yapmış ama bizden "misliyle karşılık" almıştı!
Şu kadar bomba atmıştık, bu kadar füze uçurmuştuk filan!
"Kalleş saldırı", 8 şehit verilmesine neden olmuştu.
Ama gazeteler gönlümüze su serpiyordu: Misliyle karşılık verdik!
Bu arada Cumhurbaşkanı da 8 şehidin boş yere verilmediğini bize açıklıyordu: 1 milyon Suriyeli sığınmacı daha ülkemize gelebilir!
Böylece medyamız görevini yerine getirmiş oluyordu.
Kalleş saldırı niye yapılmıştı, askerlerimiz bir yabancı ülkenin topraklarında ne arıyordu, 4 milyon Suriyeli mülteciye kucağını açmış (lafın gelişi değil bu kucağı açmak deyimi) bir ülke, 1 milyon mülteciden niye korkuyordu?
Bunlar o kadar açık değildi.
Muhalefet partilerimizin liderleri de "kalleş saldırıya" ateş püskürüyordu.
Derslerinin verilmesi gerektiğinden, hadlerini bildirmeden dönmemek gerektiğinden dem vurdular.
Koalisyon ortağı Devlet Bahçeli’ye kalsa Rusya’ya da savaş açmalıydık ama Allah’tan onun söylediklerini ciddiye alanlar sadece kendi partisinin mensupları.
Bu işlerde "etkisiz eleman" olarak konuşabiliyor ancak.
Yani şu anda zemin bu meseleyi bir "milli dava" haline getirmeye çok uygun.
Televizyon ve radyolardan biraz daha faz verilebilirse Reis, şahlanan bir küheylana atlayıp, Esed’i yerle bir edebilir, tabii Amerika ve Rusya’nın izin verdiği kadar!
Erdoğan her şeyi yeniden seçilmek üzere yapıyor, bunu artık biliyoruz.
Onun için bu "sefer havasını" kullanıp, hiç olmayacak işlere de kalkışabilir.
Kendi adıma tekrar uyarmış olayım ki Türkiye için doğru politika, artık savaşın bitmesini sağlayacak zemini yaratmak olmalıdır.
Savaş, taraflardan birisi yenilgiyi kabul edene kadar sürecek.
İdlib’de toplanmış cihatçı teröristleri korumaya yönelik her adım, Suriye iç savaşının sürmesi anlamına gelir.
Suriye’nin büyük bölümünde hakimiyeti tekrar eline almış Esad’ın, yenilgiyi kabul edip, İdlib’den geri çekilebileceğine ihtimal verenin aklından zoru var demektir.
Savaş bitmeli ki siyasi çözüm için konuşma olanağı olsun, Türkiye’deki 4 milyon sığınmacının önemli bölümü evine dönebilsin.
İdlib’deki sivilleri korumak da savaşın durdurulmasından geçer.
Türkiye’nin çıkarı, İdlib’in bölge için bir çıban başı olarak muhafaza edilmesinde değildir.
"Misliyle verdiğiniz karşılıklar", genç yaşta şehit düşen evlatlarımızın bir tekinin bile hayatını geri getirmiyor.
Artık, ideolojik saplantılarınızdan sıyrılıp aklınızı başınıza toplayın.
* * *
Çocukları bu kitapçıktan korumak gerek
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz 10 Kasım’da yaptığı konuşma, bir kitapçık haline getirilmiş. Kitabın lise düzeyindeki öğrencilere dağıtılacağı bildiriliyor.
Deyim yerindeyse, "ilk kurbanlar" Ordu’daki lise öğrencileri olmuş.
Biz de haberi zaten CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel’den öğrendik.
Dünyada lise düzeyindeki öğrencilere böyle siyasi propaganda yapılabilen başka bir demokratik ülke yok.
Demokratik ülkelerde devlet ya da hükümet başkanları zaten Erdoğan kadar çok da konuşmuyorlar. Nerede kaldı ki bu konuşmalarını bir de kitap yaptırıp, 18 yaşından küçük çocuklara dağıtsınlar!
Bu tür şeyler otokrasilerde mümkün olabilir çünkü.
Otokrasileri, demokrasilerden ayıran on temel farkı sayacak olsak, birini de buna ayırmamız gerekir.
Böyle ülkelerde gücü elinde tutan otokrat, her söylediğinde bir hikmet vehmeder ve bundan insanların mahrum kalmasına da gönlü razı gelmez.
İyi kalpli olduğu için değil elbette!
Mesele küçük yaştan itibaren çocukların kafasına "değişmeyen ve ilelebet değişmeyecek lider" fikrini yerleştirmektir.
Öte yandan meselenin bir de "eğitim" boyutunu düşünmek gerekir.
Demokrasisi gelişmiş ülkeler, eğitimin önemini de bilirler ve ekonomide gelişmiş olmaları da bu meseleyle tavuk–yumurta ilişkisi içindedir.
Çocukların beyinlerinin abuk sabuk fikirlerle, yanlış bilgilerle doldurulmasının, eğitim düzeyini düşüreceğini bilirler.
Onlar çocuklarının üzerine titizlenirler, çocuklarını bu tür siyasi tacizlere karşı korumak isterler.
Erdoğan’ın söz konusu konuşması, ideolojik saplantıların yol açtığı yanlışlarla doluydu.
Bununla ilgili bir eleştiriyi o tarihte T24’te yazmıştım, okumamış olanlar dilerlerse bu bağlantıdan ulaşabilirler. ("Osmanlıca kültür hazinesi" palavrası ve Erdoğan, 12 Kasım 2019)
Acaba bu kitapçığın dağıtımını önlemek için Çocukları Muzır (Zararlı) Neşriyattan Koruma Kurulu’na mı baş vursak?
* * *
Demek savcılıkta böyle bir büro da varmış
T24’ün özel haberine göre Ankara’da geçen hafta gerçekleştirilen ve Sabah gazetesi muhabiri Tülay Canbolat’ın tutuklanmasıyla sonuçlanan Bylock soruşturması krize dönüşmüş.
Soruşturmayı yürüten Anayasal Suçlarla Mücadele Bürosu’ndan sorumlu Ankara Cumhuriyet Başsavcı vekili Ender Coşkun 3 Şubat 2020 itibarıyla izine ayrılmış.
Haber ilginç elbette ama dosyanın ayrıntılarını bilmediğim için bir yorumda bulunabilecek durumda değilim.
Sadece şuna dikkatinizi çekmek istiyorum:
Meğerse Cumhuriyet Başsavcılıklarımızın bünyesinde bir de Anayasal Suçlarla Mücadele Bürosu diye bir birim varmış.
Bunu okuyunca ne kadar mutlu oldum, tahmin edemezsiniz.
Demek ki artık Anayasa’ya karşı tutumlar da suç olarak değerlendirilecek.
Biliyorsunuz Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarına uymak, Anayasal bir zorunluluk.
Buna ısrarla uymamakta ısrar edenlerin, Anayasa’yı ihlal suçu işledikleri de çok açık.
Üstelik bu kişilerin bazıları hakim ve savcı unvanına da sahipler.
Anayasal Suçlarla Mücadele Bürosu’na buradan ihbar ediyorum:
Kesinliği tartışılmaz olan AYM ve AİHM kararlarına uymayarak, insanları hapishanede tutmaya devam eden hakim ve savcılar var!
Kim olduklarını burada yazmayacağım elbette, ama beni telefonla ararsanız isimlerini tek tek size özel olarak söyleyebilirim.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.05.2025
4.04.2025
2.04.2025
6.03.2025
4.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
5.02.2025
20.11.2024