Mehmet Y. Yılmaz
Tüm Eczacı İşverenleri Sendikası Başkanı’nın açıklamasına göre düne kadar dağıtılan "bedava maske" sayısı 250 milyon adet.
Herkese beşer tane verildiğine göre 50 milyon kişiye bedava maske ulaşmış.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, maskesiz sokağa çıkmanın yasaklandığını 3 Nisan tarihinde açıklamıştı.
Ertesi hafta da maskelerin 10 günde 5’er adet hesabıyla vatandaşlara dağıtılacağını duyurmuştu.
Maskelerin bedava dağıtılmaya başlanmasından bu yana geçen üç haftalık sürede kaç kişiye "ikinci on gün için 5 maske" verildiğini bilmiyoruz.
Ama 250 milyon maske sayısı gösteriyor ki vatandaşların en az yarısına maske hiç ulaştırılamadı. Bazı kişilere 1 kez beş adet maske verildi. Bazı kişiler ise 10 günde bir olmak üzere birden fazla kez beşer maske alabildiler.
İş tamamen şansa kalmıştı.
Sorun çok net: Erdoğan kılığına giren CHP zihniyeti bedava maske sözü verdi ve bu sözü tutmayı beceremedi!
Üretimde bir sıkıntı olmamasına rağmen her şeyi tek elden yürütme ve her fırsatı siyasi propaganda için kullanma amacı bu işin de doğru yapılmasını engelledi.
Mesela ben sadece bir kez 5 maske alabildim ve bana verilen maskeler de Sağlık Bakanlığı’nın standartlarına uymuyordu.
Burun kısmında tel yoktu, lastiği kulağı sıkıştıracak kadar kısaydı ve iki kat da değildi.
O zaman bu maskeyi niye taktık, insanları ne kadar koruyabildi?
Artık bu nedenle hastalık kapan ve ölen olduysa günahı bunun dağıtılmasına izin verenin boynuna!
Ve dün Cumhurbaşkanı soruna neşteri vurdu! Artık maskeye ihtiyacınız olduğunda, bedelini ödeyerek satın alabileceksiniz.
TC devleti maskeleri bedava dağıtmayı başaramadı, artık parayı bastıran maskesine kavuşacak.
Hatta burun kısmında tel yoksa satana kafa tutabileceksiniz.
Hep söylüyorum: Millet bu CHP zihniyetinden neler çekti. Bir bedava maskeyi bile dağıtamayan bu zihniyet, zamanında kiliseleri de cami yapmıştı. Pardon camileri, ahır yapmıştı!
Ama artık maskelere kavuşabileceğiz, AKP zihniyeti, maskeleri bedava dağıtmayı başaramayan CHP zihniyetini bir kere daha alt etmeyi başardı.
İşte Müslüman Türkün yerli ve milli gücü budur arkadaşlar!
İnanın göz yaşlarıma hakim olamıyorum!
* * *
1857’den beri hizmette sınır yok!
KKTC’de yayın yapan Diyalog TV’nin yayını, Besim Tibuk’un bir programda söylediği sözler nedeniyle, RTÜK tarafından durduruldu.
RTÜK, Tibuk’un, Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştiren sözlerini "ağır" bulmuş!
Tabii KKTC bağımsız bir devlet olduğu için bunu doğrudan yapamadılar, kanalı Türksat uydusundan atarak sorunu çözdüler.
RTÜK geçtiğimiz günlerde de Ayşenur Aslan’ın programı nedeniyle Halk TV’ye, Can Ataklı’nın programında söylediklerini beğenmediği için Tele 1’e, Fatih Portakal’a kızdıkları için Fox TV’ye ağır para cezaları ve yayın durdurma cezaları verdi.
RTÜK, üyeleri TBMM tarafından, partilerin temsili oranında seçilen ve bu özelliği nedeniyle de doğrudan siyasi etkiye açık bir düzenleyici kurum.
AKP’nin demokrasi gibi bir sorunu olmadığını artık hepimiz öğrenmiş durumdayız. MHP’nin de zaten böyle bir derdi yoktu.
RTÜK de bu koalisyonun borusunu öttürüyor ve artık radyo televizyon yayınlarını düzenleyici bir kurul olma işlevini tamamen sansür uygulayıcılığına dönüştürmüş bulunuyor.
Verdiği kararları okursanız bunun bir düzenleyici bağımsız kurul kararından daha çok iktidar trollerinin attığı sosyal medya mesajı olduğunu bile düşünebilirsiniz.
Düşünce / ifade özgürlüğü, Anayasa tarafından teminat altına alınmış bir özgürlüktür.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi de bunu garanti eder.
Anayasa hâlâ yürürlükteyse, Anayasa tarafından tanınmış ve garanti altına alınmış özgürlüklerin kullanımı hakkı idari kararlar ile engellenemez.
Ama görüyoruz ki RTÜK, ifade özgürlüğünün kullanımını idari kararlarla engelliyor.
İktidarın reklam vereni gizli – açık tehdidinden kaynaklanan mali sıkıntılar içindeki muhalif kanallar ağır para cezaları, yayın durdurma kararları ile ezilip, yok edilmek isteniyor.
Verdikleri kararların çoğunun yargıdan döndüğünü de biliyoruz.
Onlar da verdikleri hukuk dışı kararların mahkemelerden geri döneceğini biliyorlar tabii.
Mahkeme kararı gelene kadar geçecek süre içinde, para cezalarının yaratacağı yıkıcı etkiyi hesaplıyorlar.
Yayın durdurma cezalarının ise mahkemeye gitseniz ve karar alsanız bile pratikte uygulanabilme olanağı yok. Atı alan Üsküdar’ı geçmiş oluyor çoktan.
Bizim memlekette basına getirilen ilk yasaklama henüz ortalıkta muhalif bir tek yayının bile olmadığı tarihte, 1857 yılında çıkarılan Matbuat Nizamnâmesi ile getirilmişti.
Şimdi geldik 2020 yılının Mayıs ayına, hâlâ aynı kafa iktidarda!
Bu kafanın ben bunları yazdım diye utanıp, sansürcülükten vazgeçeceğini de düşünmüyorum elbette.
Bunları yazıyorum ki tarihte bir not olarak kalsın, unutulmasın:
İslamcı ideolojinin iktidarda olduğu 2020 yılının Mayıs ayında 85 gazeteci hapishanedeydi, radyo ve televizyon yayınları üzerinde idarenin ağır bir cezalandırma tehdidi vardı.
* * *
"Olmaz işleri oldurma" bağışı
Belediyeler bağış toplardı, toplamazdı tartışması olanca hızıyla sürerken şahane bir "bağış" haberi okudum.
Sözcü’den Ali Ekber Ertürk’ün haberine göre Kocaeli’nin Başiskele Belediyesi’ne toplam değeri 1 milyon 288 bin liraya ulaşan 11 otomobil bağışlanmış.
Bağışlanan araçlardan birisi BMW marka bir SUV.
Bu durumu ortaya çıkaran Sayıştay raporunda "satın alma veya bağış yoluyla taşıt edinilmesinde belediye meclis kararı alınması gerekir. Hibe dahil her ne suretle olursa olsun yabancı menşeli binek taşıt alınamaz" diye yazılmış.
Sayıştay raporunun tümünü görmedim, haberde aktarılan kısmıyla bilgi sahibiyim.
Ancak şunu söylemeliyim ki ben Sayıştay denetçisi olsam, bu araçları hangi şirketlerin bağışladığına ve o şirketler ile belediye arasında nasıl bir ilişki geliştiğine de bakardım.
Hepimiz biliyoruz ki belediyelere böyle araçlar haybeye bağışlanmaz, hayırseverlikle alakası yoktur.
Bunlar "olmaz işleri oldurmak için" yapılan bağışlardır.
"En olmadık işleri olduracak bağışlar" genellikle nakdi olur, "veren el, alan eli" açıklamaz çünkü biliyorsunuz rüşvet suç.
Ama bazı çarkları yağlayarak gerçekleşmesi güç görünen işleri yaptırabilirsiniz.
Bunun yollarından biri böyle bağışlardır. İşin büyüklüğüne göre çöp kamyonu da olur, vidanjör de, BMW de, Doblo da!
Bu bağışlar genellikle yasal olarak yapılmasında sıkıntı olan ama belediye tarafından üzeri kolayca örtülebilecek işleri yapabilmek için yapılır.
Sayıştay denetçisi, bağış yapan şirketlerin ya da bu şirketlerin ortaklarının Belediye’den o günlerde hangi işlerinin çıktığına baksaydı, daha eğlenceli sonuçlara da ulaşabilirdi.
Türkiye’de siyasetin finansmanı modellerinden biri de budur zaten.
Hem işini bilen gemisini yüzdürür hem de siyaset ve siyasetçinin ihtiyaç duyduğu ayni / nakdi "yardım" el değiştirir.
Söylemeyi unuttum, Başiskele Belediyesi AKP’li.
Gerçi başka bir partiden de olsa şaşırmazdık.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.05.2025
4.04.2025
2.04.2025
6.03.2025
4.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
5.02.2025
20.11.2024