Mehmet Y. Yılmaz
Yıllar önce Mustafa Oğuz ile birlikte Trans Sibirya Ekspresi ile Vladivostok’tan Moskova’ya kadar 15 gün süren bir tren yolculuğu yapmıştık.
Sibirya, aralıksız yağan karın altında gerçekten büyüleyiciydi. Ama konumuz bu değil.
Kenti gezmek için trenden indiğimiz istasyonlardan biri Yekaterinburg idi.
Bir rehber, elinde küçük bir bayrakla önümüze düştü, birkaç İngiliz ve biz iki Türk de peşinde olmak üzere istasyondan çıktık.
İstasyondan çıkarken bir tuhaflık dikkatimi çekmişti ama anlam verememiştim. Anlamlandırmam için küçük grubumuzun etrafının istasyon çıkışında polis tarafından çevrilmesi gerekti.
Rus rehber ile polislerin başındaki tip hararetli bir tartışmaya girişti, sonra salıverildik.
Meğerse rehberin elinde bir mavi bayrak ile önde, bizim de arkasında yürümemizi oradaki işgüzar bir istasyon görevlisi "gösteri yürüyüşü" olarak algılamış. Polis de duruma el koymuş.
Bu anlattığım olay 9 yıl önce yaşandı. Bu komik macera, "Rus demokrasisinin" düzeyini biz yabancılara hatırlatan bir anı olarak kaldı.
Ama şimdi görüyorum ki benzeri bir şey, her an Türkiye’de de olabilir.
Şilili kadınların başlattığı danslı – şarkılı protesto eylemi nedeniyle dünya yüzünde polis dayağı yiyenler sadece Türk kadınları oldu mesela!
Adana’daki Kebap – Şalgam Festivali de Valiliğe göre "güvenlik gerekçesiyle", İçişleri Bakanı’na göre "geleneklerimize uymadığı için" yasaklandı.
Şu anda Türkiye’nin herhangi bir yerinde, bir protesto gösterisi yapmak için insanın yürek yemiş olması gerekiyor.
Çünkü böyle bir durumda sizi bekleyen en hafifinden polis dayağı, biraz daha gözleri dönerse gözaltı, tutukluluk!
Şimdilik öldürmüyorlar tabii, bu da bir ilerleme sayılmalı mı, bilmiyorum.
Bütün mesele iktidarın, halk hareketlerinden, toplu protesto gösterilerinden korkuyor olması.
Bu paranoya en tepeden başlayıp aşağıya doğru mu yayıldı, yoksa aşağıdakiler yukarıdakini bu yola mı soktular, bilemiyorum.
Bildiğim şu ki Osman Kavala’nın AİHM kararına rağmen hala salıverilmemesinin nedeni de bu korku.
Kavala, bir örnek olsun diye cezalandırılıyor, suçlu olduğu için değil.
Adana’daki Kebap – Şalgam Festivali’nin yasaklanması da bu korkunun sonucu aslında.
İktidarın kendine güvendiği, Türkiye’nin demokratikleşip – sivilleşmesini dilinden düşürmediği yıllarda bu festival, hem de orijinal adıyla yapılabiliyordu: Rakı – Kebap Festivali!
Şimdi ise yasaklanıyor çünkü iktidar kendisine güvenini yitirdi, çareyi baskıda arıyor.
Normal bir ülkede, vatandaşlarının bir hafta sonu düzenleyeceği eğlenceyi "Sizleri koruyamam" diye iptal eden kamu yöneticisi, görevden alınırdı!
"Emrinde bu kadar polis, jandarma, istihbarat olanağı vs. varken vatandaşın güvenliğini sağlayamıyorsan o makamda işin ne" diye sormak gerekir.
Bunu yapması gereken kişi de İçişleri Bakanı. Ama o da insanların toplanmasından korkan yönetici elitin bir parçası.
Onun için Vali’nin beceriksizliğinin ilanı anlamına gelecek güvenlik gerekçesini ileri süremiyor, "Gelenekte yok, böyle bir festival yok" diyor.
İçişleri Bakanı’na söylemek isterim ki bunlara karar vermek senin işin de değil, haddin de değil.
8 Aralık'ta İstanbul Kadıköy'de, Şilili kadınların dünyaya yayılan danslı protestosu 'Las Tesis' için toplanan kadınlara polis müdahale etti, en az 7 kişi gözaltına alındı
* * *
Baskıcı iktidar için asıl tehlike içeride
İktidarın, sokak gösterilerinden ve sokaklarda, meydanlarda insanların toplanmasından bu kadar korkmasına hiç gerek yok.
Yale Üniversitesi öğretim üyelerinden Svolik’in araştırmasına göre 1945 – 2002 yılları arasında iktidara gelen ve sonra iktidardan gitmek durumunda kalan 316 baskıcı liderden sadece 32’si halk ayaklanması ile devrilmiş. Yaklaşık bir oran vermek gerekirse yüzde 10 gibi bir şey.
Baskıcı liderleri asıl korkmaları gerekenler, kendi yönetsel elit gruplarının içindeki tipler.
Bu baskıcı liderlerden 205’i, yani yaklaşık yüzde 70’i kendi içlerinden çıkan muhaliflerce devrilmiş.
Böyle bir çok araştırma var.
Baskıcı liderler için tehlike, kendi iktidar gruplarının içinde yatıyor aslında, sokaklarda – meydanlarda değil.
Bu tehlikeyi görmesi gereken de ben değilim tabii: Lider, şöyle bir dönüp kendi elit grubuna bakarsa, koltuğuna kimin göz dikebileceğini kolayca görecektir.
Onun için diyeceğim şu ki sokaklarda insanları polislere dövdürmekten vaz geçin, onların hiçbiri gerçek tehlike değil.
* * *
Simit Sarayı’na var, okula yok
İki çocuğun, okul kantinlerinden aldıkları şırıngalı çikolatayı yerken hayatlarını kaybetmelerini iki gün tartıştık, sonra konuyu unuttuk.
Sorunun temeli dönüp dolaşıp, hükümete dayanıyor.
İstanbul Kantinciler Odası Başkanı, okul yönetimlerinin, ödenek alamadıkları için kantin kiralarına yüklendiğini söyledi.
Bazı okullar, bu nedenle kantin kiralarını yüzde 100’e varan oranlarda arttırmış.
Böyle olunca da kantinler denetimsiz şekilde her türlü zararlı yiyecek – içeceğin satıldığı yerlere dönüşüyor tabii.
Hükümetin bu işteki sorumluluğu da burada başlıyor.
Simit Sarayı’nı kurtarmak için 500 milyon dolar bulabilen hükümet, okullara ödenek veremiyor.
Kantincilerden aşırı kira alan okul yönetimleri de kantinleri yeterince denetleyemiyor.
Olan da küçücük çocuklara oluyor.
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2025
26.06.2025
23.06.2025
12.05.2025
4.04.2025
2.04.2025
6.03.2025
4.03.2025
28.02.2025
20.02.2025