Mehmet Y. Yılmaz
Havuz gazetesinin manşetini okuyunca bir emekli olarak heyecanlandım tabii. Manşet şöyleydi: Emeklilere takviye maaş!
Alt başlık da ümit vericiydi: "İki yıl içinde devreye girecek olan 'tamamlayıcı emeklilik sistemi' ile çifte maaşın önü açılıyor!"
Hemen havaya girdim tabii. "Bunu kutlamak gerekir" diye düşündüm.
Haberin altını okuyunca olayın beni hiç ilgilendirmediğini ama hükümetin işçinin kıdem tazminatını iç etmek üzere bir plan peşinde olduğunu gördüm.
Yapılmak istenen şey çok basit:
1 – İşçiler kıdem tazminatlarına önemli ölçüde veda edecekler.
2 – İşveren, "tamamlayıcı emeklilik sistemi" adı verilen fona, her işçi için yıllık ücretinin 11 günlüğü tutarında parayı yatıracak.
3 – Bu fonda biriken para Hazine Bonosu'na yatırılacak, işçi 60 yaşına geldiğinde biriken paranın yüzde 25'ini alacak. Geri kalanı aylara bölünüp, emekli maaşına eklenecek.
4 –Ev almak, evlenmek isteyene, özel koşullara uymak şartıyla, kıdem tazminatlarının bir bölümü verilebilecek.
Koca TC Hazinesi'nin düştüğü duruma bakın!
Önce "İşsizlik Fonu" diye işçiden, işverenden kestikleri paraları yok ettiler.
Şimdi de kıdem tazminatının üzerine yatmak için "tamamlayıcı emeklilik sistemi" icat ediyorlar.
İşsizlik Fonu'nda geçen yıl sonu itibariyle 131,5 milyar TL birikmişti.
Salgın sırasında işsiz kalanlara hak ettikleri işsizlik maaşını da veremediler ama! "Al şu 1200 lirayı idare ediver" dediler.
Bir de "kısa çalışma ödeneği" meselesi var. Erdoğan Sağlam, bu konuda çalışanları mağdur edecek önemli bir sorunu T24'te yazdı, çözüm yolunu da gösterdi.
Koronavirüs salgını nedeniyle patlayan kısa çalışma ödeneği başvuruları üzerine sağlanan ücret destekleri de İşsizlik Fonu'ndan ödeniyor. Ve kanuna göre çalışanlara kısa çalışma ödeneği olarak yapılan ödemeler işsizlik ödeneği süresinden düşülecek.
Yani işverenin tek taraflı kararı ile "kısa çalışma ödeneği" kapsamına alınan çalışanlar, daha sonra işlerini kaybederlerse, işsizlik maaşı alacakları süreler, kısa çalışma ödeneği alınan süreler kadar kısalacak!
Kanuna göre, kısa çalışma ödeneklerinin işsizlik ödeneğinden mahsup edilmeyeceğine karar verebilecek tek yetkili Cumhurbaşkanı. Cumhurbaşkanı bu mağduriyeti önleyecek yetkisini bugüne kadar kullanmadı.
Kıdem tazminatı için kurulacak fon da böyle kullanılacak işte.
Biriken parayı nemalandırıyoruz diye Hazine Bonosu'na yatıracaklar, o parayla yap – işlet müteahhitlerine, garanti ettikleri parayı ödeyecekler. Plan bu.
Bunu yutturabilmek için de "emekliye takviye maaş" diye reklam ediyorlar.
Eski Hürriyet'in logosuyla yayımlanan gazete henüz havuz gazetesi kadar utanmazca davranamadığı için planı "emeklilikte iki model" başlığının altına saklamaya çalışmış.
İşçileri uyanın: Gözünüzü iyi açın, kıdem tazminatlarınızı deve etmeye hazırlanıyorlar!
Not: "Nemalandırma" demişken aklıma geldi. 15 Temmuz Şehit ve Gazileri için vatandaşlarımızdan toplanan 100 milyon dolar nerede nemalandı, bu kadar sürede ne kadar kazandı?
Desen: Selçuk Demirel
* * *
AYM temyiz mahkemesine dönüşmüş
Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, geçen gün mahkemede yeni üye Basri Bağcı için düzenlenen yemin töreninde ilginç bir konuşma yaptı.
Başkan'ın açıklamasına göre Türkiye, Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkı verilmiş ülkeler arasında uzak ara birinci.
2019 yılında 43 bin bireysel başvuru yapılmış, 40 bini hakkında karar verilmiş. Bunların yüzde 52,1'inde "hak ihlali kararı" verilmiş.
Memleketin adalet sisteminin düştüğü duruma bakar mısınız?
Anayasa ve kanunlar apaçık ortadayken, AİHM ve AYM içtihatlarına ulaşmak için bir cep telefonu bile yeterliyken, mahkemelerimiz haklarımızı ihlal eden kararları vermeye devam ediyorlar.
AYM gibi kurumlara bireysel başvuru hakkının verilmesinin bir tek anlamı vardır: Anayasa ve yasaların nasıl uygulanması ve anlaşılması gerektiği konusunda yargı organlarına yol göstermek!
Aksi takdirde bu mahkemeler, birer temyiz mahkemesine dönüşür ki bizim Anayasa Mahkememizin başına da bu gelmiş gibi görünüyor.
AİHM'ye giden davalar konusunda da 4'üncü sırada bulunduğumuzu, bizim önümüzdeki ülkelerin Rusya, Romanya ve Ukrayna olduğunu söyleyeyim ki, bu da temel haklarımızın ihlali açısından utanç verici bir tablo.
Şu anda da kamuoyunun gözünün önünde böyle ihlale yol açabilecek davalar açıldı, açılıyor.
Selahattin Demirtaş, Osman Kavala, gazetecilere açılan MİT davası, askeri casusluk soruşturması gibi davalardan söz ediyorum.
Zorlama iddialar, siyasetten esen rüzgârlara göre verilen kararlar ile temel haklar ihlal ediliyor.
Ve işin ilginci bu kararları veren hâkimler de, bu iddianameleri yazan savcılar da AYM'den, AİHM'den "hak ihlali" kararıyla geri döneceğini bile bile bunu yapıyorlar.
Siz istediğiniz kadar adalette reformlar yapın, siyasallaşmış yargı, kendisine yeni bir kanal bulup, oradan öylece akmaya devam ediyor.
Yargı kurumunun iflası demek bu.
Yargıyı ele geçirip, istediğini yaptıran siyasetçiden bu durumu düzeltmesini beklememiz zor.
Yargı kurumu, kendi bağımsızlığına kendisi sahip çıkmadıkça da işimiz çok zor.
O gün gelene kadar da AYM, bir temyiz mahkemesi gibi çalışacak, şimdiden kolay gelsin diyeyim.
* * *
Ayasofya'nın bana hatırlattığı
Haberi bayramda Hıncal Ağabey'in (Uluç) köşesinde okudum. Ona da Frankfurt'ta yaşayan hekim arkadaşımız Dr. Erdoğan Karatay göndermiş.
Berlin'de bayramdan önce cuma namazı için sosyal mesafeyi korumak ve maske takmak şartıyla toplu namaza izin verilmiş.
Ama mesafe kuralı nedeniyle cemaat camiye sığamayınca komşu kilisenin rahibi imdada yetişmiş.
"Burası da Tanrı'nın evi, gelin namazınızı kilisemde kılın" diye açıkta kalan cemaati kiliseye buyur etmiş.
Hıncal Ağabey'in köşesinde bu anı gösteren fotoğraf da vardı: Müslümanlar ki çoğu Türk, seccadelerini sosyal mesafeyi koruyacak şekilde Kilise'nin zeminine sermişler, namazlarını eda ediyorlar!
Ayasofya konusu açılınca bu haberi hatırladım.
Öyle görünüyor ki Ayasofya'nın müze olarak günleri sayılı. Benim açımdan bir sakıncası yok, cami olarak hizmete alınmasında.
Bazı vatandaşlarımızın bu konuda bir hassasiyetleri var, bunu biliyoruz. O hassasiyete saygı duymak gerek.
Gerçi o vatandaşlarımız, başkalarının hassasiyetlerini umursadıklarını bugüne kadar hiç göstermediler ama olsun.
Şunu merak ettim: Acaba, "burası eski bir Hristiyan mabedidir, dileyen Hristiyan da, bir köşesinde duasını edebilir, aynı Allah'ın kullarıyız" diyen bir imamı olacak mı?
Frankfurt'taki kiliseyi hatırlamamın nedeni bu merakım oldu.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.05.2025
4.04.2025
2.04.2025
6.03.2025
4.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
5.02.2025
20.11.2024